English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ N ] / Nothing good

Nothing good translate Turkish

3,037 parallel translation
You know that it is nothing good, Mother.
Hayırlı olmadığını sen bilirsin validem.
Nothing good can come from going to Angola.
- Angola Hapishanesi'ne gitmekle ortaya iyi bir şey çıkmaz.
Nothing good can come of...
Bundan hiç iyi bir şey çıkmayacak.
Girl, there was nothing good about those days.
O güzel günlerden hiçbirşey kalmadı.
There's nothing good about this, Jackie.
- Bu doğru ile ilgili bir şey değil, Jackie.
Let me tell you. Being able to solve these tricky math questions. Does nothing good in life!
Sana bir şey diyeyim bu şaşırtmacalı matematik sorularını çözmenin hayata hiçbir katkısı yok!
Ain't nothing good gonna come from this.
Bu işin kimseye yararı olmaz.
Well, there ain't nothing good coming from this either.
Bunun da kimseye yararı olmaz.
Well, nothing good ever happens without a fight, right?
Eh, güzel hiç bir şey kavga etmeden elde edilemez, değil mi?
Nothing good.
İyi bir şey çıkmaz. Peki. O kadını temizlemiş.
I mean, absolutely nothing good has come of today.
Bugün hiçbir şey iyi gitmedi.
Nothing good ever happens in the Valley of the Fallen Kings.
Yenilmiş Krallar Vadisi'nde hiçbir zaman iyi bir şey olmaz.
Dexter, all I know is that when I let that man go, that I'd never felt that good about nothing in my life.
Dexter, tek bildiğim o adamı geride bırakınca hayatımda hiç bu kadar iyi hissetmemiştim.
Eskimos are good for nothing.
Eskimolar beş para etmez!
It's amazing how much damage can be done when you have nothing but good intentions.
İyi niyetli de olsan, çevrene ne kadar zarar verebiliyorsun, baksana.
Sweetheart, don't throw away a good marriage over nothing.
Tatlım, iyi bir evlilik yok yere bir kalemde silinmez.
You're good for nothing.
Pek bir şeye benzemiyorsun.
Good. Nothing to spill or break.
Düşüp kırılabilecek bir şey yok.
Good Cheer was already a sinking ship, having nothing to do with the CEO's embezzlement.
"İyi Dilekler" zaten batmaktaymış Fred'in zimmetine para geçirmesiyle bir alakası yok.
There's nothing that says he's... de-fragile-ing Good Cheer at all.
İyi Dilekler'i anti-hassaslaştırdığına dair hiçbir belirti yok.
You know nothing of the good people who used tried to defeat the dragon and died. You can not imagine his strength. He crushed us.
İyi insanlar kolay ölmez derlerdi Ama o çok güçlü
There's nothing left but gristle and a few beans, but it eats pretty good.
Kıkırdak ve biraz bezelyeden başka bir şey kalmadı, ama bunları yemek çok güzel.
Of course it is. Nothing like some good, innocent, wholesome, above-the-boardwalk fun to, uh, get us back on track.
Havamızı tekrar bulmak için güzel, masum hoş, kaldırımları gördüğümüz eğlenceli anlar gibisi yoktur.
- Nothing tastes as good as finally fulfilling a lifelong dream- -
- Hiç bir şey hayat... boyu düşlediğin rüyan kadar- -
Nothing that a swim and a hot bath and a good night's sleep won't cure.
Yüzmenin, sıcak bir banyonun ve iyi bir uykunun iyileştiremeyeceği şeyler değil bunlar.
"All that's necessary for evil to triumph is that good men do nothing."
"Kötülüğün kazanması için gereken tek şey iyi adamların bir şey yapmamasıdır."
Nothing's good.
Böyle iyiyim.
I see living here is peaceful so it's good, nothing wrong
Burada yaşamak huzurlu, güzel, sorunsuz.
I've lost everything I've worked for for some good-for-nothing king?
Uğruna emek verdiğim her şeyi işe yaramaz bir kral için kaybettim!
That good-for-nothing idiot!
Şu beş para etmez serseri.
Kobra venom's got nothing on good old Joker venom.
Kobra zehri eski Joker zehrinden hiçbir iyiliği yok.
Obviously we have to do some sort of credit check, you know, a criminal record and Google search, but as long as nothing unseemly turns up, you're good to go, man.
Açıkçası güvenilirlik açısından sabıka kaydına baktık ve Google'dan araştırdık fakat uygunsuz bir şeyle karşılaşmadık. - Düzgün adamsın, dostum.
And you are so good at pretending, that no one would ever guess there is nothing there, unlike, unlike me and Gemma.
Aranızda hiçbir sorun yokmuş gibi davranma konusunda oldukça iyiydin. - Gemma ile ikimizin aksine.
Nothing like a good paella, huh?
Etli pilav gibisi yok, değil mi?
It's nothing a good night sleep won't fix.
İyi bir uykunun düzeltemeyeceği bir şey değil.
This would help me having nothing, not having to search anymore knowing what's good, what's evil.
Neyin iyi neyin kötü olduğuna karar vermek zorunda değilim.
There was a lazy, good-for-nothing boy who didn't want to go to school.
Bir köyde tembel, haylaz, okula gitmek istemeyen bir çocuk varmış.
I mean, you get past the good looks, and he's got nothing.
Sen gayet iyi görünüyorsun, ama onda birşey yok.
# I'd be good for nothing too, I know... #
DOKTOR DAVID CURAN DİŞ HEKİMİ
Nothing's a good idea.
Hiçbir şey, iyi bir fikir.
I thought you were a good new kid and wanted to be friends with you but it looks like you're nothing but a thug.
İyi bir çocuk olduğunu düşündüm ve Seninle arkadaş olmak istedim Ama sen bir katil ama bir şey değilsin.
Nothing wrong with that, he's a good detective.
Bunda yanlış bir şey yok, o iyi bir dedektif.
Nothing like that uncle Music also brings good career nowadays
Öyle değil amca. Bugünlerde müzikte de iyi bir kariyer yapılıyor.
After a well-balanced meal, there's nothing better than some good company.
Sağlıklı bir yemekten sonra birkaç iyi arkadaştan güzeli yoktur.
Mr. Takeda had nothing but good things to say about you.
Bay Takeda senin hakkında çok iyi şeyler söyledi.
Nothing too good for my Barbie.
Hiç bir şey Barbim için iyi değil.
I'm old enough to know that nothing's good or bad, black or white.
Hiçbir şey iyi veya kötü, siyah veya beyaz değildir. Bunu fark edecek yaştayım.
These Pit-stops are good at absorbing sweat, but they're doing nothing for the stink.
Bu Ter-sün'ler teri çekmede çok iyi ama koku konusunda bir halta yaramaz.
Ha ha, good for nothing.
- Hiçbir şeyde uzman.
Remember now, I'd been drilled for a good 8 years whit nothing but talking about combat.
Şimdi hatırlıyorum da, savaş dışında hiçbir şey konuşmadığım sekiz güzel yıl boyunca epey heyecanlıydım.
I'm so glad I don't have to see that good-for-nothing anymore
Sayende onun yüzünü bir daha görmeyeceğim. Çok rahatladım.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]