English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ S ] / So how much

So how much translate Turkish

3,130 parallel translation
So how much do you need?
Ne kadara ihtiyacın var?
So how much do you need?
Ne kadar istiyorsun?
So how much would you pay for something like that?
Böyle bir şeye kaç para verirsin?
So how much salt was in it?
İçinde ne kadar tuz vardı?
Oh, so how much would it cost to thin the trees so the squirrels don't explode?
- Sincap nüfusunun artmasını engellemek için ağaçları budamak kaça patlar?
So how much does something like a necklace cost?
Mesela bir kolye ne kadar?
- So how much you need, Bob?
- Kaç paraya ihtiyacın var, Bob?
So how much is that, in terms of money?
Tamam mı? Bunu paraya çevirirsek sence ne kadar eder?
SO HOW MUCH LONGER ARE WE GOING TO KEEP DOING THIS?
Bunu yapmaya daha ne kadar devam edeceğiz?
You've already been shot at today, so how much worse can this be?
Bugün üstüne ateş bile açıldı. Ne kadar kötü olabilir ki?
Wow, so how much did Dodge kick in?
Vav, Dodge ne kadarını bağışladı?
So how much longer do I have to be here today?
Bugün ne kadar süreliğine burada kalmak zorundayım?
So how much longer do I have?
Ne kadar ömrüm kaldı?
How is it possible for one man to be blessed with so much skill?
Bir insan nasıl bu kadar yetenekli olabiliyor?
So... how much longer is Carlos gonna be in rehab?
Pekala... Carlos ne kadar süre rehabilitasyonda kalacak?
Yeah, well, she understands how this is going to be so much better for everyone.
Evet, bunun herkes için daha iyi, Olabileceğini anlıyor.
We were just talking about how maybe you shouldn't worry so much about what grandma thinks, that's all.
Sadece, büyük annemin ne düşündüğü hakkında endişelenmemen gerektiği hakkında konuşuyorduk, sadece, hepsi bu.
Commissar, please. How could I come up with so much money by tomorrow?
Komiserim, gözünü seveyim ben o kadar parayı nasıl bulayım yarın?
I've explained how things have progressed so far, and they don't have much confidence in you.
Kısa zamanda işlerin nasıl ilerlerlediğini onlara anlattım, ama onlar size fazla güvenmiyorlarmış.
You know how there are some people that love you so much every time you think about them, you get happy?
Hani çok sevdiğin bazı insanlar vardır. Onları her düşündüğünde mutlu olursun ya.
- How did he have so much money?
Affedersiniz, bu parayı nasıl bulmuş?
How does that Ricky Schwartz guy pull so much tail?
Ricky Schwartz nasıl bu kadar kıça girebilir?
How do you know so much?
Bu kadar şeyi nereden biliyorsun?
I know how much what your father's done has hurt you, but I'm so happy you've come back home.
Babanın seni kıracak ne kadar çok şey yaptığını biliyorum ama eve döndüğün için çok mutluyum.
So, uh... How much can you take?
O halde, ne kadar alabilirsiniz?
You crawl... through the broken glass... and through the dog shit... and you fucking tell her how much you love her, or so help me God, I will fuck you to kingdom come.
Şimdi sen cam parçalarına ve köpek bokuna sürüne sürüne gidip ona onu ne kadar çok sevdiğini söyle yoksa seni eşek sudan gelene kadar sikerim.
How could I worry so much?
Daha başka nasıl endişelenebilirim?
So much of our lives are now configured, at least in part, on the internet, so we better start thinking about, how we claim parts of the internet as spaces, that we can also protest in.
Hayatlarımızın en azından bir kısmı artık internete göre şekil aldı. O yüzden artık internetin bu alanlarını nasıl protesto için kullanabiliriz bunu düşünmeye başlamalıyız.
How can you eat so much of this?
Nasıl bu kadar turp yiyebiliyorsun?
So, how much trouble I am in?
Başım ne kadar belada?
how can there be so much resentment?
Bu kadar şikâyet dilekçesi nasıl olabilir?
The reason that I'm having trouble is because she's so amazing... that I can't find the words to describe how much I love her... for loving me... despite my faults.
Konuşmayı yazamıyorum çünkü Jenna o kadar harika bir insan ki, kusurlarıma rağmen beni sevdiği için ona olan sevgimi kelimelere dökemiyorum.
And she overheard him talking about how much money it was worth. So...
Ve günlüğün ne kadar para ettiğini konuşurlarken onları duymuş.
You know, if you know so much, how come you can't find him yourself?
Madem bu kadar çok şey biliyorsan, neden kendin bulamıyorsun?
And I got to wondering, how come you know so much about me while I know so little about you?
Nasıl oluyor da benim hakkımda bu kadar çok şey biliyorsun diye merak etmeye başladım. Bense senin hakkında hiçbir şey bilmiyorum.
It's so sweet how much you care about him.
Onu bu kadar umursaman çok hoş.
So, how much does a block in Westlake go for these days?
Şu sıralar Westlake'te bir blok ne kadar para ediyor?
So what you got to decide is how much pain can you bear before you go.
Yani kararını vereceğin şey ölmeden önce ne kadar acıya katlanabileceğin olacak.
How do you know so much about that?
Bu kadar çok şeyi sen nereden biliyorsun?
So... how much?
Peki... kaç para?
So we're clear, my family, my past is none of your business, no matter how much money is at stake.
Ortada ne kadar para dönerse dönsün ailemin, geçmişimin bu işle bir alakası olmadığı konusunda anlaştık mı şimdi?
How can we be the serious face of news when you're pressed up against so much mink and cigar smoke? It looks like you're in a harem.
Sen kürkler ve sigara dumanları arasında, haremdeymiş gibi görünürken, nasıI ciddi bir haber kaynağı olabiliriz?
Girl, how'd you think I was making so much money? If a guy needs a little something - - Selena.
Nasıl o kadar para kazandığımı düşünmedin mi?
If they're not related, how can Barbra look so much like Odette?
- Akraba değillerse, Barbra Odette'ye nasıl bu kadar benzeyebilir?
But it w-was just so that... that I could get some sleep, really, while you were figuring out how much space you needed.
Sadece biraz rahat uyuyayım diye, gerçekten, seni rahatsız etmek istemedim.
It's so sad how much you love me and you look at me from a distance and you get all ♪ juicy in your pants.
Beni çok sevmen ve bana uzak mesafeden bakman, ve pantolonunun içinin cıvık olması çok üzücü bir şey.
So... how much time are you gonna take off?
Merhaba, hazır mısın?
How much you must have worried so far.
Bu zamana kadar ne kadar acı çektin.
So don't take this the wrong way, but how much longer do we do this?
Yanlış anlama ama, daha ne kadar yapacağız bunu?
So, how much do you like my mom?
- Ee annemden ne kadar hoşlanıyorsun?
I don't understand how such a thin girl had so much strength.
Sıska bir kız nasıl bu kadar güçlü olabilir anlamıyorum.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]