Look at her go translate Turkish
178 parallel translation
Whoo-hoo! Look at her go there, boys!
Gidişine bakın çocuklar!
Look at her go.
Şuna bak.
Oh, look at her go!
Oh, bak nasıl gidiyor.!
Golly, look at her go.
Göster onlara, Alexis!
Look at her go.
Şuna da bakın!
Look at her go!
Şu gidişe bak!
Look at her go.
O giderken bak.
- Look at her go.
- Bak nasıl sallanıyor.
God, what an appetite. Look at her go.
Tanrım, bu ne iştah, Şuna bak!
Wow. Look at her go.
Şu hareketlerine bak!
Look at her go!
Bakin nasil gidiyor.
Look at her go.
Şuna bak..
Jesus, look at her go.
Aman Tanrım, bir bak şuna.
Jesus, look at her go!
Dönüşü alıyor! - İşte orada!
No matter how far back in time you go, every rock contains a detailed picture of the environment it formed in, if you know how to look at it.
Zamanda ne kadar geriye giderseniz gidin her kaya oluştuğu çevrenin detaylı bir resmini içerir. Tabii nasıl bakacağınızı bilirseniz.
I always used to look forward to my summer in my country but I'm only there at stray moments now when I go to visit my parents.
Kasabamdayken her zaman yazın gelmesini beklerdim Fakat şimdilerde anne babamı ziyarete gittiğimde, yani yazla alakasız zamanlarda orada olabiliyorum.
Let me go take a look at her.
Gidip ona bir bakayım.
Look at her eyes, they follow you wherever you go.
Gözlerine bakın, nereye giderseniz takip eder onlar.
Doctor, may I go and have a look at her?
Doktor, girip nasıl olduğuna bakabilir miyim?
Go in, take a look at her.
Hadi, girin bakın.
I'm ashamed to go home and let my mother look at me.
- Her bakımdan. - Evet.
I'll just go and have another look at her.
Gidip bir kez daha kontrol edeyim onu.
When she tries to take him for a walk, he'll get one look at those stairs and go right for her throat.
Şu merdivenlere bir bakar ve boğazına saldırır.
Look at you, always having a go at me
Her zaman bana sataşacak bir şeylerin oluyor.
I'll look out here, you go steal her horse.
Hadi atını çalalım!
Don't you think we ought to go down and take a look at her?
Aşağı inip ona bir bakmalı mıyız?
Well, I'd rather look at her than watch you go to seed :
Peki, senin düşüşünü izlemektense, O'na bakmayı tercih ederim.
Let's go take a look at her crew.
Gidip mürettebatına bakalım.
You go up to try to look at her and Mrs Fawlty, she go crazy.
Sizi çıkıp kıza bakmaya çalışmak... ve Bayan Fawlty, çılgına dönmek.
- l want to look at her, please go back.
- Ona bakmak istiyorum, geri dön.
I thought we were gonna go... to the planetarium and look at a lot of stars.
Her neyse - Gökevine gidip bir sürü yıldıza bakacağımızı düşünmüştüm.
Many's a night I sit here, looking across at my wife, as she's sitting over there, much like you are, and I look at her, and I think... go home.
Birçok gece, burada otururum karşımda oturan karıma bakarak o orada aynı senin gibi otururken ve ona bakıp şöyle düşünürüm evine git.
I, to be like being at home, when I go out, then... there's sunshine, there are birds, it's just enough to look...
İnsanı her şey eğlendirir. Mesela ben dışarı çıktığımda güneşi, kuşları görünce mutlu olurum.
Look at my sandals. Tell her to go back inside.
Yeni terliklerime bak.
I bet you go all girly and giggly every time you "look at me"!
İddiaya girerim ki, bana her baktığınızda hepiniz, kız gibi kıkırdıyorsunuzdur!
Whoa, look at her big tree go.
Şu kocaman ağacın yanışına bakın.
Let's go look at her.
Hadi gidip ona bakalım.
Women do stuff like that. You say "She's cute" or "Her hair's nice", but guys don't go "Look at his shoulders".
Kadinlar böyle seyler yaparlar. "O hos" ya da "Saçlari güzel" diyebilirsiniz,
Go on, Dickey. Take a look at her.
Gel Dickey, sen de bir bak.
Look, I realize every cub reporter in a skirt... must go ga-ga at the great Peter Brackett approaching them... but I can't believe you're trying to hit on me while I'm covering a story.
Bak, eminim etek giyen her muhabir Peter Braketin ilgisi karşısında kendini kaybederdi ama gene de bir hikâye yakalamaya çalışırken bana asıldığına inanamıyorum.
Go and take a look at her.
Gidip ilgilen.
In films, the guy who made the software has always left a back door so he could get back in when he wanted and look at all the missiles and go, "Ooh".
Filmlerde, programı yazan adam her zaman bir arka kapı bırakır. Böylece istediği zaman geri gelip, füzelere bakabilecek ve şöyle yapabilecek : "Ooh."
I want to look at her and I want to say, "Go for it."
Ona bakmak ve "haydi yap" demek istiyorum.
Look at her. She's scared to death! - Can I go in there for a few minutes?
Ölümden korkuyor lütfen izin verin birkaç dakikalığına içeri gireyim.
One look at you and your benefactress is gonna go running in fear for her life.
Biri sana baksa hayırsever sahiben de can korkusuyla kaçar.
All right, Kenny, time to go. Look at her.
- Hadi Kenny gitme zamanın geldi.
I'm going to dinner with my wife, her parents, and, this weekend, I'm going to go look at a boat.
Karım orada olacak, ailesi de, ve hafta sonunda da bir tekneye bakmaya gideceğim.
Go back and look at her now!
Şimdi geri dön ve ona iyice bak!
Look at her... she thinks she can go to the awards.
Ödül törenine gidebileceğini düşünüyor.
Matilda's burned flesh was so sensitive to light, she could only go out at night always wearing a porcelain mask so no one could ever look upon her face.
Matilda'nın yanık derisi ışığa karşı çok duyarlıydı, daima porselenden bir maske takarak... yanlız geceleri dışarı çıkabilirdi. ... böylece hiç kimse onun yüzüne bakamadı.
You don't really realize until you sit down during a lull or something, and you look at your buddy and go, " We're out 1 00 miles at sea!
Sessizce oturup arkadaşınıza bakarak, "160km açık denizdeyiz! Süper!" diyene kadar her şeyin farkına varamıyorsunuz.
look at me 7366
look at this 4731
look at him 1555
look at her 948
look at me now 78
look at you 3730
look at that 4253
look at your face 75
look at yourself 268
look at it 733
look at this 4731
look at him 1555
look at her 948
look at me now 78
look at you 3730
look at that 4253
look at your face 75
look at yourself 268
look at it 733
look at them 596
look at my face 104
look at you go 18
look at us 558
look at this guy 173
look at the bright side 75
look at him go 61
look at this view 22
look at this picture 28
look at this mess 66
look at my face 104
look at you go 18
look at us 558
look at this guy 173
look at the bright side 75
look at him go 61
look at this view 22
look at this picture 28
look at this mess 66