Not the point translate Turkish
3,714 parallel translation
Hardly running errands for him. That's not the point.
- Babanın ayak işlerini yaptığı bile söylenemez.
But that's not the point, as you know.
Ama mesele bu değil, sen de biliyorsun.
Whether he's good or bad, that's not the point.
İyi olsun ya da kötü, önemli olan bu değildi.
That's not the point!
Mevzumuz o değil.
That's not the point!
Olay o değil!
But that's not the point.
Ama olay bu değil.
Yeah, I understand I don't use the parking spot, but that's not the point.
Evet, park yerini kullanmadığımın farkındayım ancak konumuz o değil.
Italian kid from Brooklyn, he moved over to Jersey- - that's not the point.
Brooklyn'den Jersey'e taşınan İtalyan bir çocuktu.
That's not the point, Grace, but yes, I did.
Mesele bu değil ama evet.
That is not the point.
Konumuz bu değil.
That's not the point.
Önemli olan o değil.
That's not the point.
Mesele o değil.
Not the point.
Ama olay o değil.
Yeah, that's not the point.
Sorun bu değil.
You know who I mean. That's not the point, all right?
Kimden bahsettiğimi biliyorsun Konu bu değil tamam mı?
But that's not the point.
Ama mesele o değil.
It's not the point, Oonagh.
Mesele bu değil, Oonagh.
No, no, never mind. That's not the point.
Neyse, boş verin.
- That is not the point.
- Mesele bu değil.
- That's not the point.
- Sorun bu değil.
Well, that's not the point.
Pekala, bu iyi olmadı.
Some do, but that's not the point.
Bazıları yüzer ama konu bu değil.
That's not the point.
Mesele bu değil.
That's not the point.
- Konumuz o değil.
The Cheerios! grade point average has dropped three full points.
Cheeriosların not ortalaması tam 3 puan düştü.
I guess that's the point, but, no, not for me.
Demek istediğim, bu bi nokta tabi, ama, hayır, benim için değil.
We're not really at the point of picking out names yet.
Biz henüz isim seçme konusuna gelmedik gerçekten.
Can I just point out the fact that the costume that she was wearing is not so different from the one that you are asking me to wear?
Sana sadece giydiği kostümün benim giymemi istediğin kostümden pek farkı olmadığını hatırlatabilir miyim?
At that point, the killer stashed Anabelle's body in the oracle pod, not knowing that by firing the Thorian blaster, they were leaving behind crucial evidence.
Oracle sandığına saklar, Thorian silahını ateşlemenin önemli bir delil bıraktığının farkında değildir.
I'd just like to point out that Walden is not the first rich and handsome guy to snap his bean up in that room.
Şunu söylemek isterim ki Walden yukarıdaki odada birilerinin eline veren ilk yakışıklı ve zengin erkek değil.
But that's not the point!
- Tamam.
The key point of a boutique hotel is not to show,
Bir butik otelin kilit noktası...
( Violet ) The point of open adoption is not for the birth mother to move on.
Açık evlatlığın amacı, biyolojik anneye yardımcı olmak değildir.
The point is we both know you're not going anywhere, all right?
Sonuç olarak, ikimiz de başka bir yere gitmeyeceğinizi biliyoruz, değil mi?
The point is not what I was doing.
Önemli olan ne yaptigim degil.
- The point is it's not my...
- Mesele şu ki... - Neden korkuyorsun?
The point is you're not over Barney.
Kısacası Barney'yi unutamadın.
The point is, you're not over Barney.
Kısacası Barney'yi unutamadın.
Still not getting to the point, Nelson!
Hala asıl meseleye gelemedin, Nelson!
So, from the evolutionary point of view, it is not just that the individuals are well protected against being eaten.
Evrimsel bakış açısıyla bu, yalnızca bireylerin yem olmaya karşı iyi korunuyor oldukları anlamına gelmiyor.
So the point here is that our centenarians, as a group, did not interact with their environment the way the doctors tell their patients, that you have to watch your weight, you have to exercise, you shouldn't smoke
Mesele şu ki 100 yaşına ulaşanlarımız bir grup olarak söylediğimiz şekilde çevreyle etkileşim kurmuyorlar,.. ... biz doktorlar hastalarına kilona dikkat etmelisin, egzersiz yapmalısın, sigara içmemelisin,..
Because that is the point that I am not sure of.
Emin olamadığım nokta burası çünkü.
Just this once, Mrs. Lincoln, I demand of you to try and take the liberal and not the selfish point of view.
Bir kerelik de olsa, bencilliği bırakıp anlayış göstermeni rica ediyorum.
That's the thing they say about New York, is you point the camera in any direction and it looks good, not to mention just the... the authenticity.
New York hakkında söyledikleri şey budur, kameranızı herhangi bir yöne çevirin, ve iyi durur, otantikliğinden bahsetmeye gerek bile yok.
It's not like the old days, you know, where you just point a camera at two people screwing, and you call it art.
Artık eskiden olduğu gibi, sikişen iki kişiyi kameraya almaya sanat denmiyor.
The point is, the trick was not to look closely.
Mesele şu ki, numara fazla yakından bakmamakmış.
The point of why we are here is to say that we are not... We cannot quit now.
Burada olmamızın esas nedeni şu anda bırakmayacağımızı bırakamayacağımızı söylemek.
The point of why we're here is to say that we are not... We cannot quit now.
Burada olmamızın esas nedeni şu anda bırakmayacağımızı bırakamayacağımızı söylemek.
5 % of which, the prosecution will point out, is 500 cases in which that is not a self-inflicted wound.
Bunun yüzde 5'i demek en az 500 kişinin intihar sonucu oluşmadığına işaret edecek.
But isn't the whole point that I'm not perfect?
Bütün mesele benim mükemmel olmamam değil mi zaten?
The GPS seems primed, should not be at this point.
GPS boku yemiş, bölgeye gelince bizi uyarması lazımdı.
not the other way around 149
not them 143
not theirs 49
not the car 19
not the same 35
not the whole time 20
not the time 34
not the same thing 25
not the first time 27
not then 69
not them 143
not theirs 49
not the car 19
not the same 35
not the whole time 20
not the time 34
not the same thing 25
not the first time 27
not then 69
not the only one 18
not there 286
not these 16
not the cops 17
not the hair 16
not the face 58
not the 113
not the other way round 20
not the police 27
the point is 1527
not there 286
not these 16
not the cops 17
not the hair 16
not the face 58
not the 113
not the other way round 20
not the police 27
the point is 1527
the point 85
the point being 31
the point is this 23
point 398
points 477
pointer 34
pointy 21
pointing 28
pointless 39
point taken 185
the point being 31
the point is this 23
point 398
points 477
pointer 34
pointy 21
pointing 28
pointless 39
point taken 185
point and shoot 18
point is 259
point blank 21
point made 26
point one 17
point of order 34
point being 36
point is 259
point blank 21
point made 26
point one 17
point of order 34
point being 36