English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ M ] / Maybe more

Maybe more translate Turkish

5,761 parallel translation
Maybe more than talk.
Belki konuşmadan biraz fazlası.
In any case, the scale is fluid, and I imagine I have a decade- - maybe more, to change your mind.
Hangi durumda olursa olsun, ölçek sabit değil ve ben 10 yılda, belki daha fazla sürede fikrini değiştireceğini hayal ediyorum.
Well, it's looking more and more like Kiki and Jon were maybe in on this together.
Gittikçe, Kiki ve Jon sanki bu işte birlikte olabilirlermiş gibi görünüyor.
Well, maybe our old friend Scotty, here, will be more forthcoming now that somebody is shooting at him.
Biri ona ateş açtığına göre eski dostumuz Scotty artık biraz daha cana yakın davranabilir.
Maybe allow for more time to escape?
- Belki de kaçabilecek kadar zaman kazandırmak için?
Maybe I should have been more clear.
- Belki de daha açık olmalıydım.
You know, maybe if I'd gotten more sleep that night, if the plane had been on time, then I wouldn't have freaked out.
Bilirsin, belki o gece daha çok uyusaydım, eğer o uçak zamanında kalksaydı, o zaman böyle çıldırmazdım.
Maybe you're doing stupid stuff because you want it more dangerous.
Belki de daha tehlikeli olmasını istediğin için aptalca şeyler yapıyorsun.
If you gave a shit about Tara, maybe you'd spend a little less time being a thug, and a little more time being a dad.
Tara sikinde olsaydı, haydut olmaya daha az baba olmaya biraz daha fazla zaman ayırırdın belki de.
By your tone, I'm assuming she's something more than a rabbi, maybe.
Ses tonun, onda bir hahamdan daha fazlası olduğunu varsıyıyorum, belki.
Oh, if you gave a shit about Tara, maybe you'd spend a little less time being a thug and little more time being a dad.
Tara sikinde olsaydı, haydut olmaya daha az baba olmaya biraz daha fazla zaman ayırırdın belki de.
The guns we found at the aid depot leveled the playing field, and maybe, maybe if we'd had more bullets, we could have...
Depoda bulduğumuz silahlar yalnızca gücümüzü eşitledi ve belki biraz daha mermimiz olsaydı...
Maybe you want to tell me more.
Belki bana anlatmak istersin.
Maybe I don't want to cover it up any more.
Belki de daha fazla gizlemek istemiyorumdur.
Maybe you guys do more than your laundry here.
Belki de burada kirli çamaşırlarınızdan çok daha fazlası vardır.
The doctor says at least two more weeks, maybe a month.
Doktorun demesine göre en az iki hafta, belki bir ay.
Maybe you two are more similar than you'd like to admit.
Her ne kadar itiraf etmek istemesen de aslında birbirinize benziyorsunuz.
Jordan just wanted me to prove that you can't control your anger so maybe you would take therapy a little more seriously.
Jordan benden öfkeni kontrol edemediğini ispatlamamı istedi. Böylece terapini daha ciddiye alırmışsın belki.
Maybe when there's no-one left to fight any more?
Belki geriye savaşacak adam kalmayınca biter?
Maybe you're more used to it than I am.
Belki de sen benden daha fazla alışıksın.
Maybe when there's no-one left to fight any more?
Belki savaşacak kimse kalmazsa biter.
Maybe... which is why we need more guards.
Belki de. Bu yüzden daha çok askere ihtiyacımız var.
Maybe if you spoke to me more, you'd know.
Belki benimle daha çok konuşursan öğrenirsin.
Maybe a few more will put him on his back.
Belki arkasından bir kaç darbe daha gelecektir.
You're the one who's always saying you want to hang out with BoJack more, and how it's weird that BoJack never returns your calls, and how I should hang up the phone because maybe BoJack's trying to call you right now.
Sen sürekli BoJack ile daha fazla takılmak istediğini söylemez misin, ve BoJack ilginç bir şekilde senin aramalarına hiç geri dönüş yapmaz, ve ben nasılda BoJack ya seni geri ararsa diye hemen telefonu kapatmak zorunda kalırım.
Oh, oh, oh, oh! Hey, maybe it make it more Diane-y?
Daha fazla Diane'ce yapsak mı?
I mean, maybe give her more lines or words or, I don't know, feelings or whatever?
Ona biraz daha fazla replik veya konuşma versek ya da ne bileyim, duyguları olsa?
Come back to my place, maybe get a little more naked, - honest and revealing?
Evime gideriz, biraz daha çıplak samimi ve açık oluruz.
Well, maybe the two of you can catch up some more when she gets out of rehab.
Belki rehabilitasyondan sonra arayı kapatırsınız.
Maybe I could help you connect with them a little bit more.
Belki onlarla biraz daha yakınlaşman sana yardım edebilirim.
Finding the one working against us- - or who knows, maybe there's more than one.
Bize karşı çalışan birini bulmak- - Belki birden fazla kişi vardır.
Maybe a little more secure than last time.
Belki geçen seferkinden biraz daha güvenli bir yere.
Maybe he'll give us some more time.
Belki bize biraz daha zaman verir.
Maybe Ana and J-me's relationship started out in a more... - Yeah, I told him. So did he.
Belki de Ana ve J-me'nin ilişkisi biraz kişisel olmaya başlamıştır.
Her transport landed at a military base, maybe to refuel, maybe to pick up more passengers.
Bir askeri üste durmuş. Yakıt ikmali için mi yoksa yanına birilerini almak için mi bilemiyorum.
Look, I just thought that maybe, for once, they might want something a little more special.
Bakın, sadece bir kereliğine biraz daha özel bir şey isteyebilir diye düşündüm.
Hey, maybe a little less watching Marcus, a little more balcony building, please.
Marcus'u biraz daha az seyredip de biraz daha balkonu inşa etsen, lütfen.
You think, uh, maybe they need a friend more than a mother.
Anneden çok dosta ihtiyaçları olduğunu düşündünüz yani.
Because you love him. Maybe he's just a way for you to create more troubles.
Belki de o senin için daha fazla sorun yaratmanın bir yolu sadece.
But if we can keep Audrey here for a few more minutes, then maybe...
Ama Audrey'i birkaç dakikadan fazla burada tutabilirsek belki...
Or maybe you're in the mood for something a little more exotic.
Belki de daha ilginç bir şeyler istiyordur canınız.
Well, maybe we should just do one more?
Bir tane daha mı çektirsek?
Maybe he wanted more than she's willing to give.
Kadından aldıkları yeterli gelmemiş olabilir.
I thought maybe Lance could give us some more help.
Belki Lance bize biraz daha yardım eder diye düşündüm.
Maybe you two are more alike than you think.
Belki de birbirinize sandığınızdan daha çok benziyorsunuzdur.
Well, since you have to forfeit, maybe she'll be more gracious this year.
Kavgaları alkolden daha iyi hiçbir şey çözemez.
Maybe he just wanted to stay and see more movies.
Belki de kalıp biraz daha film seyretmek istemiştir.
If I had just been more supportive of him, maybe I'd still be friends with her.
Belki Balthazar hakkında biraz destekleyici olsaydım belki de hala arkadaş olabilirdik.
Maybe somebody that they targeted more than the others?
Diğerlerinden daha fazla uğraştıkları biri mesela?
Maybe if we had a little more time...
Belki biraz daha zamanımız olsa...
Excuse me. Sorry to interrupt, but could we maybe focus a little more on not dying?
Böldüğüm için üzgünüm fakat şu ölme işine biraz daha fazla odaklansak olur mu?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]