English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ L ] / Listen to this one

Listen to this one translate Turkish

212 parallel translation
Listen to this one :
Şunu dinle.
Esther, listen to this one.
Esther, şunu dinle. Haydi!
Listen to this one. "Dear Lonesome, though I never set eyes on you..."
Şunu dinleyin. "Sevgili Yalnız, seni hiç görmesem de..."
Now listen to this one.
Şimdi şunu dinleyin.
Listen to this one.
Al işte, bir tane daha geldi.
- I'd like to listen to this one.
- Birini dinlemek isterim.
Hey, listen to this one!
Hey, şunu dinle!
Listen to this one.
Şuna baksana.
Listen to this one.
Şunu bir dinleyin.
Listen to this one.
Şu dinle ;
Listen to this one!
Şunu dinle.
Listen to this one.
Bunu dinle.
And listen to this one.
Ve bunu dinleyin.
Wait, listen to this one.
Dur, şunu bir dinle.
Listen to this one, the same... Carabiniere is on duty at the Precinct House,
Bunu dinle, aynı şekilde bir jandarma, karakolda görevliymiş...
Well, listen to this one, rubber baby buggy bumpers.
Bugi - bebek - bangır - bungur.
Hey, listen to this one.
Bunu dinleyin.
Rockin'Rob's telling you to listen to this one... from inside home, sweet home.
Rockin'Rob'un bu söylediğini güvenli evinizden... dikkatli dinleyin.
Listen to this one, Guido.
Şunu dinle Guido.
Listen to this one.
Bunu dinleyin.
Listen to this one :
şunu dinle :
Listen, you tell me at 11 : 30 at night... that this man went to one of 15 different houses this afternoon...
Dinle, gecenin11 : 30'inde bu adamın... öğleden sonra 15 farklı eve gittiğini sölüyorsun...
No, listen, when there's one man low and greedy enough to bring sheep onto country like this, others will follow.
Hayır, dinle, hırslı ve alçak birinin bu topraklara koyun getirmesine müsaade edersek, diğerleride onu takip edecektir.
One long ago summer, sitting right here in this garden Sebastian said to me, "Mother, listen to this."
Uzun zaman önce bir yazın tam burada, bu bahçede otururken Sebastian dedi ki, "Anne, şunu dinle."
And if you don't listen to me, one of us will move from this house.
Dediklerime kulak vermezsen,... içimizden biri bu evden ayrılacak.
Listen to this chord... or this one.
Şu akordu dinle... bir de şunu.
Well, men, do I have only one volunteer? I only stood up back there to tell you that one day your doorbell's gonna ring, and there's gonna be this guy in a trench coat... Listen, pal.
Pekâlâ, beyler, sadece bir gönüllü mü var?
Listen to Randall on this one.
Bu işte Randall'a güven sen.
Well, listen to this, it's a big one
Eh, bunu bir dinle, büyük bir iş.
Listen to this. "Little enough to ask the life of one man... against a holocaust that could destroy the globe."
Şunu dinle. Dünyayı yok edecek bşir kıyımın yanında bir adamın hayatı nedir ki?
One day you can tell all this to anyone who is willing to listen.
Bir gün, bunları dinlemeye hazır olan herkese anlatabilirsin.
Now listen, sweet pants, Mr. Fillmore's trip is a short one and this whole thing has to be over and done with by the time he gets back.
Bak şekerim, Bay Fillmore'un seyahati kısa sürecek o dönene kadar her şeyi halletmemiz gerekiyor.
Let's listen to the playback of this one and call it a day.
Bu kaydı dinleyelim ve bu günlük bitsin.
Now, you listen to me, don't you dare bring one more thing into this house!
Şimdi, beni dinle, sakın ola, bu eve bir daha bir tek şey bile getirme!
Listen, if you think for one minute I'm gonna sit behind a desk... while this happens to me, you're dreamin'.
Bak, bütün bunlar olup biterken, eğer benim birşey yapmadan... masamın başında oturacağımı düşünüyorsan, hayal kuruyorsun demektir.
Please, listen to this guy's voice. Tell me if he's the one that hired you.
Bu adamın sesini dinle ; bak bakalım seni tutan adamın sesi mi.
Listen, rule number one in this business is you never... never listen to guests'phone calls.
Bakın, bizim meslekteki birinci kural... müşterilerin telefonunu asla dinlememektir.
Listen, Sam, I hope it's okay that I keep asking you this, but I just want to make sure one last time that you haven't changed your mind about me using your car.
Sam, umarım sürekli aynı şeyi sormamın sakıncası yoktur ama arabanı almam konusunda fikrini değiştirmediğinden emin olmak istiyorum. - Hayır, Woody.
Now listen up,'cause this song ain't dedicated to the one I love, but to the local heroes who happened to buck the rescue move on Secos State Beach this weekend and save someone's life.
Şimdi dinleyin bu şarkıyı sevgilim için değil hafta sonu Secos Plajı'nda birinin hayatını kurtaran yerel kahramanlar için çalıyorum.
I'll listen to you one last time, but if this thing doesn't work..
seni son bir kez daha dinleyeceğim, ama işe yaramaz ise..
Graff, we're going to listen to you this one time.
- Teşekkürler, şerif.
- Yeah, well, listen to this one.
- Şunu dinleyin.
Listen to me well, and remember this, or I'm going to remember you, every last one.
Beni iyi dinleyin ve şunu unutmayın. Çünkü ben sizi unutmayacağım. Her birinizi hatırlayacağım.
Listen carefully now, to what I say no one will enter this building now.
Şimdi dikkatle dinle. Hiç kimse binaya girmeyecek.
Wait, listen to me on this one.
- Azgın mı?
Londo, please, I know you don't listen to me but I'm asking you just this one time, don't do this!
Londo, lütfen. Beni hiç dinlemezsin, biliyorum ama bu sefer sana yalvarıyorum, bunu yapma!
Now to put this tape... where no one will ever listen to it.
Şimdide bu kaseti kimsenin bulamayacağı bir yere koyalım.
Listen to this. "One must wonder how these monsters are created." Chaney wrote this.
Şunu dinle. "Birilerinin canavarların nasıl yaratıldığını merak etmesi gerek." diye yazmış Chaney.
You got to listen to me on this one, Wade. Heck, you don't know.
Bu konuda beni dinlemek zorundasın Wade.
Ruth, just listen to me this one time.
Bir kere olsun beni dinle Ruth.
I'm going to say this one time, so listen carefully.
Bir daha tekrarlamayacağım, iyi dinle.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]