English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ P ] / Perhaps another time

Perhaps another time translate Turkish

179 parallel translation
- Perhaps another time would be better.
- Başka bir zaman yapsan daha iyi olur.
WELL, PERHAPS ANOTHER TIME.
- Şunu deyip duruyorsun. Sadede gel!
No. No, perhaps another time.
Yo, yo, belki bi başka sefere.
- Perhaps another time, then.
- Başka zaman ozaman.
Perhaps another time?
Belki başka bir zaman?
Perhaps another time.
Belli ki başka zaman.
Perhaps another time we meet again.
- Belki bir gün yeniden karşılaşırız.
Uh, look, Milo, I think perhaps another time -
Şey, Milo, belki başka bir zaman -
- Please! Perhaps another time.
Belki bir dahaki sefere.
Perhaps another time.
Belki başka bir zaman.
Perhaps another time.
Belki başka zaman.
( Mrs. Cavanaugh ) Perhaps another time.
Belki başka bir zaman.
Perhaps another time.
- Belki başka sefere.
Perhaps another time.
Belki bir başka zaman.
Perhaps another time.
Belki de başka bir zaman.
But perhaps another time? Another place?
Belki de başka bir zaman?
Perhaps another time.
Başka zaman belki.
Well, perhaps another time, then.
Belki başka bir zaman.
Another time perhaps.
Başka zaman belki.
Another time, perhaps.
Belki başka zaman.
- Another time, perhaps.
- Başka zaman belki.
Another time perhaps.
Belki başka zaman.
Another time, perhaps.
Başka zaman belki.
Perhaps I should come again another time.
Belki başka bir sefere tekrar gelmeliyim.
If they were able to conceive or dream another time, perhaps they would be able to live in it.
Başka bir zamanı tasavvur veya hayal edebilirlerse orada yaşayabilirlerdi de.
Another time, perhaps.
Gelecek sefere, belki.
Another universe, perhaps in another dimension, occupying the same space at the same time.
Bir başka evren, belki de başka bir boyut, aynı anda aynı alanda bulunuyor.
JOURDAN : Another time, perhaps.
Başka zaman belki.
Perhaps we can organize this another time?
Bunu başka bir zaman ayarlıya bilirmiyiz?
- We will return perhaps in another time.
- Başka bir zaman uğrarız. - Peki.
Or perhaps that's a story that I'll save for another time.
Neyse, bu hikâyeyi başka bir güne saklayabilirim.
Another time, perhaps.
Başka zaman, belki.
Another time, perhaps.
Belki bir dahaki sefere.
Perhaps they might have another time alone somewhere.
Belki bir yerde yeniden başbaşa kalacaklardı.
- Another time, perhaps.
- Belki bir başka zaman.
Another time, perhaps.
Belki, başka bir zaman.
Data, there might come some time in the future when she would find out anyway... another accident, perhaps.
Data, ileride bir gün her halükarda öğreneceği bir an gelebilir.
Perhaps if you could come back another time.
- Başka bir zaman gelebilirsiniz.
Another time, perhaps.
Belki, başka sefere.
But... perhaps if I have very good luck, I may in time meet with another Mr Collins!
Fakat... belki şansım yaver giderse günün birinde bir Bay Collins'le daha karşılaşabilirim!
Another time, perhaps.
Belki bir başka zaman.
- Perhaps at another time.
Başka bir zaman konuşmalısınız.
Well, perhaps another time.
Evden paket mi geldi?
- Another time, perhaps.
- Belki başka sefere.
Perhaps it's time for another little break. Hey fellas?
Beyler sanırım ufak bir ara versek iyi olacak ha?
Perhaps it's time we chose another courier.
Belki de, başka bir kurye seçme zamanı.
Another time perhaps.
Belki başka bir sefere.
Another time, perhaps.
Belki de başka bir sefer.
Well, another time perhaps, Lady Chiltern, Good evening.
Şey, artık başka bir zaman, Lady Chiltern. İyi akşamlar.
Another time perhaps Yours sincerely...
Başka bir zamana belki.
- Another time, perhaps. - Oui.
- Belki başka bir zaman.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]