Right up here translate Turkish
2,252 parallel translation
It's right up here, sir.
Bu tarafta efendim.
It should be right up here.
Buralarda bir yer olmalı.
We're gonna put a firecracker right up here in the center, Explode it, and, hopefully, we'll be able to view
Bunlardan en güçlüsünün hangisi olacağını belirlemeliyiz.
- Take a right up here.
- Şuradan sağa dön.
They just came right up here.
Bu yönde gittiler.
It's right up here.
Şurası, kenara çekiver.
How about right up here on your dresser?
Tamam. Şifoniyerin üzerine koyalım mı?
Uh, no, because then it'll block the hand painting. Okay. How about right up here?
Olmaz, orada da resim var.
Right up here.
Sağa dön.
They said there's a vehicle right up here.
Burada bir araç olduğunu söylediler.
[bells jingling] The king of thieves'tower is right up here.
Hırsızların kralının kulesi tam üstümüzde.
No, the apartment Daws broke into is right up here.
- Hayır, Daws'ın soygun için girdiği bina hemen burada.
Once the 911 caller gets back online, it will show up right here.
911'i arayan, telefonunu tekrar açarsa, tam burada gözükecek.
A lot of the women from that part of the world end up right here in L.A.
Dünyanın bu bölgesinden bir çok kadının son durağı Los Angeles oluyor.
So you end up with the death penalty, and T-ball here, he gets to go home, right back out on the street - - even after what he did to those people in that store.
Yani, ölüm cezası alacaksın, bakkaldaki o insanlara yaptıklarından sonra bile, T-ball eve gidecek, ve sokağa geri dönecek.
Do you think we can cut around This chewed up part right here?
Isırdığı yerleri kesip atsak mı?
I mean, he'd get placed in a family And within a month, he'd end up right back here.
demek istediğim bir aileye yerleştiriliyodu, ve bir ay dolmadan buraya geri gönderiliyordu.
All right, listen up now, here's...
Tamamdır millet burayı dinleyin şimdi...
I, um, took a left, I took a right, ended up here.
Sola döndüm, sonra sağa döndüm, ve birden kendimi burada buldum.
I'm taking out the trash, I turn around, and the little twerp is right here up against my face.
Çöpü atmaya çıkmıştım, arkamı bir döndüm, ve küçük sapıkla burun buruna geldim.
Shut up and get your dumb ass right over here!
Kes sesini ve koca kıçını hemen buraya getir!
Black Shawn, you stay here just in case she shows up, all right?
Siyah Shawn, belki gelir diye sen burada kal.
Here take it... shut up, all right?
Al burada... kapa çeneni. tamam mı?
Right here? Oh, you gonna try and put it up there?
- Koyayım mı?
And someone has to stand up to them, and if people around here are too afraid to call the cops themselves - - look, David, I know you think you're doing the right thing.
Birisi karşılarına dikilmeli, ve eğer etraftaki insanlar kendileri için Polisi aramaktan korkuyorlarsa... Bak David, biliyorum, doğru şeyi yaptığını sanıyorsun...
All right, guys, I need you to focus up here.
Pekâlâ, çocuklar, buraya odaklanmanızı istiyorum.
If I was trying to set you up, why would I be here right now?
Eğer sana tuzak kurmaya çalışsaydım neden şu anda burada olayım ki?
Now, all that data is gonna wash up on this big screen right here.
Tüm bilgiler buradaki büyük ekrana yansıyacak.
All right, everyone, we know we're fighting hypothermia here, so let's keep their core temperatures up.
Pekâlâ, millet, burada hipotermi ile savaşıyoruz o yüzden iç sıcaklıklarını yüksek tutun.
You can't just barge in here with a ripped shirt and your sweaty face and say we might die if you tell us but not tell us how we might die if you end up telling us, all right?
Buraya yırtık tişört ve terli bir yüzle öylece dalamazsın. Ve eğer bize anlatırsan öleceğimizi söyleyemezsin. Bize anlatacaklarının sonunda nasıl öleceğimizi söyleme, değil mi?
