English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ P ] / Pony up

Pony up translate Turkish

172 parallel translation
I used to ride my pony up and down this corridor when I was young.
Küçükken bu koridorda midillimle aşağı yukarı koştururdum.
If you want to put on your show here, you'll have to pony up three bu per square yard of space.
Burada şovunuzu sergilemek istiyorsanız, metrekare başına bir "bu" para vereceksin.
You pony up 100 credits, then it's your box.
100 krediyi söküldükten sonra senin kutun olacak.
Was that true, or did you just not want to pony up the dough?
Bu doğru muydu, yoksa beni mi oyalıyordunuz?
Pony up some Valium.
Valium'u uçlan.
What's the deal getting a charity to pony up your life insurance? - Who are you kidding?
Hayat sigortanı ödemek için neden bir cemiyeti seçtin?
Come on. Pony up, Flanders.
Haydi, dökül, Flanders.
As for me, I'm bartering my way to happiness. So pony up with some cash. Anything you got.
Mutlu hissetmek istiyorsanız parasını ödemelisiniz.
So, Tyler, you pony up the $ 1,300 watch for just one kiss and the young lady runs off with the bartender anyway
Evet, Tyler, demek tek bir öpücük uğruna 13 bin dolarlık saatini gözden çıkardığın kız gidip barmenle kaçtı.
Any chance the D.A.'s office can pony up the bucks?
Savcılık para verebilir mi? - İşlemleri biliyorsunuz.
When you're ready to pony up the 10 e-mail me at this address.
10 milyonu hazırladığın zaman buraya mesaj at.
Well, pony up, honey. Don't be shy.
Biraz para koy tatlım, Utangaç olma.
UH-HUH. WELL, THIS ONE DIDN'T PONY UP.
Anlaşılan bu midilli bile olamamış.
State won't pony up the money for a decent burial for Connie.
Devlet Connie için iyi bir cenazeyi ödemek istemiyor.
Pony up the cash and she's yours.
Parayı getir, sonra da al götür.
Come on, pony up people!
Hadi, neşelenin millet!
Well, you gotta pony up for the rock.
Para sökülüp bir taş al.
- Pony up the DMV reports
- Raporları ver bana.
I suggest you pony up the difference immediately or I'll e-mail the contents of your hard drive to the F.B.I.
Eksiği tamamlamanı tavsiye ederim, yoksa bilgisayarının içindekileri FBI'a e-mail ile göndereceğim. Ne?
They said a Cheyenne brave and his pony sunk right here, and durned if they didn't ooze up again just as natural-lookin'and as pretty as you please.
Demişti ki " Bir Cheyenne'li yiğit ve atı tam burada batmış ve tıpkı eski doğal görünüşleri ile yüzeye çıkmayacaklarını biliyorlarmış.
Give him a hand up on my pony, Wilkins.
Onu midilliye bindirelim Wilkins
Ponny, wake up.
Pony, uyan.
listen, since we're up already, why not go for a pony ride?
Dinleyin, madem erken kalktık, Neden midilliye bin miyoruz?
They set up an initial program... where the Pony Express... would ride for approximately 20 miles- -
Posta arabasının 20 mil kadar yol katedeceği bir program hazırladılar...
In fact, I hate anyone that ever had a pony when they were growing up.
Aslında büyürken midillisi olan herkesten nefret ederim.
You brought up the pony.
Midilli konusunu sen açtın.
Then there's no choice but to give up the pony.
O zaman başka seçenek yok ama midilliyi geri verirsek.
That's why I gave up the pony.
Ben midilliyi geri verdim.
Maybe you're a screwed-up sorority chick getting back at her daddy for not buying her that pony when she turned sweet-sixteen.
Belki de on altıncı yaşgününde babası midilli almadığı için çok bozulmuş kız toplantılarında kurumuş karının tekisin.
Yeah, it ranks right up there with getting a pony and learning how to braid my own hair.
Benim hayallerimdeki bir sonraki aşama, kendi saçımı nasıl öreceğimi öğrenmek.
In fact, I hate anyone that ever had a pony when they were growing up.
Aslında çocukluğunda midillisi olan herkesten nefret ederim.
- Tim, go throw up somewhere. - You know, man, it's none of your business what I do, okay?
Onu arabaya al, Pony tarzı olarak oteline götür.
Okay, hurry up.
Pony dün gece çok iyi vakit geçirmiş ve şarkı sözlerini okumak istiyor.
My pony boar was beat up pretty bad.
"... ama küçük Pony kötü dövülmüştü. "
Get up, Pony!
Kalk Pony!
Pony, get up.
Pony, kalk.
Get up!
Kalk Pony!
Get up, Pony! - I can't!
- Kalkamıyorum!
I mean he shows up at a farm, does his dog and pony act and the heavens weep.
Bir çiftlikte gösterisini yapar ve gökyüzü ağlamaya başlar.
You saddled up that pony, now she can ride it.
Atı sen eyerledin, artık o binebilir.
Pony up.
Haydi.
Hook him back up at Jam Pony, help get him his own place?
Onu Jam Pony'e bağlayıp, ona yeni bir yer mi bulacaksın?
- Saddle up dough, baloney pony.
- İlgilenmiyorum. Hazırlan küçük tay!
She's barefoot and her hair is tied up in a long pony tail.
Yalınayak ve saçlarını atkuyruğu yapmış.
You up for a dog and pony show?
- Ayrıntılı bir görüşmeye hazır mısın?
Now I finally have a grown-up excuse to buy a pony.
Hep sevmişimdir.
Many moons ago, pony and eagle walked up to coyote.
Bir çok ay önce Midilli ve Kartal Çakal'a giderler.
It was just like a little Pony Express the way he jumped up on there.
Sanki trene biner gibiydi.
Look at the napkin- - I was working our way up to pony.
Israr etseydik midilli bile aldırırdık.
Careful, pony boy, or somebody's gonna wake up with your head in their bed.
Dikkatli ol, oğlum yoksa birileri sabah kafan yataklarında uyanablir.
I just have to break down the salad bar and set up the leather pony.
Şimdi salata barını kaldırıp deri midilliyi kurmam lazım.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]