English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ S ] / Someone's in here

Someone's in here translate Turkish

446 parallel translation
You're right. Someone must've been waiting in here to kill him.
Haklısın ; birisi burada onu öldürmek için beklemiş olmalı.
Someone's been here and in the last twenty-four hours.
Birisi buradaydı hem de son yirmi dört saat içerisinde.
And he asked you to give it to someone here, in case his departure was delayed, isn't that so?
Sonra da, ayrılışının gecikmesi durumunda burada birine vermeni istedi, öyle değil mi?
I've just had someone here I think should be followed... in connection with that Fulham case.
Şimdi buradan çıkan adamı takip etseler iyi olur. Fulham vakası ile bağlantısı olabilir.
Yes, someone's in here with her.
Evet, yanında biri var.
You don't think someone'll come strolling in here and start telling us he's Napoleon or Julius Caesar, do you?
Birinin buraya gelip Napolyon ya da Sezar... olduğunu söyleyeceğini düşünmüyorsun, değil mi?
Someone was in here. And he knew how to make fire.
Birisi olmalı ve ateş yakmış.
In fact, I suspect someone's playing a joke on me... for I don't even recall being here at all last night.
Birinin benimle dalga geçtiğinden şüpheleniyorum. Dün akşam burada olduğumu bile hatırlamıyorum.
There may be someone here who, with all due respect, in spite of his appearance, has health problems and should not be enlisted.
Yanlış anlamayın ama burada iyi görünüşüne rağmen kimi sağlık problemleri olan ve askere alınmaması gereken biri olabilir.
Someone's lying here, in the corridor.
Burada koridorda biri yatıyor.
Someone's looking in here.
Biri camdan bakıyor.
Someone played a joke on me here last night, But let's go in anyway.
Dün gece burada birisi bana bir şaka yaptı ama neyse içeri girelim.
It would be nicer to go sightseeing with somebody someone who's lived here in Japan for a while like you.
Japonya'da yaşayan biriyle şehri gezmek harika olurdu senin gibi.
But someone's got to make the decisions in here.
Ama burada bir karar vermek zorundayız.
I look for him all over the house, and here's he, in someone else's flat.
Evin her tarafında arıyorum ama bizimki bir başkasının evinden çıkıyor.
Yesterday at 16.20, Sarah Cross received a local phone call, the same message as the one monitored in Vienna to someone here in Washington.
Dün saat 16.20'de Sarah Cross bir telefon görüşmesi yaptı. Viyana'da kaydedilen mesajın aynısı burada Washington'da başka birine daha geldi.
Someone starts to give permissions like in the nest of a cuckoo... [play on the words : cuculo = cuckoo and culo = back]... and here's finally where we're gone.
Birisi kuku yuvası gibi müsaade ediyor ve sonunda geldiğimiz nokta.
Someone in the martial arts world has made up some fake maps saying that you've hidden treasure here
Biri senin hazineyi gösteren sahte bir harita yapmış! bunlarda o hazinenin peşine düşmüş!
I don't know what's going on here in the absence of people, but the moment someone shows up, everything comes into motion.
İnsanlar yokken burada neler olduğunu bilmiyorum. Ama biri ortaya çıktığı anda her şey hareketlenir.
There's someone in here, Mommy.
Burada biri var, anne.
I mean, here's someone who can crush your head in his bare hands, and he cares that your eggs are done just right.
Öyle bir adam ki çıplak elleriyle kafanı parçalayabilir, ama yumurtan tam istediğin gibi pişsin diye uğraşır.
Hey, someone's been fucking around in here.
.
Someone's breaking in my car and you don't run in here to tell me?
- Ne? Bîri arabama giriyor ve sen bana haber vermek için koşmadın mı?
Why would I come in here to get you to cut someone else's hair?
Niye başkasının saçını kestirmek isteyeyim ki?
Someone's got gangrene in here. Who is it?
