Listen to your mother translate Turkish
246 parallel translation
Oh, now listen to your mother.
Şimdi anneni iyi dinle.
Listen to your mother.
Lafımı dinle içini kim görecek ki?
- Listen to your mother, sweetie.
- Anneni dinle, tatlım.
Listen to your mother!
Anneni dinle!
Listen to your mother.
Anneni dinle.
- Now listen to your mother and eat up.
- Anneni dinle. - Kalkmak istiyorum.
Listen to your mother.
Annenizi dinleyin.
You won't listen to your mother, Anna.
Anneni dinlememeye devam et sen böyle, Anna.
You don't listen to your mother, why should I?
Anneni sen bile dinlemiyorsun, ben neden dinleyeyim ki?
Natalia, listen to your mother, take that off, it's indecent and an affront to grandmother
Natalia, annem haklı! Çıkar şunu, çok açık saçık... büyük annemi rahatsız edebilir.
Listen to your mother!
Annenin sözünü dinle!
- Listen to your mother.
- Annenizi dinleyin.
You listen to your mother.
O zaman anneni dinle.
Listen to your mother.
Anneni dinlemelisin.
You should listen to your mother!
Anneni dinlemelisin!
You listen to your mother.
Sen annene kulak ver.
- LISTEN TO YOUR MOTHER.
- Annenizi dinleyin.
Never listen to your mother.
Anneni dinleme.
You gotta listen to your mother because she's smart. She's very smart.
Annenin sözünden çıkmamalısın çünkü O akıllıdır, çok akıllıdır.
- Listen to your mother, Lisa.
- Annene kulak ver, Lisa.
It's important that you listen to your mother.
Anneni dinlemen çok önemli bir şey.
Aeson... You listen to your mother.
Aeson annenin sözünü dinle.
You should listen to your mother.
Anneni dinlemelisin.
Don't listen to your mother.
Anneni dinleme.
You should listen to your mother's advise.
- Ne demiş büyüklerimiz? - Ne demiş?
- Listen to your mother, kids.
Annenizi dinleyin çocuklar.
It has a moral about how kids shouIdn't tease other kids... and how you should listen to your mother and not hold it.
Çocukların arkadaşlarıyla dalga geçmemeleri... ve annenin sözünü dinlenmesi gerektiği üzerine bir ders veriyor.
- Listen to your mother, Josh. Please?
- Josh, lütfen annenin sözünü dinle.
Well, you should listen to your mother.
Anne sözü dinlemelisin.
You couldn't listen to your mother.
Annenizi dinlemediniz.
Listen to your mother.
- Annenin sözünü dinle de sakinleş.
So listen to your dad and mother
# Babanızı annenizi dinleyin.
Mother, listen to the pleas of your son.
Anne, şu oğlunun yakarışını işit.
I'm glad your mother isn't here to see what's become of you. - Pa, please listen.
Neyse ki annen burda olup da senin şu halini görmedi.
Now, listen, Spock, you may be a wonderful science officer, but believe me, you couldn't sell fake patents to your mother. I fail to understand why I should care to induce my mother to purchase falsified patents.
Neden annemi sahte olan bir şeye inandırmakla uğraşayım?
Listen, Karl, your wife's mother used to make jellied carp.
Dinle Karl, senin kayınvaliden çok iyi reçelli sazan yaparmış.
I'll call your mother and father... and tell them to meet the bus. Listen.
Dinle.
Your mother, your father. They finally listen to you, man.
Annen ve baban nihayet seni dinliyorlar.
Listen to the words of your mother.
Annenin sözlerine kulak ver.
If I prove to you that I know you better than anyone in the world, better even than your own mother, will you listen to me?
Eğer seni dünyadaki herkesten daha iyi tanıdığımı kanıtlarsam, hatta kendi annenden bile, beni dinler misin?
You're a good boy to listen to your old mother's soliloquies, as Isak calls them.
Sen iyi bir evlatsın. Annenin monologlarını, ki Isak öyle diyor, dinliyorsun.
Yeah, but listen, don't say a word to your mother.
Daha sonra çengelleri alıp- -
Yeah, but listen, don't say a word to your mother. Because I want this to be a surprise, understand?
Dinleyin, annenize bir kelime dahi söylemek yok çünkü bunun sürpriz olmasını istiyorum, anladınız mı?
I thought I could come and listen to the Kliquot Club Eskimos with your mother.
Belki oraya gelip annenle birlikte Kliquot Club Eskimolarını dinleyebilirim diyordum.
And if you're having problems with your mother, I'd be glad to listen.
Ve annenle problemlerin varsa bunları seve seve dinlerim.
Your mother and I used to listen to Sinatra all the time.
Annenizle sürekli Sinatra dinlerdik.
Listen carefully to what your mother has to say.
Anneni dinle.
Listen, Nancy Drool and Hardly Boy it's impossible for your mother to have fallen.
Nancy Drool ve Hardly Boy... Annenizin düşmüş olması mümkün değil.
I can't bring it to your house, your mother despises me, so listen...
Senin evine getiremem, annen beni istemiyor, dinle beni...
Oh, no. Listen, don't you think it's a little weird... that you're trying to get your mother a date?
Hayır dinleyin, annenize bir randevu ayarlamaya çalışmanız sizce de biraz gaip bir durum değil mi?
Listen, you cannot talk to David tonight... not during Thanksgiving at my apartment where I am hosting you, David, your parents, and his mother.
Dinle, David'le bu akşam konuşamazsın Şükran Günü'nde ve benim dairemde, sana, David'e senin ailene ve onun annesine ev sahipliği yaparken olmaz.
listen to me 9369
listen to your heart 36
listen to the music 21
listen to me now 51
listen to me carefully 119
listen to me very carefully 119
listen to your father 24
listen to my voice 41
listen to this one 27
listen to her 124
listen to your heart 36
listen to the music 21
listen to me now 51
listen to me carefully 119
listen to me very carefully 119
listen to your father 24
listen to my voice 41
listen to this one 27
listen to her 124
listen to yourself 211
listen to him 223
listen to you 160
listen to what i'm saying 18
listen to them 53
listen to it 46
listen to this 734
listen to us 43
listen to me for a second 21
listen to that 89
listen to him 223
listen to you 160
listen to what i'm saying 18
listen to them 53
listen to it 46
listen to this 734
listen to us 43
listen to me for a second 21
listen to that 89