Notice anything translate Turkish
935 parallel translation
Jean, these photographs, do you notice anything unusual?
Jean, şu fotoğraflar, olağan dışı bir şey çarpıyor mu gözüne?
- Did you notice anything particular about his clothes?
Onunla ilgili başka bir şey söyleyebilir misiniz?
I didn't notice anything
Bana hiç öyle gelmedi.
- Notice anything wrong with that nun?
O rahibede yanlış bir şey fark ettin mi?
Don't you notice anything, mademoiselle?
Matmazel herhangi bir şey farkettiniz mi?
You don't notice anything, then when you're doing 70 miles...
Bir şey fark etmezsin ama hızın 100'e çıkınca...
Notice anything different?
Bir farklılık görüyor musun?
Do you notice anything missing from this room?
Bu odada kaybolan bir şey gözüne çarpıyor mu?
Did you notice anything unusual about the signature?
İmzada bir gariplik gördün mü?
Did you notice anything about him?
Onunla ilgili dikkatini çeken bir şey oldu mu?
- Notice anything peculiar?
- Tuhaf bir şey fark ettin mi?
During the second half of the show, did you notice anything unusual?
Gösterinin ikinci bölümünde olağandışı bir şey dikkatini çekti mi?
And when they finally came out, at first I didn't notice anything.
Sonunda dışarı çıktıklarında önce bir şey fark etmedim.
- You notice anything?
- Bir şey dikkatini çekti mi?
Did you notice anything peculiar about Heurtebise's behavior?
Heurtebise'in davranışlarında tuhaf bir şey fark ettin mi?
But never mind. I won't cross-examine the witness, I'll just pretend I didn't notice anything different.
Sorguya çekmek istemem ve farkında değilmiş gibi davranırım.
First, I didn't notice anything.
Başta hiçbir şey fark etmedim.
Did you notice anything special about him?
Özel bir şey fark ettiniz mi?
Gentlemen, did you notice anything peculiar about Seaman Urban?
Beyler, Kıdemli Çavuş Urban'da dikkatinizi çeken bir şey oldu mu?
Notice anything?
Bir şey fark ettin mi?
- Won't he notice anything?
- Bir şey fark etmeyecek midir?
And didn't she notice anything?
Peki o bir şey fark etmedi mi?
You didn't notice anything about her, did you?
Onda dikkatinizi çeken bir şey oldu mu hiç?
Notice anything different?
Farklı bir şey dikkatini çekti mi?
Peterson, when you let me in tonight... did you happen to notice anything different about me?
Peterson, bu akşam bana kapıyı açtığında bende değişik bir şey fark ettin mi?
And you didn't notice anything unusual?
- Garip bir şey fark etmedin mi?
Do you notice anything different since you were here last?
Buraya son gelişinden farklı bir şey görüyor musun?
I never get cold. Now, do you notice anything unusual about the following sentence?
Şimdi, aşağıdaki cümlede herhangi bir özel durum fark ediyor musunuz?
Did I notice anything unusual?
Olağandışı bir şey fark ettim mi?
Nothing sudden, so he won't notice anything.
Ani hareket yok. böylece bir şey fark etmeyecek.
You don't notice anything?
- Bir şey fark etmediniz mi?
If they had been born in England and brought up there, and spoke English instead of French, why, we probably wouldn't notice anything different about them.
İngiltere'de doğup, büyüselerdi, Fransızca yerine İngilizce konuşsalardı. muhtemelen onlarda bir farklılık görmeyecektik.
Henry, when you looked at the face, did you notice anything peculiar, possibly resulting from the exposure?
Henry, yüzüne baktığında, muhtemelen maruz kalmaktan kaynaklanan garip bir şey fark ettin mi?
Do you notice anything different?
Fark görebiliyor musun?
Didn't you notice anything odd in what he said?
Söylediklerinde hiç tuhaf bir şey fark etmedin mi?
You notice anything new about him?
- Onda farklı bir şey var mıydı?
Don't you notice anything different?
- Güzel. Bir değişiklik fark etmedin mi?
- Does he notice anything?
- Bunu farkediyor mu?
That's right, sir. Ship came in normally... did you notice anything abnormal?
Ve daha fazlası, 1909'da, Bu Monte denen adam 322 vuruş yapmış, 87 Ribbies ve 31 alan çalmış.
Did you notice anything unusual at home?
Evde alışılmadık şeylerle karşılaşmış mıydınız son zamanlarda?
I didn't notice anything at all!
Kesinlikle bir şey fark etmedim!
- Do you notice anything?
- Her hangi bir şey fark ettin mi?
Do you notice anything different about them?
Bir fark görüyor musunuz?
You notice anything different?
- Her hangi bir değişiklik fark ettin mi?
Did you notice anything near the gate?
Kapının yakınlarında herhangi bir şey dikkatinizi çekti mi?
Barbara, did you notice anything?
Barbara, herhangi bir şey fark ettin mi?
I won't say anything about the other thing, because i think it's beneath dignity to notice it, but to turn poor people out of their cottage is a shame.
Diğer şey hakkında tek kelime bile etmem. Çünkü bence onurun ötesinde bir şey. Ama fakir insanları kulübelerinden çıkarmak büyük bir utanç.
He never finished anything except my notice.
Benim yazım hariç hiçbir şeyi tamamlayamamıştı.
You just can't up and quit me with no notice or anything.
Önceden bildirmeden aniden çekip gidemezsin.
I mean, when I was having supper, Peterson, did you... happen to notice how I looked, or anything unusual?
Demek istediğim, ben yemek yerken, nasıl göründüğüme dikkat ettin mi? Bir gariplik var mıydı?
Tell them we're waiting for masons and we can't send anything until further notice.
Onlara duvarcıları beklediğimizi söyle. Bir sonraki emre kadar daha başka birşey gönderemeyiz.
anything you want 299
anything 4271
anything else i can help you with 18
anything else 1903
anything is possible 128
anything can happen 91
anything you can do 21
anything you need 253
anything for you 105
anything else you need 38
anything 4271
anything else i can help you with 18
anything else 1903
anything is possible 128
anything can happen 91
anything you can do 21
anything you need 253
anything for you 105
anything else you need 38
anything you say 115
anything goes 61
anything for me 24
anything else i can get you 16
anything missing 28
anything at all 445
anything's possible 153
anything out of the ordinary 49
anything you want to tell me 32
anything else i should know 33
anything goes 61
anything for me 24
anything else i can get you 16
anything missing 28
anything at all 445
anything's possible 153
anything out of the ordinary 49
anything you want to tell me 32
anything else i should know 33