English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ S ] / Set' em up

Set' em up translate Turkish

110 parallel translation
I set'em up and you drink'em down. I set'em up and you drink'em down.
Ben hazırlarım ve sen devirirsin!
I set'em up and you drink'em down.
Ben hazırlarım ve sen devirirsin!
- Baldy, set'em up.
- Baldy, hazırla.
- and set'em up in type. - Yes, sir.
- Peki efendim.
The conductor kinda got riled up with'em... so he set it out on a siding at Rockingham Hamlet for'em to cool off. - Yes, ma'am.
- Evet hanımefendi.
Set'em up, Pete!
İçkileri hazırla Pete.
Set'em up, bartender.
Hadi bakalım barmen.
Burt, set up drinks for the boys, and make'em green!
Burt, çocuklara içki ver. Yeşil olsun!
Evening. Set'em up, Jack.
İşleri organize et, Jack.
Set'em up, bartender.
Doldur barmen.
So set'em up, Joe
# Öyleyse onları hazırla, Joe
- Come on, I'll set'em up.
- Hadi yola koyulalım.
- Set'em up, Ben.
- Onlara da bir şeyler koy, Ben.
Set'em up, Nacho.
İçkile onları, Nacho.
- No, you got to set'em up, man.
Ortamı hazırlamak mı?
- Set'em up?
Hayır, önce ortamı hazırlamalısın.
Set'em up, me darlin'.
İçkileri hazırla güzelim.
Bartender, set'em up on me.
Barmen, hesaplar bana.
We can set'em up this afternoon.
Bu öğleden sonra yerleştirebiliriz.
All you used to do was pile'em up, throw petrol over them and set fire to them and that was the end of those.
Tek yaptığınız onları bir araya toplayıp üstlerine petrol döküp ateşe vermekti böylece sonları gelmiş oluyordu.
- Set'em up.
- Doldur.
- Set'em up.
- Hazırlanın.
Set'em up, bartender.
Hazırla hepsini barmen.
- They set the pins up, I knock'em down.
- Onlar dikti, ben de vurdum.
Like I said, set'em up, and mow'em down.
Söylediğim gibi odaklan ve maf et.
Pick'em up and set'em down, Pyle!
Ayağını kaldır ve tekrar yere bas Şaban!
Bartender, set'em up.
Barmen, şunları ayarla.
T.J.? Set'em up with a drink.
T.J., onlara içecek bir şeyler versene.
Set'em up or something.
Tuzağa düşür, bir şey yap.
We set it up to go right to'em.
- Doğrudan onlara gitmesi için ayarlamıştık ya.
And, uh, since Pacific International is an L.A.-based firm... they wanted to interface with standard European protocol, so I set'em up.
Pacific International da Los Angeles merkezli olduğu için standart Avrupa protokolü için ara bağlantı istediler. Ben de onu kurdum.
Call the studio. Get'em to set it up.
Stüdyoya söyle, bunu ayarlasınlar.
Let's set'em up again.
Tekrar'em up kuralım.
Give'em some money so they can set up a legal fund.
Onlara biraz para ver de yasal bir fonları olsun.
We should set up a Cuban defense fund on this and take care of all of'em.
Bir küba savunma fonu çıkarmalıyız ve onlara dikkat etmeliyiz.
Yeah, there are about 15 ships out there. They got'em set up like a picket line.
Evet, orada 15 gemi olacak ve onu yakalayacaklar.
Set'em up, and knock'em down.
Tuzağa düşürüp, öldüreceğim.
- All right, set'em up and knock'em down.
- Tamam, ayarla ve devir onları.
All right, the lights are workin', cameras came... chairs are all set up the way we want'em now.
Pekâla, ışıklar yanıyor ve kameralar burada ve sandalyeler de tam olarak istediğimiz biçimde yerleştirildi.
Set'em up, sit'em down.
Bir iniyorlar, bir çıkıyorlar!
You set'em up and I knocked'em down.
Sen tuzak kurarsın, ben işi bitiririm.
You go ahead and set'em up again, and I'll show you how the Packers won the Ice Bowl.
Sen onları tekrar diz ve sonra sana Packers'ın şampiyonluğu nasıl kazandığını göstereceğim.
Set'em up, I'll make it.
Dizin.Atışı yapıcam
Come on, set'em up.
Hadi topları diz.
Set'em up for the Dead End Kids.
Kenar mahalle çocuklarına bir içki.
So you set'em up.
O halde onları oyuna getirdin.
Set'em up, Jimmy.
Bardakları doldur, Jimmy.
Yeah, so many people have died since I set up Em City, I was beginning to feel anesthetized, you know?
Evet, Em City'i kurduğumdan beri çok kişi öldü, artık hissizleşmeye başlamıştım, anlatabildim mi?
Set'em up again, Hedley.
Bu çok iyi.
Hey yo, check it out, we got these trash can set up like bowling pins right. So I figured we just gonna roll Mouth's squirrelly little ass right on into em.
Baksana, bizim bowling topu gibi yuvarlanan bidonumuz var ya Mouth'u onun içine tıkıp bir güzel yuvarlayabiliriz diye düşündüm.
I need you to meet'em one more time and set up a buy,
Onlarla son bir kez buluşmanı ve anlaşmaya varmanı istiyorum.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]