English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ S ] / Same as ever

Same as ever translate Turkish

196 parallel translation
- Same as ever.
- Her zamanki gibi.
Rupert, you're the same as ever.
Rupert, hiç değişmemişsin.
We could have one drive, one roundup, same as ever.
Her zamanki gibi gider hayvanları toplarız.
- You're the same as ever!
- Hep aynısın!
To me he is the same as ever.
Benim için hep aynı.
Ah, Georges, still the same as ever, well dressed, absent-minded.
Ah, Georges, hala aynısın, iyi giyimli, dalgın.
She's the same as ever :
Her zamanki gibi :
You look the same as ever, Frodo.
Sen hiç değişmemişsin Frodo.
I think it looks the same as ever.
Galiba her zaman olduğu gibi benim düşündüğümü.
And you look the same as ever, auntie.
Siz de eskisi gibi görünüyorsunuz, teyze.
Tatsumi's the same as ever. I see.
Ailem öldükten sonra beni kızkardeşimden ayırdı, ve Yunanistana gitmeye zorladı!
Ah, Son Goku, you're the same as ever.
Hiç değişmemişsin.
If you're lucky enough to get back to your house... that looks the same as everybody else's... you find that your wife is as fat as she ever was.
Eve dönecek kadar şanslıysan... Herkes aynı görünür. Karınla evlendiğinden beri hiç bu kadar şişmanlamamıştı.
THIS PLACE LOOKS JUST ABOUT THE SAME AS EVER.
Burası hiç değişmemiş.
Just the same as ever before.
Her zaman ki gibi.
Same as ever.
Her zamanki işini.
This morning was the same as ever.
Bu sabah her zamanki gibi aynıydı.
The same as ever.
Hep olduğu gibi.
You're the same as ever, huh Old Timer?
hey! Hala son görüşmemizdeki gibisin, ha?
From some physiological changes, it was Sheridan, same as ever.
Bazı fizyolojik değişiklikler haricinde her zamanki Sheridan'dı.
You're the same as ever, aren't you?
Hala aynısın, değil mi?
Maybe you're not the same as ever.
Belki sen de degiştin.
Oh, same as ever
Her zamanki gibi.
Same as ever.
Her zamanki gibi.
Same as ever, Vicar, same as ever.
Agnes mı? Her zamanki gibi.
- Same as ever.
- Eskisi gibi.
Same as ever.
Öyle aynı işte.
Same as ever.
Her zamankinden.
And yet my needs is as great as the most deserving widows... that ever got money out of six different charities in one week... for the death of the same husband.
Yine de, aynı kocanın ölümü üzerine... farklı altı hayır kurumundan haftalık para alan değerli dullar kadar... benim de ihtiyaçlarım var.
Well, you see that everything's all right nothing has happened, that I'm the same as I ever was?
Gördüğün gibi her şey iyi hiçbir şey olmadı, ben de eskisi gibiyim değil mi?
Everything is the same as ever here.
Burada her şey yine aynı.
I'm just the same as I ever was, Spartacus.
Eskisinden farklı değilim, Spartacus.
But my needs is as great as the most deserving'widows that ever got money out of six different charities in one week for the death o'the same'usband.
Ama benim ihtiyaçlarım da en az tek kocanın ölümü için... bi haftada altı ayrı yerden sadaka toplayan namuslu dullar kadar fazla.
My life is the same as it ever was.
Tanrım, hayatım her zamankinin aynısı.
- Same as ever
- Durumu aynı.
The same old whore-monger as ever!
Her zamanki pezevenk!
Were you ever in the nacelle room at the same time as Lt Kwan?
Beşik odasında, Yüzbaşı Kwan ile aynı anda bulundunuz mu?
You've got 10 people on this airplane and your job's the same as it ever was :
Bu uçakta, 10 kişi var ve senin görevinde de aynen şu şekilde :
- Did it ever occur to you that... maybe I wanna say it? Feeling it is the same as saying it.
Yani, öyle hissetmek, söylemekle aynı.
You come over here acting all sympathetic, but you're the same horny, low-class slime ball as ever!
Biliyordum! Buraya geliyorsun, sempatik davranıyorsun ama her zamanki gibi aynı abaza, adi, samimiyetsiz ve yapay herifin tekisin!
I know if I ever got in the same room with Byron De La Beckwith as God is my witness I'd wrap my hands around his chicken neck and snap it in half. And nobody be able to stop me.
Byron De La Beckwith ile aynı odada bulunacak olursam, Tanrı şahidimdir, ellerimi boğazına sarardım ve beni hiç kimse engelleyemezdi.
I've told mother I never ever want to live underthe same roof as her.
Annene, bir daha onunla aynı çatı altında yaşamak istemediğimi söyledim.
Look, Scully, I know it's not your inclination, but did you ever look up into the night sky..... and feel certain that not only was something up there,..... but it was looking down on you at that exact same moment,... .. and was just as curious about you as you are about it?
Bak, Scully, senin umurunda olmadığını biliyorum ama geceleri göğe baktığında orada var olan şeyin de aynı merakla yukarıdan sana bakmakta olduğunu hiç düşünmüş müydün?
A fearless soldier is not the same thing as a heartless killer and if you'd ever been within 10,000 miles of a combat zone... that's something you'd know.
Korkusuz bir asker, kalpsiz bir katil ile aynı şey değildir ve... bir savaş alanının 10,000 milinde olsaydın... mutlaka haberin olurdu.
" Same as it ever was and will be evermore :
" Aynı eskiden olduğu gibi ve hep böyle olacak :
Did you know he has exactly the same name... as the greatest Hungarian fencer ever?
Büyük eskrim şampiyonu ile aynı ada sahipmiş.
Roberto, worried with my phone call, the same killjoy as ever... came up to my house, put the door down and rescued me in time.
Telefon konuşmamızdan endişelenen Roberto, her zamanki gibi tüm eğlenceyi mahvetti... evime geldi, kapıyı kırdı ve beni tam zamanında kurtardı.
Liopleurodon has a directional sense of smell - two chambers in his nose work in the same way as a pair of ears - pinpointing the source of a smell - a sophisticated tracking device, steering the largest carnivorous jaws ever known.
Liopleurodon'un yön ayırt edebilen bir koku alma güdüsü var - burnundaki iki odacık bir çift kulak mantığıyla çalışıp - kokunun kaynağının tam yerini belirler - gelişmiş bir izleme cihaz olarak, gelmiş geçmiş en büyük etobur çeneyi yönetir.
Nothing will ever hurt me as much... as your reaction to that same experience.
Canımı hiçbir şey, beraber yaşadığımız bu olaya gösterdiğin... tepki kadar acıtamaz.
Nothing will ever hurt me as much... as your reaction to that same experience.
Canımı hiçbir şey, beraber yaşadığımız bu olaya... gösterdiğin tepki kadar acıtamaz.
It is certain that nothing in the other part of Germany is ever going to be the same as it used to be.
Hiçbir seyin Almanya'nin diger kisminin simdiye... kadar oldugu gibi, tekrar olmayacagi kesindir.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]