English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ T ] / That okay

That okay translate Turkish

45,756 parallel translation
- Okay, I get it now, but I also have to say that is the dumbest thing she could possibly have done.
Tamam, anladım ama şunu da söylemeliyim ki muhtemelen bu yapacağı en aptalca şey olacak.
- Okay, that sounds like a lot.
Bu fazla oldu sanki.
That's okay.
Sorun değil.
Okay, now, I-I don't know if that's... if that's the woods or if that's Norma's grave, I... I don't know.
Artık ormana mı götürmüştür Norma'nın mezarına mı bilemem.
Okay? I'm sorry that we moved without telling you.
Sana söylemeden taşındığımız için kusura bakma.
What I really want is something that can never happen, okay?
Benim istediğim şey asla gerçekleşmeyecek bir şey.
Are you sure it's okay that I stay here?
Burada kalmamın sorun olmayacağından emin misin?
Okay, that makes my head spin.
Tamam bu kafamı karıştırdı.
Okay, then turn right when you get to the road, And I'll tell you where to go after that.
Yola varınca sağa dön, sonrasını geldikçe söylerim.
Point that somewhere else, okay?
Onu başka yöre çevir, olur mu?
I am trying to do things differently this time and just hope that it turns out... okay.
Umarım ki sonunda hayırlısı olur. Bilemiyorum.
Okay, that's who I choose to fuck. Thank you for saying that I'm old.
Benim tercihim o kız olurdu, yaşımı yüzüme vurduğun için de sağ ol.
- Okay, I didn't know that. Obviously.
- Tamam, haliyle bunu bilmiyordum.
Okay, how can I put this in a way that you can understand?
Pekala, bunu anlayabileceğin şekilde nasıl ifade ederim?
Look, Aubrey, okay, I'm not saying that Zack didn't do it.
Bak Aubrey, tamam, Zack'in yapmadığını söylemiyorum.
I get all that, okay?
- Bunun farkındayım tamam mı? Ama...
Okay, well, that... That's a funny joke. We'll laugh about that.
Pekâlâ, komik şakaymış.
Okay, that was not my fault, man.
Tamam, bu benim hatam değildi, dostum.
Okay? Anyways, my head is still in the game, if that's what you're asking.
Her neyse, hala oyundayım, eğer bunu sorduysan.
And you think that makes it okay?
Ve bu seni haklı mı gösteriyor?
- Okay, enough with that.
- Tamam, yeter artık.
- Okay, that's common on shrooms.
- Mantar yiyince olur öyle.
But you didn't, and that's okay.
Ama aramadın ama sorun değil yani.
Okay, listen to me, if anyone comes through that door, you don't move, okay?
Pekâlâ, beni dinle. Eğer bu kapıdan biri gelirse, hareket etme, tamam mı?
That's okay.
- Sorun değil.
Okay, that's totally a lie.
Pekâlâ, bu tamamen yalan.
No, Ali, that's not how it was, okay?
Hayır Ali, böyle olmadı, tamam mı?
- Oh, that's okay.
- Sorun değil.
That's why we do peer review, okay?
Bu yüzden hakemli yayınlar var.
I think there's the sense that everything's okay in moderation. Right? But we haven't seen that moderation works.
Her şeyin, dozunda olması gerektiği gibi bir anlayış vardır ancak biz o dozun işe yaradığını görmedik.
That's okay.
Sorun yok.
You kiss that pretty family for me, okay?
O güzel aileyi benim için öpüyorsun tamam mı?
Okay, we can do that.
Pekâlâ, yazarız tabii.
Okay, Ernesto... that's my fault, not yours.
Pekâlâ Ernesto... Bu benim hatam, senin değil.
There's nothing you can say to me that will make me help you, okay?
Sana yardım etmemi sağlayacak hiçbir şey söyleyemezsin, tamam mı?
Mm. Okay, that's fair.
Tamam, bu adil.
Well, okay, I just want to let you know that
Pekâlâ.
Okay, but what about when your mom left? That clearly hurt you...
Şüphesiz seni inciten bir şey.
Okay, that sounds grosser out loud than it did in my head.
Tamam bu hayal ettiğimden daha hissiz oldu.
Well, that's okay.
Dert etme.
Okay, that's enough.
Bu kadarı yeterli.
But I know him, and I love him, and I don't think it's okay that we're just sitting around here waiting for him to get hurt.
Fakat ben onu tanıyor ve seviyorum. Burada oturup onun zarar görmesini beklemenin iyi bir fikir olmadığını düşünüyorum.
No, that's okay, Cindy.
Hayır. Tamam, Cindy.
All that sound okay?
Senin için tamam mıdır?
You should start with that, okay?
Onu söyleyerek başla, tamam mı?
That's not today. We're gonna talk about it in the car, okay?
- Arabada konuşuruz, tamam mı?
Okay, well, I have an old friend in that department.
O şubede eski bir arkadaşım var.
I haven't thought that far ahead, okay?
O kadarını düşünmedim daha.
- Okay, that's it!
- Yeter artık. - Tamam.
I know, I know, it takes a little getting used to, but that'll help the next time this... this happens, okay?
Biliyorum, biliyorum. Alışması biraz zaman alıyor. Ama bir daha olduğunda, faydasını göreceksin.
Hey, you can't think about it like that, okay?
Böyle düşünemezsin, tamam mı?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]