Put them back translate Turkish
648 parallel translation
Put them back. Vow get along.
Çabuk geri götürün onları!
Put them back on
- Yerine tak.
- You put them back on
- Sen taksana.
The gentleman says put them back where you found them.
Beyefendi onları bulduğun yere bırakmanı söyledi.
Wash these glasses, put them back on the shelf.
Bardakları yıka ve yerlerine koy.
- Put them back, Rip.
- Onları geri koy, Rip.
I have to clear all those books off the dining room table, bring them here, put them back in the chest, which is where they were in the first place.
Buraya getirip, onların bulunduğu ilk yer olan bu sandığa koydum.
Give me the parts and I'll put them back together.
Parçaları ver de yerlerine takayım.
I was gonna put them back.
Yerine koyacaktım.
You got to learn to strip them down and put them back together, blindfolded.
Silahınızın parçalarını gözü kapalı söküp tekrar takmayı öğrenmelisiniz.
Ned. Put them back.
Ned, onları yerine koy.
Put them back in jail.
- Şunları tekrar hapset.
Put them back.
Yerlerine koyun.
Put them back in the car!
Onları vagona bindir!
You can put them back on, if it's more comfortable for you.
Daha rahat edecekseniz gözlüğünüzü takabilirsiniz.
But I put them back on to go to the restaurant car.
Ama restoran vagonuna gitmek için tekrar giydim.
Like I told you when he took them off, he ain't never gonna put them back on you again.
Onu çıkarttığı zaman sana söylemiştim, Onu birdeha hiç takmayacak. Evet.
Just shut up and put them back.
Kes sesini de, onları yerine koy.
Either put them back, or put them up like...
Arkada topla veya...
Now, pick them up, put them back.
Şimdi, al onları, yerine koy.
Sure I did. I put them back where they belong.
Tabiki. Onları ait oldukları yere geri yolladım.
Collect the gloves and put them back.
Eldivenleri yerine koyun.
Put them back in the middle of the table.
Onları masaya geri bırak.
- You'll have to put them back in again.
- Sonra tekrar takman gerekir ama.
Put them back, Hector.
Yerlerine koy, Hector.
Put them back.
Koy yerlerine.
They do not leave the oxes being killed... they take them out, treat them and put them back again.
Boğaların ölmesini engelliyorlar zaten. Sapladıklarını çıkartıyorlar, yaraları dikiyorlar ve yine arenaya sürüyorlar.
- Put them back, Mr. Tourist.
- Onları yerine koyun Mr. Turist.
Took them to a place on 63rd and was told to put them in the back.
63. caddede bir yere götürdük ve arka tarafa bırakmamızı söylediler.
And if the police should even suspect that I was holding anything back from them, I should be put behind bars.
Polis onlardan bir şey sakladığımdan şüphelenecek olsa parmaklıkların ardını boylarım.
Put them in your bag and come back to the car.
Kitapları çantana koy ve arabaya gel.
- Put them in my back pocket.
- Arka cebime koyuverin.
We'll take them back with us and let the Colonel put them through the mangle.
Onları beraberimizde götürüp Albayın konuşturmasına izin veririz.
You know them cuss words I told you to take out? Put'em back in.
Çıkar dediğim küfürler vardı ya, geri koy.
Well, I-I put them at the back of one of the drawers in the writing desk.
Şey, ben... ben onları yazı masasının çekmecelerinden birinin dibine koydum.
It was either them or us, and now the range grass will grow back, and some day, the cattlemen will put up a statue of me out there on the street, and they'll write on it,
Ne onlar ne de biz, şimdi çayırlar tekrar büyüyecek, ve bir gün, sığır sahipleri benim heykelimi dikecek, şu dışardaki sokağa, ve üstüne de,
Put these back where you found them.
Bunları bulduğun yere bırak.
Put that right back where I found it, call the law and wait for them to come.
Silahı bulduğum yere koyup polisi aramayı ve gelmelerini beklemeyi.
Put them in the back.
Arkaya koy.
Put them signs back up.
O ilanları yeniden yerlerine tak.
- They should have put tape on your ears... to hold them back. - What?
- Ne?
And them words of yours gonna put him right back on his feet.
Bu sözleriniz onu hemen ayağa kaldıracaktır.
Rebenstein. Put those pictures back where you found them.
Rebenstein, bırak şu fotoğrafları.
- Put them back. - But there s only one room.
- Onları geri götür.
To put them in a position where they have no choice but to fight back.
Onlara çatışmaktan başka seçenek bırakmamak mı?
Michele, get all Mrs. Millett's bags out of the back and put them in the car.
Michele, Bayan Millett'in bavullarının hepsini bagajdan çıkarıp arabanın içine koy.
- Put them down and turn your back.
- Onları yere koy ve arkanı dön.
Don't switch them off! Put the lights back on!
Işıkları kapatmayın!
- Oh, just put them in the back someplace.
- Oh, arkaya bir yere koy işte.
Put them all back in the box.
Hepsini kutuya koyun bakalım.
- Did they reach down and turn those turtles around... or did they put them in a jeep and drive them back? Do you think- .
Sahneleri çektikten sonra sence kaplumbağaların yolunu geri değiştirmişler midir yoksa onları bir arabaya atıp geri mi götürmüşlerdir?
put them up 37
put them on 95
put them together 18
put them down 80
put them away 31
back 1915
backup 83
backstrom 34
backs 42
background 48
put them on 95
put them together 18
put them down 80
put them away 31
back 1915
backup 83
backstrom 34
backs 42
background 48
backgammon 25
backwards 110
backstage 37
backpack 27
back the fuck up 47
back it up 216
back to work 469
back to the future 36
back up 1292
back in town 16
backwards 110
backstage 37
backpack 27
back the fuck up 47
back it up 216
back to work 469
back to the future 36
back up 1292
back in town 16
back off 1570
back to the beginning 16
back then 441
back me up 80
back home 188
back to school 26
back soon 22
back in business 17
back to square one 51
back door 80
back to the beginning 16
back then 441
back me up 80
back home 188
back to school 26
back soon 22
back in business 17
back to square one 51
back door 80