Look good translate Turkish
14,976 parallel translation
What I need you to understand is this does not look good for you.
Durum senin için hiç iyi görünmüyor, bunu anlaman gerek.
You look good.
İyi görünüyorsun.
You got a bra. They look good.
İyi görünüyorlar.
He doesn't look good.
İyi görünmüyor.
Don't he look good, Rose?
İyi görünüyor, değil mi Rose?
Hey, don't he look good, Mr. Bono?
İyi görünmüyor mu Bay Bono?
I'm a little wet, but I still look good.
Biraz ıslağım ama yine de iyi görünüyorum.
I look good.
İyi görünüyorum.
- You look good.
- Harika görünüyorsun.
Don't you look good?
Çok iyi görünüyorsun.
You look good, boy.
İyi gözüküyorsun.
You look good with that promotion on you.
Terfi sana yaramış.
If I look good, I fucking play good.
İyi görünüyorsa, iyi de oynuyorum.
I don't have to look good to play good.
Güzel görünmek zorunda değilim ama iyi oynamak zorundayım.
Doesn't look good.
İyi görünmüyor.
They look good.
İyi görünüyorsunuz.
I dunno, it doesn't look good.
Bilmiyorum. İyi bir şeye benzemiyor.
Don't that look good?
Güzel görünmüyor mu?
You look good.
Güzelsin.
You don't look good.
- İyi görünmüyorsun.
No, you're fine. You look good.
Hayır, gayet iyisin, iyi görünüyorsun.
You look good, man!
İyi görünüyorsun dostum!
They didn't get a good look at you.
Sana pek iyi bakamamışlardı.
- Look it's hard to find good help.
Bak, iyi bir yardım bulmak zor.
You look good, mom.
Evet, paylaşacağım.
Thought we might go down and take a good look at the river.
Gidip nehri seyrederiz diye düşünmüştük.
Take a good, hard look...
İyi, sert bak...
You don't look too good.
Pek iyi görünmüyorsun.
Good Lord, look at you.
Aman Tanrım! Kendine bir baksana!
It's not gonna look as good.
Güzel görünmeyecek.
Have you had a good look at what you've done?
Ne yaptığına iyi baktın mı?
Good, maybe you can come over to our house, have a look at our Internet?
Güzel, belki de evimize gelebilirsin. Internete bir göz atın?
We've got a really good research team, and when I look at that picture, I don't think "elite."
Çok iyi bir araştırma ekibimiz var ve bu fotoğrafa baktığımda "seçkin" diyemiyorum.
Look how good you look.
Şu güzelliğine bir bak.
This doesn't look too good for you, Mr. Stackhouse.
Bu sizin için pek iyi görünmüyor, Bay Stackhouse.
Look, he's a good kid.
Bak, o iyi bir çocuk.
That is not a good look, mate.
Bu iyi görünmüyor ahbap.
This girl's probably not even gonna wanna talk to us in public, so it's not gonna be a good look if you get all screechy, or you accidentally shoot the girl.
Bu kızlar büyük ihtimal ile bizimle halk içinde konuşmayacaklardır, yani eğer tüm cırtlamayı üstlenecek olursan bu iyi bir görüntü olmayacaktır. Ya da yanlışlıkla bir kızı vuracak olursan.
You need to take a good look in the mirror, seriously.
Aynaya cidden iyi bakmanız gerekiyor.
No one got a good look at it, but it was big, whatever it was.
Kimse doğru düzgün göremedi ama her ne ise, kocamanmış.
- Panicked brokers are trying to encourage investors to keep them selling, but it doesn't look like it's doing much good.
- Paniklenen brokerlar deniyor Yatırımcıları satışlarını devam ettirmeye teşvik etmek, Ama çok iyi yapıyor gibi görünmüyor.
But you still got a good look at the suspect?
- Şüpheliyi iyice görebilirdiniz mi?
Cam, look at that. That looks good, man.
Cam, şuna bak.
LeBron James, look, he got a good two inches on Kobe heightwise, and like three...
LeBron James Kobe'den 5 santimetre uzun ve üç -
This don't look good, Mike.
Bu hiç iyi görünmüyor Mike.
You sure don't look too good to me, man.
Bana pek iyi gelmedin be dostum.
You look like good boys. Good Christians.
İyi insanlara, inançlı Hıristiyanlara benziyorsunuz.
I think it look pretty good, all things considered.
Bence tüm olanlar düşünülürse, gayet iyi görünüyor.
Okay, look, Jerry has mentioned Afghanistan to me once, and mentioned it to know why the only good story to come out of there in a year was on another network.
Bak, Jerry'le Afganistan meselesini daha önce konuştuk bir yıldan beri gelen tek önemli haber neden başka bir kanaldan geldi diye sordu.
Look, we're good, aren't we? We'll always have Kabul.
Kabil'de yaşadıklarımız her zaman bizimle olacak.
Well, look what good that did him.
Bak bu onu ne kadar iyi yaptı.
good 48980
good night 12775
good morning 12476
goodbye 8643
good luck 6133
good evening 5411
goodnight 1676
goody 261
good morning to you 106
goodness 671
good night 12775
good morning 12476
goodbye 8643
good luck 6133
good evening 5411
goodnight 1676
goody 261
good morning to you 106
goodness 671
good job 2434
goodspeed 27
goodweather 34
goodie 48
good boy 1464
good luck tomorrow 38
goodwin 111
good afternoon 2327
good morning to you too 27
good to see you 2547
goodspeed 27
goodweather 34
goodie 48
good boy 1464
good luck tomorrow 38
goodwin 111
good afternoon 2327
good morning to you too 27
good to see you 2547
good for you 2168
good to hear from you 16
good girl 941
good to know 481
good call 326
good work 1533
good day 1886
good one 705
good luck to you all 17
good work today 50
good to hear from you 16
good girl 941
good to know 481
good call 326
good work 1533
good day 1886
good one 705
good luck to you all 17
good work today 50