English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ T ] / Time is up

Time is up translate Turkish

2,161 parallel translation
His time is up.
Zamanı doldu.
When the time is up the bomb drops, even if it lands on your head.
Zaman bittiğinde, kafana düşmesi anlamına gelse de, o bomba düşecek.
He knows that every time he looks at me... his time is up.
Bana her baktığında bunu gördüğünü biliyorum... Onun zamanı geçmiş.
Our time is up for this week.
Üzgünüm. Süremiz doldu, bu haftalık bu kadar.
The time is up.
Zaman doldu.
Your time is up, and you didn't score enough points.
Zaman doldu ve yeterli puanı alamadın.
I mean that time is up.
Süre'nin dolduğu anlamına geliyor.
I mean that time is up.
Zaman'ın dolduğu anlamına geliyor.
You never know when your time is up.
Zamanının ne zaman dolduğunu asla bilemezsin.
Looks like my time is up.
Benim zamanım doldu gibi görünüyor.
And now our time is up.
Zamanımız doldu.
Our time is up.
Zamanımız doldu.
What time is he picking you up?
Seni kaçta alacak evden?
It was the worst time I woke up because... what if this path is now our home?
- uyandığımda dahada kötüydü.. - bu dünya artık bizim evimiz ise ne olacak?
The problem is, every time we had one of these amazing nights, I would wake up the next morning in a freaking panic.
Sorun şu, her mükemmel gece yaşayışımızda,... ertesi sabah panikleyerek uyanıyordum.
Right, this is probably a good time to bring up Mr. B and how I used to work for him before I went freelance.
Herhalde burada Bay B'den ve serbest çalışmaya başlamadan önce onun yanında çalıştığımdan söz etmem yerinde olur.
Atlantis is continuing in its due easterly course... to catch up with the Hubble Space Telescope one last time.
Atlantis, Hubble Uzay Teleskobu'na yapılacak son göreve gitmek için doğuya doğru verilmiş rotasında yol almaya devam ediyor.
No offense. In real life, girls end up settling for nice guys all the time but you see, even this is my point.
Üstüne alınma ama, gerçek hayatta kızlar aklı... başında erkeklerle bir şey yaşayamazlar.
And the effect of that defect is.. .. that your memory is erased each.. .. time you wake up from your sleep.
Kusur dediğimiz yan etki bütün beyninin silinmesi hatta sen uyurken bile.
I mean, this is not... Any time you want to shut up would be great.
Çeneni kaparsan çok sevinirim.
All sense of time is lost when you wake up after dying.
Sen, ölümden sonra uyandığında bütün zaman duygusu kaybolur.
That's very handsome of you. Won't it take up your time?
Gerçekten çok naziksin, ama bu iş zamanını almaz mı?
I'll be honest with you, Miss Walsh, most of the time we get a call saying a spouse or boyfriend or whatever is missing, usually they just up and left.
Size karşı dürüst olacağım, Bayan Walsh, Çoğunlukla, aldığımız kayıp çağrılarında, eşlerin yada sevgililerin genellikle sadece bir yerlere gittikleri ortaya çıkıyor.
He thought my profile to be interesting, but he is afraid I will not get up on time
Benim proflimin ilginç olduğunu düşündü. Ama zamanında kalkamayacağımdan korktu
I keep trying to do good all the time, but all I ever end up doing is just hurting people.
Her zaman doğru olanı yapmaya çalışıyorum ama tek yaptığım insanlara zarar vermek.
My time here is up.
Yeterince kaldım.
So the only time you're not interested in my marriage is after you bw it up?
Yani evliliğimle ilgilenmediğin tek vakit, onu mahvettikten sonraki zaman mı?
that is weird, Because every time I pick it up, I feel like I'm gonna hit you with it too... Really hard.
Çok garipmiş çünkü ben de ne zaman elime alsam sana sertçe vurasım geliyor.
I just don ’ t know if this is the right time to pick up and leave for California.
Toplanıp Kaliforniya'ya gitmek için doğru bir zaman mı bilmiyorum.
And all the time, you're just waiting for it to wake up, realise what it is and tear someone's throat out.
Ve bunca zamandır uyanıp ne olduğunu fark edip birinin boğazını deşmeyi bekliyor.
If breaking up is the solution to the problem, just a little time,
Sadece ayrıIma çüzümse, Az bi zamanda,
Exhibit A : Any time a real issue is brought up, you deflect with juvenile humor.
Ne zaman gerçek bir sorun ortaya çıksa çocukçu esprilerle konuyu saptırıyorsun.
Ye he is a bit of a douche, But every time he shows up here, He raises millions for the hospital.
Evet, biraz dallama sayılır ama buraya her gelişinde hastaneye milyonlar kazandırıyor.
You want time to warm up?
Isınmak için zaman istiyor musun?
Mm, probably not an appropriate time to bring all that up, But there it is.
Muhtemelen bunları konuşmak için uygun bir zaman değil ama buyurun.
I mean, up until her bed time which is a strictly-enforced hard 10 : 00.
Yani yatak zamanına kadar tabii ki. Ki bu da ancak 10 : 00'a kadar demek.
I guess Thierry showed up at a time when I realized that the reaction to this stuff was, you know, one of the most interesting things about it, because for me, it's an important part of the job
Thierry de tam da insanların tepkilerinin bu işin en ilginç kısmı olduğunu fark ettiğim anda ortaya çıktı. Benim için bu işin önemli bir kısmı iş biter bitmez topuklamaktı.
Any time 45 guys pass around a sex toy, something like this is bound to pop up.
45 erkek bir seks oyuncağıyla oynadığı zaman, bu tür şeyler ortaya çıkabiliyor.
First time I saw him, going on 20 years, is when he showed up at my house, looking for Boyd Crowder.
Onu ilk görüşüm 20 yıldan sonra Boyd Crowder'a bakmak için evime gelişiydi.
No, but I've been wanting to meet you for such a long time, and when I woke up this morning, I told myself today is the day.
Hayır, ama sizinle tanışmayı uzun zamandır istiyordum bu sabah uyandığımda bugünün o gün olduğuna karar verdim.
Which is just about the time that Deeks showed up to save your butt at the gym.
Tam da bu sırada Deeks kıçını kurtarmak için spor salonuna geldi.
It is time for you to get up.
Uyanma zamanı.
Now is a great time - - shut up, Gary!
Şu an harika bir zaman- - Kapa çeneni, Gary!
This is the time to fess up.
Hemen simdi.
Okay, this is the time when I always wake up.
Pekala, bu hep benim uyandığım zaman olur.
When you get home from a long day, You need time to put your feet up, have a drink.
Uzun bir iş gününden sonra eve geldiğinizde ayaklarınızı uzatıp bir şeyler içmek istersiniz.
What is going on is that Ivy has been trying to break us up this whole time!
Olan şu ; Ivy bizi bunca zamandır ayırmaya çalışıyor.
Well, Diane, now that our time is almost up, just to lighten the mood, we introduce a new feature called Tom's Crank Calls.
Evet, Diane, vaktimiz hayli azalmışken, biraz olsun gevşemek için yeni eğlencemizi sunuyoruz : Tom'un Gevşek Telefonları.
The sign is up. They put the ad in the paper. It's time.
Tabela asıldı, gazetelere reklam verildi.
Seven years is a long time to think about the child she gave up.
- İnsanın bıraktığı çocuğu düşünmesi için yedi yıl uzun bir zaman.
Our time is almost up, So I thought that I should tell you that I believe Sally has made wonderful progress
Neredeyse zamanımız doldu size Sally'nin mükemmel bir ilerleme kaydettiğine inandığımı söylemek istedim.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]