English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ M ] / Man up

Man up translate Turkish

14,694 parallel translation
"And if I have, I need to man up and get back on track."
"Eğer öyle yaptıysam, biraz erkek olup, doğru yola tekrar girmeliyim."
Good man, put those tools right up front there.
Aletleri ön tarafa koy.
Hey, funny man, shut the fuck up.
- Kapa çeneni be.
Up here in the middle of all this, I'm thinking about my girls, man.
Burada, her şeyin ortasında durmuş kızlarımı düşünüyorum.
- Shut up, man.
- Kapat çeneni.
The man who shot up Pop's Barber Shop and killed a good man trying to get at you.
Babalık'ın Berber Dükkanı'na kurşun yağdırtan ve seni vurmaya çalışırken masum bir adamı öldürten adam.
Yo, man, time's up.
Hadi ahbap, süren doldu.
Getting caught up with her ain't the smartest thing, but, man, she's gorgeous, I'll give you that.
Ondan etkilenmek pek akıllıca olmaz ama güzel kadın, ne diyeyim.
Didn't your old man come up on the Mets?
Baban Mets için oynamamış mıydı?
The boy in that photo would grow up to be Cornell Stokes, aka Cottonmouth, a man whose name rings out in both legitimate and criminal circles.
Bu fotoğraftaki de Cornell Stokes, namıdiğer Cottonmouth'un küçüklüğü. Hem iş hem de suç dünyasında nam salmış bir adam.
Man, this crack game is blowin'up.
Kokain işi aldı başını yürüdü.
I think if you play this right, you could have supporters with even deeper pockets behind you, who see this as a political issue, and see your cousin as a brave man who stood up to a freak.
Doğru hamle yaparsanız bu işe siyasi açıdan bakan ve kuzeninizi delinin tekine kafa tutmuş cesur bir adam olarak gören cüzdanı kabarık destekçileriniz olabilir.
Ease up, man.
Ağır ol ahbap.
Get up off me, man.
Bıraksana ya.
That's what's up, man.
Öyle olmuş, evet.
One of the best to pick up the mic, the one and only Method Man!
En iyi rapçilerden biri mikrofonda, rakipsiz Method Man!
You forget I grew up around the man.
Onun dizinin dibinde büyüdüğümü unutuyorsun.
But here, in the jungles and towns of southern Ecuador, he's become a folk hero... a man unafraid to stand up and be counted.
Oysa burada, Ekvador'un güneyinde direnmekten ve ölmekten korkmayan bir halk kahramanı.
Hey, man. Hey, what's up?
Hey, Naber?
What's up, man?
Naber dostum?
What's up, man?
Naber?
Oh... What's up, big man?
Nasılsın koca adam?
Well, every week, the fat man... would come into the store and he'd pick up all the fat.
Her hafta, yağ alan bir adam vardı. Dükkana gelir ve ne kadar yağ varsa toparlayıp giderdi.
What's up, man?
N'aber adamım?
- That's what's up, man. - Anytime.
Ne demek dostum, her zaman.
My old man owns half, and I can't bloody get up there.
Oranın yarısı benim ihtiyarın ama ben bile gidemiyorum oraya.
Never thought I'd end up a railroad man.
- Demiryolu işçisi olacağım aklıma gelmezdi.
In fact, it's so full of dick, that I can't pick up the phone and make a simple- - man on the phone :
Aslında, o kadar yarakla dolu ki, telefona cevap dahi verip basit bir konuşma yapamıyorum. Adamım.
Man in car : Jesus! Word up?
Tanrım! Evet?
The last time she did this to Frankie, his face blew up like the elephant man.
Bunu en son Frankie'ye yaptığında, yüzü fil adamın yüzü gibi şişmişti.
Whenever I see a black man being chased by armed officers, my guard goes up.
Polisler tarafından kovalanan siyah bir adam gördüğümde hemen gardımı kaldırıyorum.
I-imagine That o.J. Simpson was set up by the cops Because he was a black man.
Düşün ki O.J. Simpson siyahlardan nefret eden polisler tarafından tuzağa düşürüldü.
The police are trying to pull him down and put him in chains, like they do with any black man who rises up.
Polis, yükselen her siyahiye yaptığı gibi, onu yakalamaya ve parmaklıklar arkasına koymak istiyor.
You teed this whole damn thing up, man!
Bu işi Johnnie'den başkasının çözemeyeceğini söyleyen sendin.
"The height of nobility," "a man of your stature," "someone to look up to."
"Asaletin boyu, boysuz poslu adam yüceltilecek biri."
- Hey, what's up, man?
- Ne haber dostum?
You don't think that every man and woman in the county with half a brain and an empty pocket isn't coming up with a similar scheme?
Şehirde kafası çalışan ama cebi boş olan insanların hepsinin benzer bir dolapla gelmediğini mi sanıyorsun?
And that's a goddamn tragedy, but I'm not the one that told Corrado Galasso to shove his money up his ass. Man, you act like it was me.
Lanet olası bir trajediydi ama Corrado Galasso'ya parasını kıçına sokmasını söyleyen ben değildim.
What's up, man?
Ne oldu, dostum?
What's up with the white girl, man?
Beyaz kıza ne oldu, dostum?
Okay, let's wrap up the one-man show and get you up to dry land, okay?
Tamam, özet geç ve çık da kurulan, tamam mı?
Look, man, I got a grave to dig right over there, and you can't be here when the funeral party shows up.
Hemen ileriye mezar kazmam gerek, cenaze töreni başladığında burada olamazsın.
Time to get up, old man.
Kalkma vakti ihtiyar.
What's up, little man?
Nasılsın küçük adam?
A man who wants to live a clean life, here you are signing up for the biggest robbery of all.
Temiz bir hayat yaşamak isteyen adam gelmiş soygunların en büyüğüne katılıyor.
- Shut up. How do we know this foolish man will hand over the diamonds - when we're done?
İşi yapınca o aptal kulun elmasları vereceğini ne bilelim?
- I'll set up shop. I'll put every man... - Yeah.
Arama başlatacağız ve buradan Maypole'a kadar her kavşağa adamlarımızı koyacağız.
The other day I saw this... little old man, must have been in his 90s, all dressed up, standing in front of his wife's grave... smiling.
Geçen gün burada yaşlı bir adam vardı. 90'lı yaşlarda süslenmiş karısının mezarının önünde gülümsüyordu.
He's gonna grow up and be a strong man one day.
Büyüdüğünde bir gün çok güçlü bir adam olacak.
Regarding last night's nocturnal activities, a suspect calling himself Azrael led a one-man assault upon Wayne Manor, whereupon an altercation ensued in which said suspect was blown up by a person or persons unknown.
Dün geceki olaylara göre kendisine Azrael diyen bir şüpheli Wayne Malikanesi'ne tek kişilik bir saldırı düzenledi. Çıkan münakaşa sonucunda kişi ya da kişilerce havaya uçurulduğu söyleniyor.
"time shall open up the mouth of every man to the truth of his neighbor."
Zamanla herkes komşusunun ayıbını söyleyecektir.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]