Quite often translate Turkish
328 parallel translation
I make the trip quite often.
- Ben oldukça sık gelir giderim.
I make the trip quite often.
Bu yolculuğa oldukça sık çıkarım.
I think quite often I've given in, in order to avoid scenes and upsets and....
Sanırım çoğu zaman olay falan çıkmasın diye pes ediyordum...
I really can't say, though I saw him quite often in Paris.
Paris'te onu oldukça sık gördüğüm halde bilemiyorum.
Quite often.
Çok sık.
And quite often, he isn't the best judge of how much he has given.
Genellikle de kendi yaptıkları gözüne hep küçük gelir.
If she thinks about it too much, she can go out and get a little tight... which she's doing quite often lately.
Hatta kafasına fazla takarsa, son günlerde fazlasıyla yaptığı gibi dışarı çıkıp sarhoş olur.
Now that chance has brought us together again, I hope to see you quite often.
Tesadüfen tekrar bir araya geldik, umarım sık sık görüşürüz.
He's spoken to me of you quite often.
Bana sizden çok söz eder.
Surgeons quite often ask nurses on informal occasions.
Cerrahlar hemşirelere gayrıresmi günlerde genelde teklif eder.
I was a coward quite often.
Sık sık, cesaretimi tamamen yitirirdim.
We'll be coming in quite often, as a matter of fact.
Aslında buraya sık sık gelmeyi düşünüyoruz.
I imagine that quite often.
Bunu çok sık düşünüyorum.
We have babies quite often in Switzerland.
İsviçre'de çok bebek dünyaya gelir.
- The pains are coming quite often now.
- Sancılar artık çok sık geliyor.
- Oh, yes, quite often.
- Evet, sıklıkla.
Quite often when he started his work, but not much the last months.
İşe başladığında oldukça sık geliyordu, ama son aylarda pek fazla değil.
That's quite often, I can imagine.
Bu oldukça sık oluyor tahminimce.
Not always, not quite often, but...
Her zaman değil, oldukça sık değil, ama...
- Quite often.
- Çok sık.
I go there quite often.
Oraya çok sık giderim.
Every casino's got a motor that generates power for the tables and cages when the cable fails which happens quite often.
Her kumarhanenin, şebeke cereyanı kesilince masa ve kasalara cereyan veren bir jeneratörü var. Cereyan sık sık kesiliyor.
Apparently he has done such things quite often before.
Galiba bunu daha öncede yapmış.
His business took him there quite often.
İş nedeniyle bizim oralara sık gelirdi.
- Quite often.
- Oldukça sık.
I go to a Chink restaurant quite often.
Çin restoranına sık sık giderim.
Be that as it may, unless you can keep him from inheriting this additional stock, you'll find yourself mentioning his name, and quite often,'cause he'll be the big he-bull in your shipping company.
Nasıl olursa olsun, bu ek hisseyi almasını engelleyemezseniz adını sıkça anmaya başlayabilirsiniz, çünkü nakliye şirketinin ana hissedarı olacak.
You've been there quite often.
Oraya sık sık gidiyormuşsunuz.
Quite often. Last night in the corridor, for instance
Çok sık.Örneğin geçen gece koridordayken.
I haven't been sleeping very well and if I... if I go without it I find that, um, quite often,
Ben, pek iyi uyuyamıyorum ve böyle devam ederse sanırım bayılacağım.
But from a deep relationship which is quite often under one's very nose.
-... bulabilirsin. - Seni seviyorum.
He worked late quite often.
Zaten sık sık geç saatlere kadar çalışırdı.
I've thought about that day quite often.
Bunu sık sık düşündüm. O zaman ne yapacağımı biliyorum.
Yes, quite often.
Evet, sık sık.
In fact, I've been with him quite often.
İşin gerçeği, Onunla sık sık beraber oluyorum.
No, but I'll be coming here quite often.
Hayır ama buraya sıkça geleceğim.
( man # 2 ) One of the West Virginia boys, he was sitting against a stone wall with his knees up under his helmet, as we used to sit quite often, when one of the enemy ran out onto the top of the stone wall
West Virginia'lı bir çocuk, taş bir duvarın önünde dizlerini kırmış miğferinin üstünde oturuyordu. Genelde böyle otururduk. Bu esnada düşman askerlerinden biri, duvarın üstünden atladı.
Daisy comes over quite often in the afternoon.
Daisy akşamüstleri çok sık geliyor.
He used to come to the house quite often.
Çok sık gelirdi evimize.
Well, quite often the whole town celebrates some fiesta or other and everybody goes to the other side of the island.
Bütün kasaba toplanmış, bir şenlik falan kutluyordur ya da herkes adanın diğer yakasına gitmiştir.
As there is this custom the knight quite often marries the maiden he's rescued.
Gelenek olduğu üzere şövalye genellikle kurtardığı genç kızla evlenir.
I can remember back in my life... when I would be picked on quite often.
Hatırlıyorumda eskiden bana sürekli sataşırlardı.
That Italian comes to my mind quite often these days.
Bugün oldukça sık bir İtalyan aklıma geliyor.
Quite often.
Hem de sık sık.
It happens quite often.
Bu sık sık olur.
Men like Tom are often quite reticent about things that are nearest to their hearts.
Tom gibi adamlar kalplerindekini ortaya pek sık dökmezler.
One gets the impression from such reports that German propaganda was quite open in its racial prejudice, and often implied that German discipline and structure were necessary qualities to clean up what was considered to be "the French mess."
Alman propagandasının ırkla ilgili ön yargılarında son derece açık ve sık sık Alman disiplininin ve yapısının "Fransız pisliği" ni temizlemek için gerekli vasıfları olduğunu ima ettiğini insan bu raporlardan anlıyordu.
It is more a case of applying the law... which is often quite different.
Bu daha çok bir yasa uygulama davası ki genellikle oldukça farklı olur.
The backs of these animals are often quite hard, you know and I was forced to wear peasants'trousers!
Bu hayvanların üstünde gezmek bir hayli güç, tahmin edersiniz ve köylü pantolonu giymek zorunda kalmıştım!
She has no sense of responsibility, her behaviour can be often quite embarrassing.
Sorumluluk anlayışı yoktur. Davranışı çoğu zaman çok utanç verici olabiliyor.
Quite the opposite. He often makes mock of old families. It's quite simple.
Hayır tam tersi.
often 203
oftentimes 22
quite 566
quite interesting 19
quite the opposite 151
quite well 74
quite literally 47
quite a few 36
quite the contrary 91
quite a bit 64
oftentimes 22
quite 566
quite interesting 19
quite the opposite 151
quite well 74
quite literally 47
quite a few 36
quite the contrary 91
quite a bit 64
quite sure 96
quite a lot 58
quite nice 19
quite a while 18
quite good 34
quite so 150
quite right 315
quite a sight 16
quite all right 51
quite frankly 246
quite a lot 58
quite nice 19
quite a while 18
quite good 34
quite so 150
quite right 315
quite a sight 16
quite all right 51
quite frankly 246