Put them away translate Turkish
324 parallel translation
Easy, she just put them away.
Sakin ol, yanlızca kaldırmış.
I'd forgotten to put them away.
Makası yerine kaldırmayı unutmuşum.
Clean your instruments Thoth, and put them away.
Toth, sen aletleri temizle!
Put them away before I tear them up.
Ben yırtmadan kaldır o kağıtları.
And I put them away... and they're to be yours.
Ve onları bir yere sakladım... ve onlar senin olacak
You can't afford to buy another pack of even that cheap brand..... and so you put them away for later, right?
Çok ucuz bir marka bile olsa yeni bir paket alamayacağınız için sonrası için paketi geri koydunuz, doğru mu?
- Put them away.
- Uzak tutun.
I'll put them away.
Onları yerleştireyim.
We'll put them away.
Bir kenara koyacağız.
Do put them away.
Bırak şunları.
Your mother put them away on the day when she entered the nunnery.
Annen rahibe manastırına girdiği gün onları saklamıştı.
You don't have to make up your mind whether to put them away in some ghastly hellhole.
Senin onları korkunç bir deliğe... kapatıp kapatmamaya karar vermen gerekmiyor.
Easy to put them away, but gotta keep them busy.
Bir kenara oturmak iyi olurdu ama yapılacak çok iş var.
I'll put them away when I've got some clothes on.
Üstümde birşeyler olduğunda kaldırırım.
What are you doing, put them away!
Ne yapıyorsun, kaldır şunları!
I was your age once. I used to put them away like there was no tomorrow, but one thing I never did it with nobody's daughter.
Bir zamanlar senin yaşındayken, Onlardan uzak ta kalırdım yarını hiç bir zaman düşünmezdim.
Scrub them and put them away!
Güzelce temizle ve kaldır onları!
But under the counter the "blackshirts" buy them and put them away.
Ama "Kara Gömlekliler" onları satın aldı ve onları ortadan kaldırdı.
Stop smoking. Put them away!
Bırak şu sigarayı, kov şunları.
Put them away!
Kenara koy.
I put them away.
Onları yok ederim.
Why can't the police just put them away and keep them away?
Polis niye onları yakalayıp hapse koymuyor?
We put them away.
Biz yakalıyoruz.
You asked me to put them away, and that's what I did.
Onları içeriye tıkmamı istedin, ben de yaptım.
All my life, I've been running in gangs or trying to put them away.
Hayatım boyunca, şu ya da bu şekilde çetelere bulaştım.
Look, with your help... we can get these guys dirty and put them away.
Bak. Senin yardımınla, bu adamları iş üstünde yakalar ve hapse tıkarız.
Put them away.
At onları.
Put them away.
Meraklanmayın.
I put them away somewhere.
Bir yere koydum.
Put them away.
İhtiyacım olmayacak.
He returned my letters and I put them away in a trunk, which I keep with me.
Mektuplarımı iade etti, ben de onları bana ait bir sandığa koydum.
I put them away the best I can.
Onları elimden geldiğince kaldırmaya çalışıyorum.
I'll put them out straight away.
Hemen çıkarıyorum.
Put them jugs away.
O hunileri kaldırın.
I can't let them put Benny away.
Benny'yi safdışı etmelerine izin veremem.
Either throw them away or put them up on the wall like anybody else would do.
Herkesin yaptığı gibi, onları ya at gitsin ya da duvara as.
Put those papers away before I tear them up.
Ben yırtıp atmadan önce kaldır o kağıtları.
I know what you want to do... put them behind bars and throw away the key.
Yapmak istediğini biliyorum. Onları hapse at ve anahtarları fırlat.
Tell them to put away the swords and carry moneybags.
Onlara söyle kılıçlarını kaldırsınlar ellerinde cüzdanlarını taşısınlar.
One of them got away, sir, though I put my sword in him first.
Biri kaçtı efendim, gerçi kaçmadan kılıçla yaraladım onu.
You can have them both put away for years on this charge. Help, police, help. Only have dinner with them first to show that you tried to settle amicably.
Ama önce yemeğe çıkın, dostça çözüm aradığınızı gösterin.
Have them put me away, or whatever...
İstersen dövdürt beni, ama...
I put them carefully away in my barn.
# Çiftliğimde bir kenara düzenli olarak yığmıştım.
I put them on to frighten away the curious.
Meraklı kişileri korkutmak için ben koydum.
It was around dawn, and we put flowers on them... to let them know we'd been there, and then we crept away.
Gün batmak üzereydi, üzerlerine çiçekler bıraktık böylece geldiğimizi anlayacaklardı, sonra da ayrıldık.
As soon as I get them all in, put the lid on right away.
Hepsini koyduğumda kapağı hemen kapatın.
Boy, they tought to put them all away... permanently.
Hepsini bir yere tıkmaları lazım. Sonsuza kadar.
Put these flares away for me We'll set them off after work
Bu fişekleri benim için sakla. İşten sonra senden alırım.
What do you say we put them together and show Mr Sumal he can't get away with murder?
Bunları birleştirip bay Sumal'la cinayetten paçayı kurtaramayacağını göstermeye ne dersin?
Dear God... The apartment... You take away my pictures where I put them...
Tanrım... bu daire... sandalyelerin yeri değişmiş, tablolar farklı...
Those whose families could not care for them were put away into..... deathwatch facilities, where they waited for the end, sometimes for years.
Ailelerinin bakamadığı yaşlılar... toplanıp, "ölümgözleme" tesislerine konulup, sonun gelmesini, bazen yıllarca beklediler.
put them up 37
put them on 95
put them together 18
put them down 80
put them back 23
away 568
away from home 17
away with you 30
away from me 19
away you go 17
put them on 95
put them together 18
put them down 80
put them back 23
away 568
away from home 17
away with you 30
away from me 19
away you go 17
away from here 45
away present 49
away from you 37
away party 43
put the kettle on 29
put the phone down 76
put this on 339
put these on 107
put the 21
put the camera down 18
away present 49
away from you 37
away party 43
put the kettle on 29
put the phone down 76
put this on 339
put these on 107
put the 21
put the camera down 18