English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ S ] / So sweet

So sweet translate Turkish

4,644 parallel translation
Oh, but he was so sweet.
Ama çok tatlıydı.
- So sweet.
- Çok tatlı.
That's so sweet.
- Çok hoş!
But it was so sweet, I just decided to ditch my plans and let him do it.
Ama o kadar tatlıydı ki, kendi planımı iptal edip ona izin vermeye karar verdim.
Oh, Phyllis, your kisses taste so sweet and your pores smell like corn chips.
Phyllis öpücüklerin öyle tatlı ve gözeneklerin mısır cipsi gibi kokuyor.
He's so sweet to her.
Daniel kardeşine çok iyi davranıyor.
Oh, that's so sweet of you.
Çok tatlı bir davranış.
- Oh, so sweet, Kenny.
- Çok tatlısın Kenny.
That is so sweet.
Bu çok tatlı.
Thanks. You're so sweet.
- Sağ olasın.
It's so sweet and sticky!
Çok tatlı ve yapışkan!
This is so sweet of your father.
Babanın bu yaptığı şey ne kadar da güzel. Götümü güzel.
I just wanted to come and thank you for helping me lose my virginity and for being so sweet about it.
Sadece gelip, teşekkür etmek istedim bekâretimi kaybetmeme yardım ettiğin ve bu konuda çok nazik olduğun için.
Oh, you're so sweet when you're worried.
Endişelenince çok tatlı oluyorsun.
So smart, so sweet.
Çok zekiydi. Çok tatlıydı.
So sweet, so sincere.
Çok tatlı, çok İçten.
You guys are so sweet to look after Billy.
Billy'yi kolladiniz, çok nazik insanlarsiniz.
She's so sweet.
Çok tatlı.
She's ever so sweet!
Her zaman çok tatlı!
HE'S SO SWEET AND GENTLE
Bill'le dalga geçmeyi istemiyorum.
YOU'RE SO SWEET. - I LAUGHED A LOT, MAN. - THAT WAS FUN, DUDE.
- Desteğin için teşekkürler.
Wow, you're so sweet.
Çok tatlısınız.
- Ugh, stop being so sweet.
- Off, bu kadar tatlı olma lütfen.
I know what you're doing. It's so sweet.
Yaptığının güzel olduğunu biliyorum.
But it is the struggle that makes... makes the joy of the rest so sweet.
Ama o durak sevincini o kadar güzel yapan mücadeledir.
- YOU'RE SO SWEET.
- Çok tatlısın.
- OH, THAT'S SO SWEET.
- Ah, bu çok tatlı.
- That's so sweet...
- Bu çok tatlıydı... - Teşekkür ederim.
Y'all are so sweet.
Hepiniz çok tatlısınız.
Wow, th... that's so sweet.
Vay canına, bu çok hoş.
♪ You made it so sweet ♪
# Bunu çok güzelleştirdin #
This is so sweet.
Çok tatlısınız.
Oh, that's so sweet, but you're basically offering me garbage.
Çok tatlısın ama aslında bana süprüntüleri teklif ediyorsun.
That's so sweet.
Çok tatlısın.
I thought it was light and refreshing, not so sweet.
O kadar tatlı Ben hafif ve ferahlatıcı, olduğunu düşündüm.
She was so sweet on the phone.
Çok tatlıydı telefonda.
Nathan, that is so sweet. Why are you telling me this?
Nathan, bu çok hoş da neden bunu söylüyorsun?
You're so sweet.
Çok şekersin.
He just was so sweet about everything and making sure that things were right between you and me and telling the truth...
O kadar tatlıydı ki ve seninle benim aramın iyi olduğundan emin olmak istedi, -... ve doğruyu söyledi.
She's always so sweet.
Her zaman çok kibardır.
Your story is so sweet! Mm.
Hikâyeniz çok şirin!
Oh, that's so sweet, Sophie.
Çok iyisin Sophie.
He's so sweet to you
Sana karşı çok sevecen.
You're so sweet.
Çok tatlısın.
Oh, you are so... Handsome and sweet and understanding.
Çok yakışıklı, tatlı ve anlayışlısın.
So, sweet little town covered in snow, half the universe in terror.
Karla kaplı küçük, şirin bir kasaba, evrenin yarısı dehşet içinde.
So this is sweet.
Çok tatlı.
So, where are those sweet ladies?
Şu hoş hanımlar nerede?
it was so sweet.
Çok tatlı bir şey.
Ben, Riley hasn't celebrated her birthday since her disastrous not-so-sweet 16.
Ben, Riley felaket geçen 16 yaş partisinden sonra doğum gününü kutlamadı.
Plus, I have already masturbated so I can hit the sweet spot between "you're done already?" and "enough already."
Ayrıca, mastürbasyon yaptım, bu vuruş "Sadece bu kadar mı?" ile "Yeter artık!" arasında tatlı niyetine olacak.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]