Burada biri kangren olmuş ama kim?
I get the feeling every time I walk out that door someone's gonna come in here and take my place.
- Sanki ne zaman şu kapıdan çıksam biri gelip yerimi alacakmış gibi hissediyorum!
Could that have been done by someone in here without making the payments?
Bunu içeriden bir başkası yapmış olamaz mı, ödemeler hariç?
You know, for someone who's supposed to be flying an airplane, he's taking a mighty big interest in what I'm doing back here.
Uçağı uçurması gereken bir kişiye göre, burada benim ne yaptığımla fazla ilgileniyor gibi.
There's someone in here who wants to meet you.
Burada seninle tanışmak isteyen biri var.
Yes, I know it looks to the layman or someone who might dabble in physics... This action here would be caused by a bullet coming from... well...
Biliyorum, sıradan insana veya fizikle yüzeysel olarak uğraşan birine bu harekete bir merminin neden olduğunu düşündürebilir yukarıdan gelen.
Look, by now, nothing should surprise me around here, but someone left a step ladder standing in the middle of the street.
Şu saatten sonra buradaki hiçbir şeye şaşırmamam lazım. Ama biri caddenin ortasına ayaklı merdiven bırakmış.
Oh, oh. Look, here's your chance to be a big hero to someone in real trouble.
İşte sana kahraman olma fırsatı.
Hardin's partner here was someone you may know of.
Hardin'in buradaki ortağı sanırım tanıdığınız biri.
Someone told me here that, if things with Hamish didn't work out, he would step in.
Biri bana Hamish'le yürümezse sıradaki olmak istediğini söyledi.
- Someone's smoking in here.
- Biri burada sigara içiyor.
It smells like someone left their gym bag in here.
Birisi terli çamaşırlarını burada bırakmış gibi kokuyor.
- Someone's buzzing me awful bad in here.
Biri zile abandı!
Someone's in here.
Burada biri var.
Someone's in here.
İçerisi dolu.
Well, perhaps there's someone in here who can.
Belki de burada sana yardımcı olacak birileri vardır.
I think he's saying there's no sex in Heaven. It's not polite to talk about someone in the third person when the person's here.
Sanırım cennette seks olmadığını söylemeye alışıyor.
Tell him Leonard said he's gonna have his bubble-butt... if he don't have someone down here in ten- -
Ona birilerini buraya göndermezse, Leonard'ın kıçına tekmeyi basacağını söyle.
Someone said he's in here.
Birisi buraya geldiğini söyledi.
There's someone in here.
İçeride biri var.
What I have here is proof undeniable that the men who gave me this disease were also behind the hoax- - a plot designed to lead to Agent Mulder's demise and to my own, planned and executed by someone in this room.
Elimde olan kanıt inkâr edilemez. Ki bana bu hastalığı veren adamlar, aynı zamanda bu oyunun arkasındaki adamlar. Ajan Mulder'ı ve beni de ölüme götürmek için hazırlanmış bir entrika bu odadaki bir kişi tarafından planlandı ve uygulandı.
For thousands of years, my spirit has been trapped here in this tomb waiting for a certain someone to claim the chakram and make it whole.
Binlerce yıldır, ruhum, chakramı alacak... ve onu bütün yapacak belli bir kişiyi bekleyerek burada bu mezarın içinde kapana kısıldı.
If someone tries to get in here, my burglar alarm will let us know.
Eğer birisi buraya girmeye çalışırsa, hırsız alarmım bizi uyarır.
There might be someone in the manager's apartment down here.
Müdürün odasında birileri olabilir mi?
Carter,..... if someone comes in here, you..... bite'em in the hand.
Carter,..... eğer biri gelirse, sen elini ısırırsın.
Someone who has a terrace, which you don't, out here in Murderville.
Terası olan biri, ki sen değil. Katil kasabası dışında biri.
- Look. There's someone in here.
- Baksana, burada birileri var.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]