Show up translate Turkish
13,019 parallel translation
Gonna show up to work, have everybody be like, "Why is there blood all over you?" 'Cause I had to slit the guy's throat who causes all the traffic!
İşe gittiğimde herkes diyecek "Neden üstün başın kanla kaplı?" diye çünkü bu trafiğe sebep olan herifin boğazını kestim!
He doesn't show up half the time.
- Çoğu zaman gelmiyor zaten.
One day, these men show up.
Bir gün de o adamlar geldi işte.
Then you show up with something that'll tear a hole - in this bastard.
Sen de şerefsize bir delik açabilecek bir şey bul o sırada.
Must have been weird, seeing your dead brother show up dressed like a ninja from Medieval Times.
Ölen abini ortaçağdaki ninjalar gibi giyinmiş bir şekilde görmek garip olmalı.
- Emergency at the gym just when two cops show up at his door.
Kapısında 2 polis belirdiğinde spor salonunda acil bir durum oluyor.
So Detective Pimento didn't show up for work today.
Dedektif Pimento işe gelmemiş bugün.
You show up at a bachelorette party...
Bekarlığa veda partisine katılıyorsun ve...
Who doesn't show up on time for their own party?
Kim kendi partisine zamanında gelemez ki?
All that shit's gonna show up on a stack of paper, Your name at the bottom under a dotted line Like it's already done.
Bütün bu boktan işlerin sonunda... önüne bir yığın belge koyarlar ve... her şey çoktan helledildi derler.
It's his problem that he didn't show up.
Bunu göremiyorsa, bu onun sorunudur.
- Yeah, we cannot show up on set, and have the girl just change her mind at the last minute, you know?
Evet, sete gidip sonra da kızın son anda fikrini değiştirmesi olmaz.
I show up here expecting to pay for one repair, and there's an extra charge for 300 fucking dollars slipped in that I know absolutely nothing about?
Buraya bir tamiratın parasını ödemeye geliyorum, bir de bakıyorum ki kesinlikle ne olduğunu hiç bilmediğim ekstra bir 300 dolar araya sıkıştırılmış lan.
If we set a meet, you show up at the goddamn meet time.
Bir buluşma ayarlamışsak zamanında geleceksin yani.
Is this because he didn't show up to the interview?
Bu, görüşmeye gelmediği için mi?
Brad didn't show up to the meet-up.
Brad toplantıya gelmedi.
You show up at a fresh crime scene after floating all night at the Rusty Nail?
Bütün gece Paslı Çivi'de demlendikten sonra taze suç mahallinde boy mu gösterdin?
Someone will show up sooner or later.
Er yada geç birileri gelecektir.
Well, uh, if the meat wagon does show up, just press this one to buzz them in.
Eğer bir et vagonu görünürse kapıyı açmak için buna bas.
If you, if you get to be king of Samoa and, uh, I show up there you'll have a job for me, right?
Eğer bir gün Samoa kralı olursan, oraya gelirim bana bir iş verirsin değil mi?
You disappear for a year and a half... you show up here looking like... something out of the Bible, and all you got to say for yourself is "Hey, Sugar"?
1.5 sene ortadan kayboluyorsun sonra da İncil'den fırlamış gibi buraya geliyorsun ve tek söyleyeceğin şey "Selam, Sugar" mı?
It is so easy for you to show up here asking questions now that it's convenient for you.
Buraya gelip içini rahatlatmak için sorular sormak çok kolay değil mi?
We need to think about what to say when I show up at this event and she's not with me.
Bu organizasyonda ne demem gerektiği hakkında düşünmemiz gerekiyor ama o yanımda değil.
You show up for that, then I'll leave you alone.
Orada bir görün, sonra seni rahat bırakayım.
Gonna need more if your friends show up again.
Arkadaşların yine ortaya çıkarsa daha fazlasına ihtiyacımız olacak.
You're meant to give us 24 hours'notice before you show up.
Buraya gelmeden 24 saat önce haber vermeniz gerekiyor.
Does that technically mean that nobody might show up?
Bu teknik olarak kimsenin görünmemesi anlamına mı geliyor?
We need 60 senators to show up and vote.
Göstermek ve oy kullanmak için 60 senatör lazım.
