English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ N ] / Nick of time

Nick of time translate Turkish

193 parallel translation
Just in the nick of time.
Tam zamanında.
- Ah, the ice is here. - In the nick of time.
- Ah, dondurma geldi - tam zamanında
- Thanks. You know, you Yanks just got here in the nick of time.
Biliyor musunuz, siz yankiler tam zamanında geldiniz.
In the nick of time.
- Son anda.
You came just in the nick of time.
Tam zamanında geldiniz.
She was saved in the nick of time.
Son anda kurtarıldı.
You arrived just in the nick of time.
- Tam zamanında geldiniz.
I turned it off just in the nick of time.
Tam zamanında kapattım.
"In the nick of time Ezra," that's my name.
Lakabım "Hızır Ezra."
You came in the nick of time for Hawkins and...
Çok teşekkür ederim Doktor. Hawkins için tam vaktinde geldiniz.
Just in the nick of time too.
- Tam zamanında geldin.
Just in the nick of time, huh, Slim?
Tam zamanında değil mi, Slim?
We only got there in the nick of time.
Oraya tam zamanında vardık.
And now, suddenly at the last minute, in the nick of time - don't tell me there isn't someone up there who watches over whimsical movie producers - you appear!
Ve şimdi son anda böyle birden kurtuluverdim - kimse bana, Tanrı.. yapımcıları gözetmez diyemez.
And I rescued many a stagecoach passenger From road agents and drunken Indians in the nick of time.
At arabası yolcularını, haydutlardan ve sarhoş Kızılderililerden son anda kurtarırdım.
Oh, Charlie, you're in the nick of time.
Charlie, tam zamanında geldin.
Be brave my son, you'll meet our lord in a nick of time.
Cesur ol evladım. Birazdan Rabbimize kavuşacaksın.
Well, that's getting here in the nick of time.
Tam zamanında gelmişim. Bende çok para var.
The cavalry will come in the Nick of time.
Süvarilerin gelmesi an meselesi.
The cavalry doesn't come over the hill in the nick of time any more.
Süvariler tepeye tam zamanında gelmiyor artık.
If only more people would call in the nick of time.
Keşke daha çok insan son anda arasa.
Just in the nick of time, eh?
Tam da son dakikada, eh?
I alone saved the firm, and in the nick of time.
Tek başıma tam zamanında şirketi kurtardım.
In the nick of time would do nicely. ( IN GERMAN )
Kısa bir zaman iyi olurdu.
Sir, you are just in the nick of time. Quick, follow me.
Efendim, tam zamanında geldiniz, hemen beni takip edin.
Oh, just in the nick of time, huh?
Son dakikada, ha?
- I'll disarm the other bomb. - Just in the nick of time.
- Diğer bombayı keseceğim.
Oh, boy, I get rescued in the nick of time.
Vay canına, tam zamanında kurtarıldım.
And it looks like I got here just in the nick of time.
Ve görünüşe göre buraya tam zamanında gelmişim.
HE RAN OVER AND SNATCHED HIM AWAY IN THE NICK OF TIME.
oraya koşmuş... ve hemencecik yakalamış.
I think that's what they call'The nick of time'.
Bence, "tam zamanında" diye buna derler.
Yep, it arrived in the nick of time.
Evet, tam zamanında geldi.
Just in the nick of time, huh?
Tam zamanında, ha?
- Don't use your tired cliché of charging to the rescue just in the nick of time.
- Sakın ola ki, tam zamanında kurtarmaya gelme klişesini kullanayım demeyin.
Just in the nick of time, huh?
Bu kadarcık bir zamanda, ha? Hey, McClane.
We testify that the Germans had us pinned down... and Wilkins comes in the nick of time and saves the whole show.
Almanların bizi sıkıştırdığını, sonra Wilkins'in tam zamanında gelip bizi kurtardığını söyleriz.
Just in the Nick of time!
Tam zamanında.
- Just in the nick of time.
- Tam zamanında.
He charges toward the girl, but luckily she moves away in the nick of time.
O kız doğru hareketleniyor, ama şanslıymış tam zamanında oradan uzaklaşıyor.
Thank your stars I came in the nick of time
Zamanında yetiştiğim için bana teşekkür etmen gerekir.
Had Raj not arrived in the nick of time, I would've been the prey
Tam zamanında yetişmemiş olsaydın Raj, Şu an çoktan aslanlara av olmuştum.
You've come in the nick of time.
Tam zamanında yetiştin.
You know, Nick interrupted me at a very important time of my life.
Nick hayatımın en önemli anında bana müdahale etti.
And so just retribution has been visited upon the six members of the Good Comrades, whose nefarious plan was unmasked in the nick of time.
Altı Cinayet Klüp Üyesi Tütüncünün ÖIümünden Hüküm Giydi "Ve böylece İyi Yoldaşların altı üyesi " hak ettikleri cezaya çarptırıIdılar,
A most intriguing tale, called "the nick of time,"
TV-Rip :
The baron escapes in the nick of time.
Kimseyi uyaramadık bile.
I was in the nick a hell of a long time.
Uzun zamandır parmaklıklar ardındaydım.
Oh, my God! Right in the nick of time, huh?
- Tam zamanında geldim, değil mi?
Come on! At the time of Nick's death... Dex didn't even know they were having an affair.
Nick öldüğünde, Dex ilişkileri olduğunu bile bilmiyordu.
Nick, it's not an accident... that both of us were doing the same thing at the same time.
Nick, ikimizin de aynı zamanda, aynı şeyi yapması bir tesadüf değildi.
Nick, we have plenty of time.
Nick, bol bol zamanımız var.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]