English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ L ] / Loosen up

Loosen up translate Turkish

865 parallel translation
Come on, Bill, loosen up.
Hadi, Bill, gevşe biraz.
Come on, sister, loosen up.
Hadi bacım, gevşeyin.
Come on, loosen up, Joe.
Haydi, dökül artık Joe.
Relax, Ross, loosen up.
Rahat ol, Ross. Gevşe.
Yeah, he'd make the rich people loosen up and lend us farmers some money.
Zenginleri biraz gevşetip çiftçilere borç verdirtirdi.
Why not loosen up and save yourself a lot of trouble?
Neden biraz içini döküp kendini bir sürü dertten kurtarmıyorsun?
Loosen up, chum.
Sakin ol dostum.
That's when they loosen up.
O zaman rahat olurlar.
And another thing. I'm not going to enter another horse until you loosen up that track, Mr. Pencil-Pusher.
O pisti biraz rahatlatmadan başka at sokmayacağım Bay Katip.
Come on, loosen up. Spring is here.
Baharın tadını çıkarıyorum.
You gotta loosen up sometimes.
Bazen rahatlamalısın.
Loosen up.
Gevşe biraz.
Come on, big fellow, loosen up, relax those muscles.
Haydi koca adam, gevşe. Kaslarını gevşet.
You mean, if you'd loosen up a little, I'd have enough.
Yani, kesenin ağzını biraz açabilseydin, benim için yeterli olurdu.
Loosen up your gray matter a little.
Kafan biraz rahatlar.
Loosen up.
Rahatla.
While you're at it why don't you also loosen up a bit more on the other two D's the "dating" and the "dance"?
Hazır başlamışken... neden diğer iki yasak hakkında da değişiklik yapmıyorsunuz? Çıkmak ve dansa gitmek hakkında.
Now, fool, loosen up your tongue.
Şimdi, yaşlı aptal, çıkar ağzındaki baklayı.
She won't loosen up with it.
İkna olmayacak.
Don't let her loosen up.
Gevşemesine izin vermeyin
Loosen up!
Sakin ol!
Please now, everyone loosen up your purse strings.
25 ryo! Şimdi lütfen..... herkes keselerinin ağzını açsın.
All right, now, kid, loosen up.
Tamam. Biraz rahat ol evlat.
Loosen up a bit.
Biraz gevşeyin.
Sonny, things are starting to loosen up.
Sonny, işler rahatlamaya başladı.
Come on, loosen up.
Haydi, aç bacaklarını.
I think I'll make a practice run, loosen up the machine.
Bir deneme sürüşü yapmak istiyorum. Makineyi serbest bırak.
Just loosen up those hips, sugar.
Sadece şu kalçaları birazcık gevşet, şekerim.
With some sauce it'll loosen up.
. Biraz sosla çözülecektir.
Loosen up a bit.
Biraz gevşemelisin.
Oh, come on, loosen up.
Hadi ama, gevşe biraz.
Loosen up a little bit.
Gevşe biraz.
Loosen up!
Bırak!
Loosen up a little.
Gevşe biraz.
Loosen up, my man, we're gonna party.
Gevşe biraz adamım, burada parti yapıyoruz.
You need to loosen up.
Gevşemeye ihtiyacın var.
Well, maybe you should, loosen your ass up.
Belki de içmelisin hem kıçın ısınır.
Loosen up.
Gevşe.
Gotta loosen this up with something.
Sert bir şeye rastladık.
Yoshiko will loosen him up a bit, right?
Yoshiko onu biraz gevşetir, değil mi?
Loosen this up a little.
Bunu sal biraz.
- It'll loosen you up.
- Rahatlatır.
Sometimes a drink will loosen me up.
Bazen içki beni gevşetir.
And that's part of our history, and what we want to do is kind of loosen you up, to more or less prepare you for the experience that we're about to take you through.
Bu tarihimizin bir parçasıdır. Yapmak istediğimiz sizi bir şekilde gevşetmektir. Sizi deneyime az çok hazırlayacağız.
It'll loosen you up.
Seni gevşetir.
Loosen you up.
Seni rahatlatır.
Something ought to loosen him up.
Onu rahatlatacak bir şeyler olmalı.
Loosen her up a little bit.
Onu gevşet biraz.
Except of the wall, the Russians fought to loosen the German blockade e to speed up the slow columns that they passed for the frozen lake.
Halkanın dışında Ruslar kuşatmayı gevşetmek için savaştılar ve buz tutmuş gölün üzerinden acınacak derecede yavaş giden konvoyları hızlandırdılar.
All right, loosen them up.
Öyleyse onları hoppalaştır.
Easy, you'll loosen my molar up.
Sakin ol, azı dişim gevşeyecek.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]