Put them on translate Turkish
2,601 parallel translation
Put them on now, Bud.
Şimdi giy, Bud.
- Put them on the lunch menu.
Öğle yemeği menüsüne koyarım.
Can I put them on?
Onlarla konuşmak ister misin?
Ficucello, Olla, how can you put them on the same level as the Iraqi children?
Ficucello, Olla onları nasıl bir Iraklı ile eş tutarsın?
He collected stuffed animals from people in the community and he put them on display.
Cemaat üyelerinden oyuncak hayvan topladı ve onları sergiledi.
- Put them on.
- Giy sen.
- Put them on.
- Tak.
Just because they might put them on the radio it doesn't mean they're worth a damn.
Bir şarkının yayınlanabilir olması iyi olduğunu göstermez.
A. Will put them on the stand, And I'm going to personally bring these dolls in, And we're going to watch how they react.
Savcı onları kürsüye çıkaracak, ben de bu bebekleri mahkemeye götürüp nasıl tepki verdiklerini izleyeceğim.
- Aye. Put them on.
- Evet, kafana tak.
Whoever did this wanted to put them on display to send a message.
Bunu her kim yaptıysa, bir mesaj yollamak için sergilemek istemiş.
At the very least, we... We can put them on the run, Drive them underground.
En azından onları kaçırıp yeraltına sürebiliriz.
And put them on trial - corps of engineers ; The federal, state, local government ; The contractors who used substandard materials
İstihkam sınıfındaki mühendisleri,... federal yönetimi, yerel hükümeti, standart olmayan malzemeler kullanan müteahhitleri ceplerini dolduran Allahın cezası adi politikacıları bulun.
Mom, The undergarments you bought for me, I put them on now.
Anne şu an bana aldığın iç çamaşırlarını giyiyorum.
We- - First we gotta get out of these pantsuits And you can put them on.
İlk önce bu bayan takımlarından kurtulup size giydirmeliyiz.
Get me the number of the hooker that's going there, put them on speaker for me.
Bana oraya giden fahişenin numarasını ver. Hoparlörü aç.
I'll put them on speaker.
Hoparlöre aktarıyorum.
You can just... Put them on your bulletin board.
Forumuna falan koyarsın.
Put them on here so we can see.
Deneyecek misin?
Well, just remember that heroes like her or the Blur... Put them on too high a pedestal, they might let you down.
Unutma onun ve Görüntü gibi kahramanlara fazla güvenirsen seni yüz üstü bırakabilirler.
Put them on the boyfriend!
Onları erkek arkadaşına tak!
... Or at least to put them on silent mode.
Ya da en azından sessiz modda tutun.
So if you know someone's lying, you can't put them on the stand, right?
Eğer birinin yalan söylediğini biliyorsanız, tanık sandalyesine oturtmazsınız, değil mi?
Shall I put them up on the shelves?
Ben onları raflara koymak mı?
You put anything client-related on hold and notify them.
MÜşterilerle ilgili herhangi bir şeyi bekletip önce onlara haber vereceksin.
They put make-up on them, right?
Makyaj yapıyorlar, değil mi?
They put blush on them.
Yüzlerine allık sürüyorlar.
Decent of you to pay for it, not let them put it on my bill.
Bunu benim faturama ekletmeyip senin ödemiş olman çok nazik bir hareket.
You know, they don't actually come to life when you put a knob off your bedpost on them.
Karyola başının topuzunu üstlerine koyduğunda gerçekten canlanmıyorlar.
No, the old walls were made for a wooden ceiling, he put a stone one on them.
Eski duvarlar, tahta tavan için yapılmıştı, ama o taş kullandı.
The department put high reward on them.
Çetenin başına hatırı sayılır bir ödül kondu.
It must have brought the press, the FBI, down heavily on the Mafia, hurt their interests - - which they hate - - so they put one of them on the train, give him a knife, and - - and get payback.
