English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ S ] / Same as always

Same as always translate Turkish

526 parallel translation
- Same as always. In the classroom.
- Derste, her zaman olduğu gibi.
Two, same as always.
İki, Her zaman aynı.
Every Wednesday and Saturday, same as always. ( KNOCK AT DOOR )
Hep olduğu gibi her Çarşamba ve Cumartesi.
Nothing new happens there, we're the same as always.
Yeni bir haber yok, biz de her şey aynı tas aynı hamam.
The market was the same as always. The wholesalers conspired to keep the prices down. You couldn't get a lira more.
Toptancılar her zamanki gibi fiyatı aşağıda tutuyorlar.
The same as always.
Her zaman güvendiğim gibi.
Still dog-robbing for the colonel, the same as always.
Hala albayın köpekliğini yapıyor.
- Same as always, nothing.
- Her zamanki gibi, hiçbir şey.
Same as always.
Her zamanki şeyler.
Things will be the same as always when he gets back.
Geri döndüğünde, yine herşey aynı olacak.
We'll do it the same as always.
Her zamanki gibi yapacağız.
- The same as always, Mother.
- Her zamanki kişi anne.
Same as always... havin'a ball.
Her zamanki gibi... Yuvarlanıp gidiyoruz.
About the same as always.
Her zamanki gibi.
But you did come back to me, same as always.
Fakat her zaman olduğu gibi, yine bana döndün.
- Same as always.
- Her zamanki gibi.
Same as always.
Her zamanki gibi.
The same as always.
Her zamanki gibisin.
I'm the same as always.
Ben her zamanki benim.
Same as always.
Her zamanki şey.
The sharing up will be the same as always.
Her zaman ki gibi olacak.
- Same as always.
- Her zamanki gibiyim.
Same as always.
Daima aynı şeyi komiser bey.
Things are just the same as they always were... only you're the same as you were, too... so I guess things will never be the same again.
Her şey, her zaman olduğu gibi ama sen de her zaman olduğun gibisin... Yani sanırım, hiçbir şey artık eskisi gibi olmayacak.
If you come back to me, I shall treat you ust the same as I've always treated you.
Bana geri dönersen, sana her zaman davrandığım şekilde davranacağım.
No, no, but I feel that we ought to do something... to make people feel that Manderley is just the same as it always was.
Hayır, hayır, ama bir şeyler yapmamız gerektiğini hissediyorum insanların, Manderley'in hâlâ eskisi gibi olduğunu görmeleri için.
Same reading as I always had.
Her zaman ölçtüğüm gibi.
Well, not in detail, but it always starts exactly the same as when I arrived, just now.
Şey... tam olarak olmasa da buraya her gelişimde olduğu gibi başlıyor.
Same as I always use.
Her zaman kullandığım şey.
Then I'll take care of the house, same as I always did.
O zaman da her zaman yaptığım gibi evin ihtiyaçlarını karşılayacağım.
Things are the same with us as they always were.
Aramızdaki her şey eskisi gibi.
He don't always see everything the same as other people.
O her zaman herşeye diğer insanlar gibi bakmazdı.
We're gonna work together, same as we always have.
Her zaman olduğu gibi beraber çalışacağız.
- Maria, you are always welcome just the same as your father was.
- Maria, babana olduğu gibi... -... sana da hep açık kapımız.
It isn't as if the pain was always in the same place.
Ağrı her zaman aynı yerde değildi.
Weather's almost the same as it always is this time of year, but...
Hava hemen her sene bu zamanda böyle olur ama...
and I've always wondered who you were and the exciting kind of life you must have led, and... and you lookjust the same, just as lovely.
Her zaman nasıl olduğunuzu ve ne heyecanlı bir hayat yaşadığınızı merak etmişimdir. Ve aynısınız. Resimlerinizdeki kadar güzelsiniz.
The same complaint as always...
Sürekli aynı şeyden şikâyet ettin.
The same as it always is.
Her zaman olduğu gibi.
Same as it always is.
Her zaman öyledir.
- Just the same as I always was.
Orası değiştirmiş seni. Ben her zaman ki gibi aynıyım.
You concede the necessity of goin'to school... we'll keep right on readin the same every night... just as we always have.
Sen okula gitmenin gerekli olduğunu kabul edersin... ve biz de her akşam yaptığımız gibi okumaya... devam ederiz.
I will come and see you as always, and everything will be exactly the same as before.
Her zaman ki gibi görüşmeye devam edeceğiz ve her şey eskisi gibi olacak.
They are shown here simply because viewers had been always fascinated by the fact that animals often behave like human beings. So, here they are, appearing in the same program as royalty and Hitler.
Deniz ayıları da bu nedenle krallar, Hindenburg ve Hitler ile beraber haftaya bakış programına girdi.
Same plan as always.
Aynı plan her zaman olduğu gibi.
Suga's just the same as before, but Ichi is always pleasant and never talks back.
Suga eskiden olduğu gibi davranıyor ama İchi her zaman cana yakın davranıp asla karşılık vermiyor.
Oh, I don't know. Seems to me it's about the same as it's always been.
Aslında bence her şey eskisi gibi.
It looks the same as it always does.
Her zaman göründüğü gibi görünüyor.
They're always too busy or something. But, then, you're not the same as most grown-ups.
Takım, dinleyin!
We believers of the Sanhedrin, have always had the same aim as you.
Biz Sanhedrin inananları olarak, sizinle aynı amacı güttük.
How'd ya do, same as always?
Evet.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]