Nothing to talk about translate Turkish
847 parallel translation
There's nothing to talk about.
Konuşacak bir şey yok.
- There ain't nothing to talk about.
- Konuşacak bir şey yok.
There's nothing to talk about now.
Konuşacak bir şey kalmadı.
We've got nothing to talk about.
Konusacak bir seyimiz yok.
That's nothing to talk about now, with a gang of men waiting outside.
Bunun sirasi degil simdi. Disarida adamlariniz bekliyor.
- Then there's nothing to talk about.
- O zaman konuşacak bir şey yok.
It ain't nothing to talk about in front of them.
Bu onların önünde konuşulacak bir şey değil.
- There's nothing to talk about.
- Konuşacak bir şey yok.
THERE'S NOTHING TO TALK ABOUT, DORA.
Anlatacak bir şey yok.
We have nothing to talk about.
- Konuşacak bir şeyimiz yok.
We got nothing to talk about.
Konuşacak bir şeyimiz yok.
We have nothing to talk about.
Konuşacağımız bir şey yok.
But if you're not interested in my house at my price, there's nothing to talk about.
Fakat evimle benim istediğim fiyata ilgilenmiyorsan, konuşacak bir şey yok.
And the way he died... I guess it's nothing to talk about while you're eating.
Ve ölüm şekli... Yemek yerken konuşulacak şey değil bu.
We have nothing to talk about.
Onunla konuşacak bir şeyimiz yok.
- There's nothing to talk about.
Konuşacak bir şey yok.
- I got nothing to talk about.
- Sana söyleyeceğim bir şey yok.
Nothing to talk about.
Konuşacak bir şey yok.
There's nothing to talk about!
Konuşacak bir şey yok!
- There's nothing to talk about.
- Konuşacak hiç bir şey yok.
Well, there's nothing to talk about, is there? Perhaps.
Eee, konuşacak bir şey yok değil mi?
We had nothing to talk about any more.
Konuşacak bir şeyimiz kalmamıştı.
We have nothing to talk about.
- Onlarla konuşacak bir şeyim yok.
You and I have nothing to talk about.
Seninle benim konuşacak bir şeyimiz yok.
Otherwise you got nothing to talk about in the locker room.
Yoksa soyunma odasında konuşacak bir şeyin olmaz.
They said there was nothing to talk about.
Konuşacak bir şey olmadığını söylediler.
We'd have nothing to talk about.
Konuşacak hiçbir şeyimiz olmazdı.
There's nothing to talk about.
Daha ne konuşacağız!
We should talk about it over dinner or not talk about it'cause there's nothing to talk about.
Bunu yemekte konuşabiliriz Ya da konuşamayadabiliriz Çünkü konuşacak bir şey yok.
There's nothing to talk about.
- Konuşacak bir şey yok.
But I got nothing to talk about.
Söyleyecek başka bir şeyim yok.
We had nothing to talk about, Captain.
Konuşacak bir şeyimiz yok, Yüzbaşım.
Ain't nothing to talk about.
Söyleyecek bir şeyim yok.
Can we talk it out? - There's nothing to talk about.
İçindekileri dökmelisin, Emilia.
We don't have a rapport and there's nothing to talk about
Biz arkadaş değiliz. Ve konuşacak bir şey de yok.
Got all excited again, wanted to talk about nothing else.
Yine çok heyecanlandı, başka bir şey konuşmak bile istemedi.
That's nothing for you to talk about.
Bu sizin konuşabileceğiniz bir şey değil.
There ain't nothing we like to talk about better.
Einstein Teorisi'ni tartışmayı çok severiz.
Can I talk to her and not have that worrying about nothing... And know when... what you feel for her.
Ben artık bunu onunla tartışabilirim, çünkü onun için ne denli güçlü duygular beslediğini duyduğunda merak edeceğim bir şey kalmayacak.
There's nothing really to talk about, is there?
Burada konuşacak birşey olduğunu sanmıyorum, sizce var mı?
Nothing. I just want to talk to Pop about something.
Hiçbirşey. sadece Pop ile birşey hakkında konuşmak istiyorum.
I refuse to talk about it to any common constable... who has nothing comes to do all day but show me big flat fleet.
Bana bütün gün kaba davranan sıradan polis memurlarına açıklama yapmayı reddediyorum.
Look, Father, there's nothing more for us to talk about.
Bak, Peder konuşacak fazla bir şeyimiz yok.
I haVe nothing to talk to you about, officer.
- Seninle konuşacak hiçbir şeyim yok.
- We have nothing more to talk about.
- Konuşacak başka bir şey yok ki.
There is nothing you can talk to me about that I don't already know.
Daha önce bildiğim şeyler hakkında söyleyebileceğiniz bir şey yok.
Nothing much. I just wanted to talk to her about that evening.
Sadece o akşam hakkında konuşmak istiyorum.
There's nothing more to talk about. Fine.
Başka konuşacak bir şey yok.
I have nothing more to talk about.
Konuşacak fazla bir şey yok.
There's nothing more to talk about.
Anlatmana hiç gerek yok.
There is nothing to wonder or talk about if this couple has married so early in the morning and not as normally done in the light of day.
Bu çiftin normalde olması gerektiği gibi gün ışığında değil de böyle erken saatte evlenmesi hakkında konuşacak ya da merak edecek bir şey yok.
nothing to see here 87
nothing to hide 21
nothing to worry about 339
nothing to report 41
nothing to be afraid of 32
nothing to it 58
nothing to do with you 28
nothing to do with me 44
nothing to say 82
nothing to be done 17
nothing to hide 21
nothing to worry about 339
nothing to report 41
nothing to be afraid of 32
nothing to it 58
nothing to do with you 28
nothing to do with me 44
nothing to say 82
nothing to be done 17
nothing to be scared of 17
nothing to see 35
nothing too serious 20
nothing to lose 17
nothing to be ashamed of 35
nothing to tell 25
nothing to do 29
talk about what 142
talk about 39
talk about it 66
nothing to see 35
nothing too serious 20
nothing to lose 17
nothing to be ashamed of 35
nothing to tell 25
nothing to do 29
talk about what 142
talk about 39
talk about it 66
talk about something else 16
nothing 25771
nothin 482
nothing else matters 82
nothing much 304
nothing more 611
nothing happened 754
nothing at all 597
nothing yet 509
nothing changes 92
nothing 25771
nothin 482
nothing else matters 82
nothing much 304
nothing more 611
nothing happened 754
nothing at all 597
nothing yet 509
nothing changes 92