English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ L ] / Lock it down

Lock it down translate Turkish

321 parallel translation
Give us a few minutes to lock it down.
Birazdan onu onarmış oluruz.
See if you can't lock it down.
Sabitleştirmeye çalış.
Okay, lock it down.
Tamam, sabitleyelim.
Let's lock it down.
Burayı kapatalım.
We lock it down and disembowel it.
Onu kilitleyip, içini dışına çıkaralım.
Lock it down.
Sabitleyin.
Lock it down.
Takın ve kurun.
Lock it down!
Kilitle!
Lock it down for now.
Şimdilik kilitle.
Lock it down, Chick.
Oraya yerleştirin. Bağla, Chick.
I'll lock it down.
Kilitleyeceğim.
Lock it down!
Sıkı tutun!
- Try to lock it down.
Yerini tespit etmeye çalış.
Let's lock it down.
Kilitleyelim.
Lock it down!
Kilitleyin!
Should lock it down.
Yeter herhalde.
I took it overseas to lock it down totally
* Bunu deniz aşırı uzağa götürdüm. kontrol altına alabilmek için *...
- What? - Lock it down.
Ne dediler?
Shall we lock it down?
Sabitleyelim mi?
Lock it down.
Onu yakalayın.
Give me 10 minutes to find Summer, lock it down for tomorrow. See where the night takes me.
Summer'ı bulup yarınki olayı bağlamak için bana 10 dakika ver Bakalım gece bana ne sürprizler yapacak?
Put a tracker on them to lead us to the armoury, then we lock it down till we're ready to strike.
Bize Cephaneliği göstermesi için içlerine adam yerleştirdik. Vurmaya hazır oluncaya kadar da gözaltında tutacağız.
Lock it down.
Kilitle.
Use the phase loop to lock it down.
Kapatmak için faz döngüsü kullan.
Lock it down.
Binayı kilitleyin, derhal!
Lock it down up there! Close the hatch!
- Kompartımanları boşaltın.
- He won " t lock it down or evacuate.
- Parkı kapatıp boşaltmaya razı olmadı.
I forgot to lock the doors... and it would take me five minutes to get down out of this tree.
Kapıyı kitlemeyi unuttum ve bu ağaçtan inmek 5 dakikamı falan alırdı.
You can find it down there under the lock, I think, on the floor.
Onu orada kilidin altında yerde bulabilirsiniz, sanırım,
The scanner shows it to be a break in the communications laser, down by the emergency air lock.
Test cihazı gösteriyor ki, lazer muhabere sistemi arızalı. Acil hava kilidinin orada.
It was in the room of the Mrs. Inglethorp, shortly afterwards of discovering the lock of the broken down briefcase.
Bayan Inglethorp'un odasındaydık. Tam da evrak çantasının kilidinin zorlandığını fark ettiğimizden sonraydı.
Now, go lock down and smile while you're doing it.
Gir ve emniyete al, ve yaparken de gülümse.
We gotta shut that town down. lock it up... dig a moat around it.
O kasabanın dışarıyla temasını kesmeliyiz... etrafına hendek kazmalıyız.
If she tries to lock the door. Break it down.
Kapıyı kilitlemeye çalışırsa, kırarsın.
- Put the bowl down, lock in and do it. - It's your job.
Kaseyi koyuyorum, odaklanıyorum ve başlıyorum.
She'd lock herself upstairs for days, and she was always coming down on me, saying I didn't deserve to have it so easy and that I didn't know how hard it was to be her and
Kendini günlerce üst kata kilitledi. Beni acımasızca azarlar, bu kadar kolay bir hayata sahip olmayı hak etmediğimi, onun yerinde olmanın ne kadar zor olduğunu bilmediğimi söylerdi.
Lock it down.
Kapatın.
If we can shut down the force fields around Sick Bay, I could get a transporter lock on it.
Eğer Revir'in etrafında ki güç alanını etkisiz hale getirebilirsek, üzerine kilitlenebilirim.
Let me see if my department can run this down and find out what lock it goes to.
Bizim şube bunu bir araştırsın belki hangi kilidi açıyor bulabilirler.
It means that I lock down the cells and I burn this place to the ground with you and everyone else inside.
Açıkçası hücreleri kapatıp burayı ateşe vermek, zorunda kalabilirim. Tabi seni ve diğerlerini içerde bırakarak.
So we even try to reroute, it'll lock down. [Speaks Chinese]
Eğer rotayı değiştirmeye kalkarsak kilitlenecek. Zekice.
First, it's a lock-down, next thing you know he'll be burning books.
Önce okulu kilitler, sonra bakarsın ki kitapları yakıyor.
Look, if we don't get that lock off of Nevins and put it back on this crate, we're gonna be staring down the business end of the mother of all messes.
Bakın, Lewins'i bulup, boynundaki kilidi almalıyız. Yoksa, anneniz geldiğinde tüm bu pisiliği görecek.
I'll lock you in your house, burn it down and I'll throw in a pig's head too!
Seni bir eve kapatıp o evi yakacağım. İçeriye de domuz kafası atacağım.
- I'm done down there, Kenny, you can lock it back up.
- Ben burayı hallederim, Kenny, sen arkaya bak.
I don't know if anyone's told you, but the sooner we can lock this mission down, the more comfortable the Joint Chiefs will be with it.
Kimse söyledi mi bilmiyorum, ama bu görevi ne kadar çabuk kesinleştirirsek, kuvvet komutanları o kadar rahat edecek.
When you activate this, it will lock down the security system for as long as it takes to copy the blueprints.
Bunu devreye soktuğunda, planları kopyalaman için güvenlik sistemini kapatacak.
Perhaps it's some building lock-down protocol or some security voodoo.
Belki binanın kapanmasından dolayıdır, bir çeşit güvenlik büyüsü olabilir.
Lock it down.
Kapıları kilitleyin.
Hose down the boat, lock it up so we don't go out of business.
Tekneye hortum tut, sonra da kapat... -... işimizden olmayalım.
My guys can lock it down.
Doğu girişi.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]