English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ L ] / Listen to your father

Listen to your father translate Turkish

184 parallel translation
Excuse me, sir. Johnny, please, son, listen to your father just once on this trip.
Johnny, lütfen oğlum,... bir kerecik olsun babanın sözünü dinle.
- not to marry her in the first place? - Listen to your father.
- Babanı dinle.
If you listen to your father, ourwives will become widows.
Karılarımız dul, çocuklarımız yetim kalır.
Listen to your father, you animal!
Babanı dinle, seni hayvan!
Listen to your father.
Babanı dinle.
- Listen to your father, son.
- Ufaklık... Babanı dinle çocuk. Babanı dinle.
Before you decide listen to your father.
- Kararını vermeden önce... babanı dinleyebilrsin.
Listen to your father when he's talking to you.
Baban konuşurken onu dinle.
Anna, I know you won't listen to your father, but you always listen to me.
Anna... Babanı dinlemek istemeyeceğini biliyorum, ama beni her zaman dinleyeceksin.
Listen to your father.
Babanın sözünü dinle.
- Listen to your father, kid.
- Babanı dinle evlat.
Just listen to your father's entreaty
Sadece senin babanın yalvarmasını dinle
- Listen to your father, Kyle.
Babanı dinle Kyle.
Listen to your father, will you?
Babanı dinle, tamam mı? Rahatla biraz!
I want you to listen to your father. - Ben?
Babanı dinlemeni istiyorum.
Listen to your father.
- Babanı dinle.
Honey, don't listen to your father.
Tatlım, sen babana bakma. Süper iş çıkarmışsın.
- Virginia, listen to your father, if you ever want to go home again, do what you need to do to win this competition.
Ne kadar çok akraban varmış senin. Elbette, sahip. Temizle, temizle, temizle.
Listen to your father, Rory.
Babanı dinle, Rory.
Listen to your father!
Babanı dinle!
Listen to your father.
Asher, babanı dinle.
Do you always listen to your father?
Her zaman babanın dediklerini dinler misin?
- Kyle, listen to your father.
- Kyle, babanı dinle.
Listen, Mrs. Hudson, as long as I am rooming in your house... if your own father comes to the door, don't you believe a word he says.
Dinleyin, Bayan Hudson, evinizde kaldığım süre içerisinde kapıya kendi babanız gelse bile, söyleyeceği tek kelimeye dahi inanmayın.
Yes. Karen, listen to me. Your father is not dead.
Karen, dinle beni Baban ölmedi.
- Listen, your father don't mean for you to...
Dinle, baban sana asla.... Şştttt.
February is a long way away, and your father will simply have to listen...
Ama daha Şubat'a çok var ve babanın dinlemesi...
Listen to your dead father.
Ölü babanı dinle.
Lonesome. Listen to me, as your adopted father.
'Yalnız', üvey baban olarak beni dinlemeni istiyorum.
Balam, listen to me, as you'd have listened to your father.
Balam, babanı dinler gibi beni dinle.
Listen, father, cuckoo better and learn to mind your own business and don't hinder the others!
Dinle ahbap, guguğunu oyna.. ve kendi işinle uğraş.
I'll call your mother and father... and tell them to meet the bus. Listen.
Dinle.
Your mother, your father. They finally listen to you, man.
Annen ve baban nihayet seni dinliyorlar.
- Now, listen to me. If these three uglies get away with my million Dumb-Dumb, then your father's gonna owe me a big favor.
- Bu üç çirkinler milyonlarımla kaçarsalar Dum Dum, o zaman baban bana çok borçlanacak.
Listen, I came over to ask your father something.
Babana bir şey sormak için uğramıştım.
Don't listen to your crazy father, Donna.
Deli babanı dinleme Donna tamam mı? Kımıldama.
Listen, Brian, boys, listen to me, Let your father win, He needs it,
Dinleyin. Brian, çocuklar, beni dinleyin. Babanızın yenmesine izin verin.
Huh! Listen to me telling you what your father did.
Beni dinle, babanın ne yaptığını söylüyorum.
Because I'm your father doesn't mean I have to listen to this crap.
Baban olmam, bu saçmalıkları dinlememi gerektirmiyor.
Then listen, for whom you are so anxious, your Madhu has left you and and gone to her father's place
Madhu'nun nerde olduğunumu soruyorsun, ozaman dinle senin okadar çok sevdiğin, uğruna çırpındığın Madhun seni terketti ve babasının yanına döndü.
And if your father won't listen, I'm to remind him of the day you bought the daisies.
Ve eğer baban dinlemezse, papatyaları aldığın günü ona hatırlatacağım.
Father, for once in your life, will you just listen to me?
Baba, hayatında bir kerecik olsun beni dinleyecek misin?
Please Peter, listen to what your father says.
Lütfen Peter, babanın sözünü dinle.
Listen to me, I'm your father, there's nothing wrong with either one of you.
Beni dinleyin. Babanızım. İkinizin de bir sorunu yok.
Now, listen, your father really needs to concentrate... so we'll just stay here and not disturb him.
Dinleyin, babanızın konsantrasyonu bozulmamalı o yüzden burada bekleyelim ve onu rahatsız etmeyelim
I tried talking to your father, but he wouldn't listen to me.
Babanla konuşmayı denedim, ama beni dinlemedi.
- Listen, you know if Edward was your father, then you're talking to your auntie, son.
- Dinle, biliyor musun Edward senin babansa, şu anda halanla konuşuyorsun oğlum.
Listen. About your father. I know you're reluctant to do anything.
Dinle, baban hakkında bir şey yapmak istemediğini biliyorum.
Listen... I don't mean to pry, but I had a conversation with your father... about your mother.
Bak, karışmak istemem ama babanla, annenle ilgili konu hakkında konuştuk.
Now you're gonna listen to what your father has to say.
Şimdi babanın sözlerini dinleyeceksin.
Did your father-in-law listen to opera?
Kayınbaban opera dinlemeyi sever miydi?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]