If any of these buses show up at Franklin Hospital, they'll be turned away by Bucks County sheriffs.
Bu otobüsler Franklin Hastanesi'ne giderse Bucks County polisleri tarafından geri çevrilecekler.
And then you show up at my place, and you pull that gun out of my toilet,
Birden sen evimde ortaya çıktın ve tuvaletimde tabanca buldun.
- You show up at my place, bring me here...
Benim mekâna gelip beni buraya getiriyorsun...
Rosa, guess who decided to show up.
- Rosa, baksana kim gelmeye karar vermiş.
You hope they show up.
Ortaya çıkmalarını umuyorsun.
If the Saviors do show up...
Kurtarıcılar cidden gelirse...
If he's being bribed, the money's got to show up somewhere.
- Eğer rüşvet alıyorsa para bir yerden kendini gösterir.
- You have to show up looking fly.
- Çok havalı görünmelisin.
Didn't show up.
Hasta olduğunu söyledi.
I really need to show up for him.
Onun için gitmeliyim.
You didn't show up, and now he controls most of Western Europe.
Gelmedin ve artık Batı Avrupa'nın çoğunluğunu kontrol ediyor.
You know, we'll clean up the place, we'll serve'em a nice dinner, we'll show'em how-how well we're doing, and I'll feel Frank out about this bet, you know,
Buraya çeki düzen veririz güzel bir yemek hazırlarız, ne kadar iyi gittiğimizi göstermiş oluruz. Bu iddia konusunda Frank'i bir yoklarım ki düşününce, bu iddia acayip saçma.
You can keep the money, toss us your gun and tell your supervisor you were disarmed, or be a hero, and wake up like your friend here with nothing to show for it but a massive headache.
Parayı alıp silahını atarak müdürüne silahsız bırakıldığını söyleyebilirsin ya da kahraman olmaya çalışıp buradaki arkadaşın gibi elin boş bir şekilde sağlam bir baş ağrısıyla uyanabilirsin.
I don't want to show him up.
Ona görünmek istemiyorum.
Get up, I want to show you something.
Kalksana, sana bir şey göstermek istiyorum.
Now hurry up and show some of your magic or somebody will steal this fragrance away.
Acele edip bana büyünden göstermezsen biri bu kokuyu kapıp kaçıracak.
Just wait until he sees the twerking routine we came up with for the talent show.
Hele bir de yetenek gösterisi için hazırladığımız kalça dansını görsün.
I just... I had no idea that our show failed to live up to your standards.
Dizimizin senin standartlarına uymadığına dair hiçbir fikrim yoktu.
I came to show you that Mr. Proctor was mistaken when he told you that Banshee was a safe place for you to set up your manufacturing.
Bay Proctor'ın, sana Banshee'nin üretim tesisini kurmak için güvenli bir yer olduğunu söylerken yanıldığını kanıtlamaya geldim.
You are gonna show them that New Hampshire makes up its own mind.
New Hampshire'ın kendi kararlarını verebileceğini göstereceksiniz onlara.
Step right up and get your tickets for the freak show.
Yaklaşın ve ucube gösterisine biletinizi alın.
Right now, we are trying to set something up that will allow Skip to show his rehabilitation and for him to contribute to society.
Şu an, Skip'in ıslah olduğunu gösterecek ve topluma bir katkı sağlamasını sağlayabilecek bir şey ayarlamaya çalışıyoruz. Ne yaparak?
Right, well if you got it, then we gotta go up to Hijos Boricuas and you gotta show it to my uncle.
Eğer hazırsa Hijos Boricuas'a gitmeliyiz ve amcama dinletmelisin.
upstate 42
upsy 47
uppercut 41
upham 30
upper east siders 33
up you go 144
up next 81
up yours 130
upside down 57
up top 130
upsy 47
uppercut 41
upham 30
upper east siders 33
up you go 144
up next 81
up yours 130
upside down 57
up top 130
up to you 126
up against the wall 84
up guy 119
up call 187
up and at' em 72
up north 49
up the stairs 74
up we go 50
up high 87
up now 50
up against the wall 84
up guy 119
up call 187
up and at' em 72
up north 49
up the stairs 74
up we go 50
up high 87
up now 50