In case the kid shows up. All right, we're not here to build a--ow!
- Pekâlâ, biz burada... of!
I have given up everything to come here and look after you, all right?
Size dest çıkmak için her şeyimi bırakıp buraya geldim, tamam mı?
You got no right to just roll up on us like this over here, and... sir, calm down.
Bizi burada bu şekilde yerlerde yuvarlamaya hakkınız yok ve- - - Bayım sakin olun.
Steve maxson, this guy right here, Who, "cried so hard in the interrogation room, He threw up in a garbage can,"
Buradaki adam Steve Maxson şu soruşturma odasında çok cırtlakça ağlayan eğitimli iki polisi atlatıp kaçtı mı yani?
So you can see, here is the single particle that gave up a bunch of energy right in the initial part of the calorimeter.
peki, derinlerden bu faaliyete bakarsak görebileceğimiz sadece uzun pembe nesnedir. büyük bir pembe nokta daha fazla renk, daha fazla enerjili parçacık olduğunu.
I reserve the right to bring it back up here for playoff games.
Eleme maçları için geri getirmek şartıyla.
So, uh, you showing up here means I should call you, right?
Buraya gelmiş olman seni aramam gerektiği anlamına geliyor, değil mi?
Right, from now on, if we get split up, meet back here, yeah?
Pekâlâ, buradan sonra ayrılıp tekrar burada buluşalım, tamam mı?
Look, I've been up here playing Dudley Do-Right for two weeks, okay?
Bak, iki haftadır burada Dudley Do-Right * Kanada Atlı Polisi-çizgi film oynamıyoruz, okay?
Yeah, she slid up in here right before happy hour ended.
Evet, indirim saati bitmeden hemen önce geldi.
So, uh, you showing up here means I should call you, right?
Ee, buraya gelmiş olman seni aramam gerektiği anlamına gelir, değil mi?
This area right here is lighting up like a Christmas tree. You'll be able to get a good six months out of that vein.
Bu bölge Noel ağacı gibi parlıyor.
Open up this way, try it like this, stand right here, move your hips. "
"Elbiseni çıkar, bu taraftan aç, bu şekilde dene, bu şekilde kal, kalçalarını hareket ettir."
I'll be right in after I wrap things up here.
Buradaki işleri halleder halletmez geleceğim.
See, we don't want black and whites driving into this complex because we're undercover here. So the only time uniforms show up here is to transport prisoners. Right.
Siyah ve beyazı sevmem.. üniformalı olan mahkumdur benim için
And our unit's tied up in other things. Yeah, that's what we're here for, right?
- Evet bu yüzden burdayım
She's on her way up here right now for the big reunion in one hour, on the observation deck.
Evet, şu an bir saat sonra gözlem yerindeki randevusu için yoldadır.
Don't mess up right here.
Ortalığı dağıtma.
In a twisted turn of events, the mugger was shot by an unknown assailant and delivered right here, where he was patched up and promptly arrested.
Her şeyin sarpa sardığı olayda, saldırgan kimliği belirsiz başka bir saldırganca vurulup buraya tedavi edilip sonrasında tutuklandığı yere getirildi.
All right, I know you brought yourself up here for a reason, and we can talk about that, but first...
Bir şeyler yüzünden buraya çıkmış olabilirsin bu konuyu konuşarak halledebiliriz.
All right, why don't you, uh, finish up here?
Evet. Tamam. Neden sen buraları toparlamıyorsun?
right up there 35
right up 18
up here 454
here 35434
here we go 9033
here you go 5858
here we go again 374
here goes nothing 99
here comes the sun 21
here comes the bride 39
right up 18
up here 454
here 35434
here we go 9033
here you go 5858
here we go again 374
here goes nothing 99
here comes the sun 21
here comes the bride 39
here it comes 620
here it is 2313
here we are 2264
here she comes 366
here you are 1966
here i come 382
here's my number 71
here's the thing 1106
here we come 237
here they come 557
here it is 2313
here we are 2264
here she comes 366
here you are 1966
here i come 382
here's my number 71
here's the thing 1106
here we come 237
here they come 557