Quite good translate Turkish
1,171 parallel translation
It's quite good, isn't it?
Oldukça iyi, değil mi?
- I thought we were quite good in it.
- Ben iyi olduğumuzu düşünmüştüm.
Quite good.
Hayli başarılı.
Paper's quite good.
Kağıtlar iyi yanar. Al, tutuşturmak için bunu dene.
- Well, not quite good.
- Biraz kırgın diyelim.
They're quite good despite their bourgeois repertoire.
Müziğin, Kapitalist repertuarına rağmen, gayet iyi.
See, human blood is still the best, but nowadays it's not quite good for you, what with drugs, alcohol, and this aids virus.
İnsan kanı yine de en iyisidir, ama bu günlerde pek de iyi değil. Etrafta dolaşan, uyuşturucu, alkol, AIDS, hepatit...
He's... he's getting quite good at the game.
O... oyunda oldukça gelişme gösteriyor.
He really is quite good.
Oldukça iyi.
Quite good!
Evet, oldukça iyi.
- He's quite good.
- O çok iyi.
BUT HIS OLD LADY HAD ALL THE LOOT IN HER NAME, SO HE FIGURED DIVORCE WASN'''T QUITE GOOD ENOUGH.
Yaşlı kadın bütün malları kendi adına yaptığından dolayı, beyfendi boşanmanın ona faydalı olmayacağını düşünüyordu.
These are quite good.
Çok güzelmiş.
Abbado was also quite good.
Abbado da oldukça iyiydi.
He's become quite good at blacksmithing.
Demircilikte oldukça başarı gösterdi.
Yes, you're doing really quite good work there. Thank you.
Sen gerçekten iyi iş çıkarıyorsun.
It's quite good.
Oldukça güzelmiş.
You know, I was quite good once.
Bir hayli iyi biriydim..
- The local boys are quite good, aren't they?
- Yerliler iyi oynuyor, değil mi? - Evet.
He was quite good.
Çok iyiydi.
She's quite good
O oldukça iyi.
The people in khutor live quite good and peacefully.
İnsanlar çiftlikte barış ve huzur içinde yaşıyor.
As if your human side wasn't quite good enough for you.
İnsan tarafının senin için yeterince iyi olmadığı gibi.
You're quite good at it.
Bu konuda oldukça başarılısın.
It's Napoleon, and it's quite good.
Bu Napoleon, ve tümüyle harika.
Although, I must admit, he got quite good in the end.
Yine de, kabul etmeliyim ki, baya kendini geliştirdi yani.
Without tooting my own horn, I'm quite good at this.
Kendimi övmüş gibi olmayayım ama bu işte çok iyiyimdir.
That's really quite good.
Bu gerçekten çok iyi.
And it was quite good.
Ve oldukça güzeldi.
He's really quite good at it.
Bu işte oldukça iyidir.
And I also had the advantage of having gone to an experimental progressive school, to a Deweyite school which was quite good, run by a university there, and you know, there was no such thing as competition.
Bu çok önemlidir çünkü uyum göstermenin güzelliği bu yani iki reklam arasında kullandığınız cümlelerle sadece geleneksel düşünceleri tekrarlarsınız. O, fikrine, rızanın mühendisliğini yapmak değil rızanın imalatı ismini vermiş.
Nothing feels quite as good as telling the truth, huh?
Hiçbir şey doğruyu söylemek kadar iyi hissettirmez değil mi?
- Just say, if you need a good word put in. Our director could be quite helpful.
Ona referans olacak birini arıyorsan bizim müdürün yardımı dokunabilir.
And quite frankly, they weren't having a very good time at the party.
Açıkçası, partide iyi zaman geçirmiyorlardı.
I've seen quite a good bit in the dark clubs over the past few months we played cards together from time to time.
Geçen aylarda onu Dark Kulüp'te oldukça sık görüyordum. Zaman zaman birlikte oyun oynardık.
Jolly good show, quite, I say, it has gone a bit numb.
Güzel şovdu, bakın, elim uyuşmuş.
It's been quite a good day.
Bugün oldukça iyi bir gün oldu.
Well, they can't get it quite right in the sculpture, but, um, it gives you a pretty good idea of the way it's going to be.
Şey, onlar helkeltraşçılıkta bu işe katılamıyorlar, Fakat, mm, o size başa geleceklerin şekli konularında iyi bir fikir verir.
He said, "I should know," which is quite a good comeback.
Benim iyi bileceğimi söyledi. Gayet iyi bir cevaptı.
I suppose Caruso, for example, is quite as good, if not better than any of the men you have mentioned.
Mesela Caruso, en az sözünü ettikleriniz kadar iyidir.
they have been doing a good job for quite a while now.
onlar.. .. uzun zamandır iyi işler yapıyor.
Call me skeptical, but I don't think her tips were quite that good, and they certainly didn't come in the form of hundred-dollar bills.
Bana şüpheci diyebilirsin dostum ama bence bahşişi o kadar iyi değildir kesinlikle binlik dolarlar şeklinde gelmiyordur.
She's also quite a good writer.
O da oldukça iyi bir yazar.
Good Lord, you're quite right, sir.
Yüce Tanrım, çok haklısınız efendim.
Now, quite comfy? Good.
Rahat mısın?
- You did. - Good. - Quite a shack you have here.
Kulüben güzelmiş.
This is quite good caviar.
- Bu çok güzel bir havyar.
You did quite a good job!
Oldukça iyi bir is çıkardın!
It took quite a time before she understood how to be a good wife.
Nasıl iyi bir eş olunacağını anlaması biraz zaman aldı.
I guess my mother and father had quite a good time on the voyage.
Sanırım annemle babam için deniz yolculuğu çok keyifli geçti.
Well, my stuff isn't quite that good yet.
Benimkiler daha o kadar iyi değil.
good 48980
good night 12775
good morning 12476
goodbye 8643
good luck 6133
good evening 5411
goodnight 1676
goody 261
good morning to you 106
goodness 671
good night 12775
good morning 12476
goodbye 8643
good luck 6133
good evening 5411
goodnight 1676
goody 261
good morning to you 106
goodness 671
good job 2434
goodspeed 27
goodweather 34
goodie 48
good boy 1464
good luck tomorrow 38
goodwin 111
good afternoon 2327
good morning to you too 27
good to see you 2547
goodspeed 27
goodweather 34
goodie 48
good boy 1464
good luck tomorrow 38
goodwin 111
good afternoon 2327
good morning to you too 27
good to see you 2547
good for you 2168
good to hear from you 16
good girl 941
good to know 481
good call 326
good work 1533
good day 1886
good one 705
good luck to you all 17
good work today 50
good to hear from you 16
good girl 941
good to know 481
good call 326
good work 1533
good day 1886
good one 705
good luck to you all 17
good work today 50