English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ T ] / Take it

Take it translate Turkish

113,257 parallel translation
Could you take its skin and salt it and tan it to keep warm?
Derisini yüzüp, tuzlayıp, ısınsın diye tabaklayabilir misiniz?
Am I supposed to take it out for every little thing?
- En ufak şeyde silah mı çekeceğim?
- Your wife, I take it? No.
- Senin karın galiba.
- I sure as hell didn't take it.
- Ben almadım.
You got to let fate take its course, or it comes back to haunt you.
Kaderi akışına bırakmazsan sonradan yakana yapışır.
So why don't you take it for a test-drive before you commit?
Kesin kararını vermeden önce onu deneme sürüşüne çıkarmaya ne dersin?
You gotta get yourself a pen, take it apart like this. You see?
- Bir kalemi şu şekilde söküyorsun.
Will you just promise me that you will take it easy?
Sakin olacağına söz verir misin?
But you can't take it.
Ama sen kabul edemedin.
Will you take it and become the next Commander?
Alıp alacakmısın Bir sonraki Komutan?
Just put it in your mouth and take it down with the water.
Ağzına koy Ve suyla aşağı indirin.
I can take it from here.
Buradan devam edebilirim.
Your team take it easy because it's a holiday?
Tatil olduğu için ağırdan mı aldınız?
Take it.
AI.
All right, take it easy.
Ne... Tamam, rahatlayın.
There is, but the medication costs $ 300,000 a year, and he needs to take it for the rest of his life.
Var, ama yılda 300bin dolar kadar, ve ömrü boyunca almaya devam etmeli.
The thing is, some guys lose their taste for the cage after they take it all the way.
Olay şu ki bazıları sonuna kadar gittikten sonra kafes heveslerini kaybediyorlar.
Take it or leave it.
İster kabul et ister etme.
How'd Bruce take it when you dissolved the partnership?
Feshi nasıl karşıladı?
Uh, he didn't take it well, like I told you.
Size söylediğim gibi, hoş karşılamadı.
Take it up with Marty.
Derdini Marty'ye anlat.
It'll only take a few hours.
Sadece birkaç saat sürecek.
Hey, yo. Like, how long it take a bunch of white people to agree on something?
Bir grup beyazın bir konuda anlaşması bu kadar uzun sürer mi ya?
Um, so just take your book, replace it with another.
Kitabınızı alın, yenisiyle değiştirin.
So if I just take a shit in a can and I label it "chili," you gonna eat that?
Şişeye sıçıp üstüne acı biber yazsam yer miydin?
Well, if I had to take a wild stab at it, I'd say not very well.
Tahmin yürütmem gerekirse pek iyi gitmiyordur.
We got important business to take care of, and it's two o'clock in the goddamn morning, so sit down!
Halletmemiz gereken önemli işler var ve saat sabahın ikisi, oturun aşağı!
last year, a girl had an infected tooth and it took so long for a guard to take her serious, that the infection grew and now she blind in one of her eyes!
Bir gardiyanın onu ciddiye alması o kadar uzun sürdü ki enfeksiyon ilerledi. Şimdi bir gözü kör!
You are runnin'hard on the psycho path, but maybe it's time to take a water break.
Sen iyice psikopata bağlamışsın. Mola vermenin vakti gelmiş.
It'll take your shit to the next level.
İnsanı başka boyuta çıkarıyor.
And believe me, I get that it's no fun to barf on sea life, but you drink some water, you take a nap and you move on.
İnan bana, deniz canlılarının üzerine kusmanın eğlenceli olmamasını anlıyorum ama biraz su içersin, uyursun ve hayatına devam edersin.
I wonder how long it'll take'em to wrap this all up.
Acaba bu işi bitirmeleri ne kadar sürecek?
I wanted her take on it.
Fikrini almak istedim.
- Basically, it says that while a criminal will inevitably take something away from a crime scene, he will always leave something behind.
- Basitçe der ki bir suçlu kaçınılmaz olarak olay yerinden bir şey alır, ama daima geride de bir şey bırakır.
So then it's going to take some time, all right.
Biraz zaman alacak değil mi?
I think it's more like Scarpa's protégé, somebody he's grooming to take over for him after he's gone.
Sanırım Scarpa'nın çırağı, kendisinden sonra yerine geçmesi için yetiştirdiği biri.
What would it take to federalize the National Guard in Pennsylvania?
Pensilvanya'da Ulusal Muhafız Teşkilatı'nı federalleştirmek için ne gerekir?
Suppose it doesn't take.
- Belki kulak asmam.
It's not every day one of the greatest mathematicians in the world decides to take up the cause of a physicist.
Dünyadaki en büyük matematikçilerden birinin bir fizikçinin davasıyla meşgul olmaya karar vermesi her gün olan bir şey değildir.
Of course, it will take money, quite a lot of it.
Tabii para gerekir, hem de çok.
Nicolai : All it would take is a signature. To show that men of science like yourself stand against the treachery of war.
Sadece bir imza gerekiyor, sizin gibi bilim insanlarının savaş vahşetine karşı olduğunu göstermek için.
I'll take care of it.
Ben ilgilenirim.
I cannot take it.
Bunu alamam.
And to prove it to me, you will take me away from here, at least for a month or two, and soon.
Bunu kanıtlamak için beni buradan uzağa götüreceksin en az bir iki aylığına, yakın zamanda.
It'll take us a little time to get our affairs in order, but... I will book a passage for after the wedding.
İşlerimizi düzene sokmak biraz zaman alacak ama düğünden sonrası için bilet ayırtacağım.
Well, Annie's working on it, but she said it could take days to locate a breach in the hospital's firewall.
Annie çalışıyor, hastanenin güvenlik duvarında bir gedik bulmak zaman alır dedi.
It will take our minds off our cares.
Aklımızı dertlerimizden uzaklaştırır.
I guess when your father kills your baby brother it doesn't take a psychoanalyst to know what messed you up.
Sanırım babanızın daha bebekken kardeşinizi öldürmesinin sizi perişan edeceğini anlamak için psikanalize girmeye gerek yoktur.
That the bad man was gonna take care of it for you?
Kötü adamın o işi senin için halledeceğini mi?
It'll just take a little more time.
Sadece biraz daha zaman alacak.
" We'd like you to take everything that we own and dump it on our front lawn.
" Lütfen tüm eşyalarımızı alın ve bahçeye bırakın.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]