English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ O ] / Odds are

Odds are translate Turkish

2,145 parallel translation
Odds are, the stamp Is from the same place in the neighborhood.
İşin garip yanı bu damga da bu civardan.
The odds are against you.
Faizler size karşı işliyor.
If Anthony goes to Sousa, odds are, he will enter high school three to five grade levels behind.
eğer Anthony Sousa'ya giderse, ve ardından liseye gidebilirse 3 ila 5 derece geri kalmış olacak
Odds are she's a short physicist with low self-esteem who lives in a government research facility in China.
Ancak bu kadın, düşük derece ile mezun olmuş ve hükümetin Çin'deki bir araştırma tesisinde yaşayan kısa bir fizikçi olabilir.
I mean, odds are, no one's even gonna see this film.
Sonuçta kimsenin bu filmi izlememe olasılığı çok yüksek.
The odds are definitely stacked in my favor, though.
Gerçi benim kısmetim hep açık.
The odds are always stacked in men's favor.
Erkeklerin kısmeti hep açık olur.
Yeah, well, odds are, we've only got 22 hours to find Aimee alive, so let's do this.
İstatistik olarak Aimee'yi canlı bulmak için 22 saatimiz var, o yüzden işe koyulalım.
- Odds are you're right.
- Büyük ihtimalle haklısın. - Haklıyım.
You know what the odds are for winning the National Lottery?
Ulusal lotoyu kazanma ihtimali ne kadar biliyor musun?
The odds are definitely stacked against us.
Kanıtlar tamamen bizim aleyhimizde, Stell.
Odds are that baby is gonna be chromosomally damaged.
Bebekte kromozom hasarı bulunma ihtimali var.
It doesn't scare me, But the odds are against it.
Beni korkutmuyor, zaten pek olacak bir şey de değil.
What makes you think our odds are any better?
Sanki bizim şansımız daha mı fazla?
Odds are, he will lawyer up. But try to stop him.
Büyük ihtimalle avukat hakkını isteyecektir ama engellemeye çalış.
I know the odds are stacked against us and we'd be risking everything, but if you're ready to take that leap, there's no one else that I'd want to take that leap with.
Şans bizden yana değil biliyorum ve her şeyi riske atıyorum ama eğer bu adımı atmaya hazırsan benim de bu adımı atmayı düşündüğün başka kimsenin olmadığını bil.
- The odds are slim to none...
- Şansımız çok düşüktü.
Even if we find out where they're keeping him, chances are we have to shoot our way in. You know the odds of a hostage surviving in a raid like that?
Rehine baskınında garip olan olay nedir biliyor musun?
What are the odds of getting in?
Girme şansı nedir?
The odds of that happening are about as good as me keeping that orchid alive.
Ben senin kız arkadaşın değilim, bunun olma ihtimali de, benim şu orkideyi canlı tutma ihtimalime yakın.
Oh. My goodness, what are the odds of this?
Şu şansa bak.
The sequence of events, I mean, what are the odds?
Kanıtların sırası, Yani bu ihtimal ne kadardır ki?
come on, what are the odds?
Yapma, ne kadar ihtimali var ki?
What are the odds she's gonna leave me for a lawyer because he's rich, handsome loves his family and named a charity after his dead wife?
Sadece zengin, yakışıklı, cömert, ailesini seven ve ölen karsının ardından bir hayır kurumu kuran bir avukat için beni terk etme ihtimali nedir?
What are the odds? I want to know the odds.
İhtimalleri öğrenmek istiyorum.
What are the odds that this is that someone?
O biriyle ilgili gariplik ne peki?
What are the odds? Huh? JABBAR :
Şansa bakar mısın?
The odds of me remembering this conversation are slim.
Bu konuşmanın gereksizliğini biliyorum. Bekle.
The odds are that this is gonna be exponentially worse.
Ergenliğe girecek.
Although the odds of it involving a commitment to another person are remote.
Birine bağlılık gösteren tuhaf kısmı mesafeli olsa da.
What are the odds, huh?
Ne tesadüf değil mi?
What are the odds for the depictions on this pillar being a forefather of symbolic celestial expression.
Peki bu sütundakilerin, sembolik gök ifadelerinin atası olma olasılığı nedir?
Now tell me who she is and what are the pathetically long odds that she's gonna visit or call.
Kadının kim olduğunu ve neden araması veya ziyarete gelmesinin çok zor bir ihtimal olduğunu anlat.
Well, considering the odds of filling in an open-ended straight with one card are 5-to-1 against, while a one-card flush draw is more like 4.5-to-1,
Açık uçlu bir kenti tek kartla tamamlamanın 5'e 1, floşu tamamlamanın ise 4,5'a 1 olduğunu düşünürsek ;
What are the odds, huh?
Şansa bak.
What are his odds out there?
Ne şansı olabilir ki?
What are the odds, huh?
İhtimali nedir acaba?
Not to be negative, but the odds of catching this guy are not great.
Olumsuz olmak istemem, ama bu adamı yakalama şansımız pek yok.
If you are so sure of winning, what difference do odds make?
Kazanacağınızdan bu kadar eminseniz ikramiye oranı ne fark eder?
What are the odds?
Bunun ihtimali ne kadardır ki?
What are the odds?
Bunun olma ihtimali ne kadardır ki?
Well, if he's freaking out that bad, what are the odds he just flushes the drugs and walks away clean?
Bu kadar çok korktuysa malı döküp sifonu çekmeyeceğinden nasıl emin olacağız?
But you and Vaughn are at odds, and now Simon is involved.
Ama şimdi sen ve Vaughn anlaşamıyorsunuz, şimdi bir de işin içine Simon girdi.
What are the odds?
Hiç aklına gelir mi?
The black mamba is the deadiest snake known to man the odds of surviving a black manba in your canoe are 546 to 1.
Kara mambalar, insan oğlunun bildiği en ölümcül yılan türüdür. Kanonda bir kara mamba varsa, hayatta kalma şansın 546'ya 1'dir.
The odds of the red team winning the canoe race are now 1 in 19.
Kırmızı takımın yarışı kazanma şansı bundan sonra 19'a 1'e düşmüştür.
What are the odds?
Bu nedir?
He's all about the odds, and the odds on this are fantastic.
Tüm olasılıklar onu gösteriyor ve bundaki olasılıklar, olağanüstü.
What are the odds?
Bahis oranları nedir?
What are the odds it will still be in range next time it drops out?
Bir sonraki çıkışında hâlâ menzilde olma ihtimali ne kadar?
What are the odds you'll be able to recover the painting?
Tabloyu geri döndürme şansınız nedir acaba?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]