English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ A ] / Are you ready

Are you ready translate Turkish

9,062 parallel translation
Are you ready to smash white things?
Beyaz şeyleri kırıp dökmeye hazır mısınız?
To burn buildings, are you ready?
Binaları yakmaya hazır mısınız?
Are you ready to kill if necessary?
Gerekirse öldürmeye hazır mısınız?
Are you ready to begin, Mother?
Başlamaya hazır mısın anne?
Are you ready for that?
Hazır mısın?
Are you ready for this?
Bunun için hazır mısınız?
Are you ready for this?
Hazır mısınız?
Are you ready?
Hazır mısın?
Are you ready to take us seriously now?
Şimdi bizi ciddiye alacak mısın?
I'm glad you found your bliss, but are you ready for your first day on set tomorrow?
Mutluluğu bulman güzel BoJack ama yarın setteki ilk gününe hazır mısın?
Are you ready, my dear?
Hazır mısın hayatım?
Are you ready? Yes.
- Hazır mısın?
Are you ready for the responsibility?
Bu sorumluluğa hazır mısın?
Are you ready for that?
Buna hazır mısın?
Are you ready?
Hazır mısınız?
Are you ready?
Hazır mısınız bakalım?
Are you ready to see the fireworks, pal, huh?
Havai fişekleri görmeye hazır mısın?
Are you ready, Arnesen?
Tamam mısın Arnesen?
Are you ready to go pick up girl number one?
RILEY : Bi'numaralı kız olmaya hazır mısın?
Are you ready to carry out your duties?
Görevlerini yapmak için hazır mısın?
Are you ready?
- Hazır mısın?
Are you ready to order? ~ Can I get a coke?
Sipariş verecek misiniz?
Are you ready to see how it is used?
Bunun nasıl kullanıldığı görmeye hazır mısınız?
- Are you ready?
- Hazır mısınız?
Are you ready to get unconscious and uncanny?
Bayılmaya ve esrarengizleşmeye hazır mıyız?
- Amy, are you ready?
- Amy, hazır mısın?
~ Are you ready?
Hazır mısınız?
Are you ready for it?
Buna hazır mısın?
I said, "Are you ready?"
Hazır mısınız dedim!
Are you ready, Your Majesty?
Hazır mısınız, Majesteleri?
Are you really, really, really ready?
Gerçekten hazır mısınız?
So you better get your sweet ass ready'cause you are going out again tonight.
O yüzden hazırlansan iyi edersin çünkü bu gece tekrar çıkacaksın!
No, but here you are ready to carry the torch.
Hayır, ama buradasın ve meşaleyi taşımaya hazırsın.
That is, if you are ready to travel.
- Gitmeye hazırsanız yola çıkalım.
Are you sure you're ready for this?
- Buna hazır olduğuna emin misin?
Okay, are you ready?
Tamam, hazır mısın?
- Grace, before we go any further, are you sure you're ready for this?
- Ödemesiz, biz ileri gitmeden önce, Eğer buna hazır olduğuna emin misin? - Evet.
Ready for this? Are you?
- Buna hazır mısın?
There are things I'm not ready to talk about with you or Grace or anybody until I settle'em with God first.
Meseleyi Tanrı'yla halledene kadar, bunları seninle, Grace'le ya da herhangi biriyle konuşmaya hazır değilim.
Captain, de-seg supervisors are ready for you in the main office.
Yüzbaşı, müfettişler ofiste sizi bekliyor.
- Are you, like, pretty much ready?
- Neredeyse hazır mısın? MICHELLE :
So the reason I came over is to tell you- - we are ready to start the final steps for you to officially adopt Louis.
- Tamam. Gelmemin sebebi şunu söylemekti. Louis'i resmen evlat edinmeniz için son adımları atmaya hazırız.
Yeah, Violet might not be as ready to settle down as you are.
Violet senin kadar bu duruma hazır olmayabilir.
And the next time it lashes out, I will be ready with all the excuse I need to put you down like the mad dog that you are.
Bir dahaki sefer ortaya çıktığında senin gibi deli bir köpeği denetim altına almak için gerekli olan tüm bahanelere sahip olacağım.
A more comfortable way into radical happiness would be to have happy people doing happy things, but this, I think... you know, I think audiences are ready for a more honest approach.
Radikal mutluluktansa mutlu insanların mutlu davrandığı bir reklam yapmak daha kolay olurdu ama bence bu yani bence seyirci daha dürüst bir yaklaşıma hazır.
I want you to go to university because you are ready to end therapy.
Üniversiteye gitmeni istiyorum çünkü terapiyi bitirmek için hazırsın.
Are you gonna go get ready, then?
Hazırlanacak mısın?
I'm ready for this chance, just like you are.
Tıpkı sen gibi bu şansı değerlendirmeye ben de hazırım.
You boys are ready to go.
Gitmeye hazırsınız.
It's not playtime. Are you ready?
Hazır mısınız?
But beware Marguerite, if he tells you you are not ready to go on stage, you need to listen.
Ama sahneye çıkmazsınız derse sözünü dinlemek gerek.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]