Tabii bu çıkarlarını zedeledi ve bundan da hiç hoşlanmazlar. Onun için de trene birini koyup, eline bir bıçak verdiler ve intikamlarını aldılar.
Put it in the document along with my statement about Jimmy, and I'll sign off on all of them.
Jimmy'le ilgili verdiğim ifadenin yanına ekle ben de hepsinin adının altına imzamı atayım.
If you could sit down with them and apologize, if you can show them that "John Crazy" has been put on ice, they'll drop this lawsuit thing.
Eğer gelip özür diler ve John Kaçık'ın artık kaçık olmadığını gösterirsen şikâyetlerinden vazgeçecekler.
Ballard, don't let them put their tops back on!
Ballard, üstlerini giymelerine izin verme.
Put them up on my head.
Onları kafamın üzerine koy.
Wow, well, it's good to put all of your eggs in one place Where you can really keep your eye on them- -
Tüm yumurtalarını göz kulak olabileceğin bir yere koyman güzel.
Even though dna results found all their blood on the blade, Doesn't definitively put any of them at the scene.
Bıçak üzerinde DNA'ları bulunmuş olsa bile bu, hiç birinin olay yerinde olduğunu göstermez.
Put your hands where I can see them and get down on the ground!
Yere yat ve ellerini görebileceğim bir yere koy!
Now, if he's cheated on you, love, the thing to remember about young boys is that most of them would fuck a snake if you put make-up on it.
Eğer seni aldatıyorsa, genç erkekler hakkında unutmaman gereken şey bir yılana makyaj yaptığında bile onları sikebilecek olmalarıdır.
I put them together almost a year ago, on that cliff in West Granthia.
Yaklaşık bir yıl önce Batı Granthia'daki uçurumda birleştirmiştim onları.
I'm about to put some pads on them, send them out there on the field.
Kızlara koruma ekipmanlarını takıp, onları sahaya yollamak üzereyim.
I think them, I write them on scrap paper and put them in my purse.
İçimden geçiririm. Ufak kâğıtlara yazıp, çantama atarım.
Put pressure on them.
Adamlara biraz daha baski kursaniza!
Now try to put them together on your own.
Şimdi onları bir araya koymayı dene.
And they put us on them buses up to the hunt,
Bizi Hunt'a götürmek için otobüslere tıktılar.
Do you ask me which lead bib to put on someone before you nuke them?
Do you ask me which lead bib to put on someone before you nuke them?
Tattoos put on with invisible ink so that no one can see them. I've read about this.
Bununla ilgili bir şey okumuştum.
Now you know damn well when the Indians put those suits on, go out in the street, they ignore everything the police tell them.
Kızılderililerin o elbiseleri üzerlerine geçirip sokağa çıktıklarında polislerin onlara yaptığı tüm ikazları duymazdan geldiğini biliyorsun.
And all this time, I put it on them.
Bunca zamandır onları suçladım.
Wanda has put on some special NASA gloves. And they're about to test them.
Wanda özel Nasa eldivenlerini giydi, ve onları test etmek üzere.
put them up 37
put them together 18
put them down 80
put them away 31
put them back 23
once 1546
online 141
only 1631
onion 41
ones 44
put them together 18
put them down 80
put them away 31
put them back 23
once 1546
online 141
only 1631
onion 41
ones 44
onward 91
onions 55
one day at a time 90
one moment please 57
ondrej 26
only you 239
one more time 797
one day 2293
one month later 23
one thing at a time 106
onions 55
one day at a time 90
one moment please 57
ondrej 26
only you 239
one more time 797
one day 2293
one month later 23
one thing at a time 106
one more 931
one more shot 23
one year ago 42
one more day 57
one more hour 17
one more chance 34
one hundred 76
one more minute 37
one step at a time 173
one moment 967
one more shot 23
one year ago 42
one more day 57
one more hour 17
one more chance 34
one hundred 76
one more minute 37
one step at a time 173
one moment 967