That works too translate Turkish
141 parallel translation
But that works too.
Fakat, o da uyuyor.
- They say that works too.
- Bununda işe yaradığını söylerler.
That works too.
Bu da çalışıyor.
- That works too.
- O da işe yarar.
- And you are goin'to jail. - That works too.
- ve sizlerde hapishaneye gidiyorsunuz.
That works too.
Bu da işe yarar tabi.
Okay. Or that works too.
Tamam, bu da iyiydi.
That works too.
O da olur.
Hey, that works too.
O da olur tabii.
That works too.
Bu da olur.
Yeah, that works too.
Evet, Evet, bu doğru.
That works too.
Bu da işe yarıyor.
A gimmick is an angle that works for you... to keep you from working too hard for yourself.
Hile, işine yarayan bir bakış açısıdır. Kendin için çok fazla çalışmanı engeller.
And John's only fault is that he works too hard and never thinks evil of anyone.
John'un tek hatası da çok çalışması ve kimse hakkında kötü bir şey düşünmemesi.
Spock, it won't be too long before the Vians come back. You'd better find out how that thing works and soon.
Vianlar yakında geri gelecekler, nasıl çalıştığını bul, hemen.
Gee, I wish nature gave us everything, like the worm... or like that guy who works down at the antique store, but... nobody asked me, and now it's too late.
Keşke, tabiat bize solucan gibi ihtiyacımız olan her şeyi verseymiş. Ya da şu antikacıda çalışan 2 adam gibi olsaydık. Fakat bana kimse sormadı ve şimdi de geç kaldım.
I grew up a generation too late, I guess, because now the way the system works, the crackpot who comes up with some crazy idea that everybody laughs at, that later turns out to revolutionize the world, he's squashed from above.
Geç bir nesilde büyüdüm sanırım... çünkü artık sistemin işleyişi şu yönde... kim, dünyayı daha sonra değiştirecek olan... çılgın bir fikirle gelecek olursa... herkes ona gülüyor... yukarıdakiler tarafından eziliyor.
I'm always telling her that she works too hard.
Ona çok çalıştığını hep söylüyorum zaten.
I don't know. For whatever reason that relationship works... I don't think we should examine it too closely.
Her ne sebep olursa olsun, ilişkiler yürüyor... daha yakından incelemesek daha iyi olur.
- Yeah, that works for a car, too?
- Arabada da işe yarar mı?
And that works, too.
Bu da işe yarar.
It works that way, too.
Böyle de işe yarıyor.
That my-wife-doesn't-understand-me card works too well at bars with young blondes!
Bunu isteme de. "Karım beni anlamıyor" numarası barlarda genç sarışınlar üzerinde çok işe yarar. - Bu sefer bir ilişki olmadığını söyledin.
You know, Daphne, if that ring never turns up, that chicken works too.
Daphne, yüzüğü bulamazsan tavuk da epey işine yarar.
That works, too.
O da olur.
His wife Maria said he's a good guy but he works too hard. Work that belly!
Karısı Maria onun iyi biri olduğunu ama çok çalıştığını söylüyor.
Just- - that works for you, too, dad?
- Tamam. Sana da uyar mı, baba?
I always thought... have thought that we shouldn't be too picky about money for good works.
Ben hep... her zaman iyi işlere ayrılan para konusunda titiz olmayı düşünmedim.
"I too am a Won." Forceful Chinese art is all very well... but you must see the works that contain the spirit of our ancestors.
"Ben de kazananlardanım" Güçlü Çin sanatı daima çok iyidir... ama öncelikle atalarımızdaki ruhu ihtiva eden eserleri görmelisin.
That works, too.
Bu da işe yarar.
But, if it works out that I never see you again, that's fine too. Bye-bye.
Ama duruma göre bir daha asla sizi göremeyecek olursam, onun da sakıncası yok.
AW, DON'T TELL ME IT WORKS ON THAT TOO.
Onda da işe yaradığını söyleme.
That always works too.
Bu da her zaman işe yarar.
But that works for me because two perfect people in one relationship... might be too much.
Ama bu benim için iyi oluyor. Çünkü bir ilişkide iki mükemmel fazla olabiliyor.
That way works too.
Gördün mü?
That works, too.
Böyle de olur, tabii ki.
That works, too.
Bu da işe yarar tabii.
How about that beer? Works too!
O da işe yarar!
Okay, well, that works, too.
Peki, buda işe yarıyor.
That janitor in the hallway, he works for us too.
Holdeki hademe de bizim için çalışıyor.
Needle works for that, too.
Biyopsi onda da işe yarar.
I can see that. Some would call it manic, but contrast works, too.
Bunu ben de yapabilirim.. bazıları benzer diyor ama renk uyumu güzelmiş.
- That works, too.
- Bu da işe yarar.
That works, too.
O da olurmuş.
That works for me too, David.
- Bana da uyar David.
Guess that way works too.
Bu da işe yarıyormuş demek.
Well, I was going to say I now possess the cyborg, so fuck off, but that works, too.
Ben tam olarak "O robot artık benim, siz de bir siktirin gidin." diyecektim.
You found a hairstyle that works for you, So long as it's not too humid.
Çok nemli olmadığı sürece sana yakışan bir saç stili buldun.
- Yeah, that works for me, too.
- Evet, bu benim içinde işe yarar.
That's not too crazy though because he works for me, you stupid motherfucker.
Aslında o kadar da manyak değil çünkü o benim için çalışıyor seni salak orospu çocuğu.
Well, too bad,'cause his ex works at Meade, and that bitch will dish.
Yazık, çünkü eski sevgilisi Meade'de çalışıyor ve o kaltak bazı sırları ifşa edecektir.
that works for me 43
that works 179
toodles 51
took 50
tools 50
toot 118
tooth 35
tool 40
tootsie 25
tookie 23
that works 179
toodles 51
took 50
tools 50
toot 118
tooth 35
tool 40
tootsie 25
tookie 23
toots 144
toodle 90
toothbrush 49
toothless 265
too much 521
too sweet 17
took you long enough 124
too late 1299
too low 22
too long 209
toodle 90
toothbrush 49
toothless 265
too much 521
too sweet 17
took you long enough 124
too late 1299
too low 22
too long 209
toothpaste 44
too small 58
too big 68
too bad 1185
too soon 255
too much work 29
took me 32
took off 44
too soft 22
tooth comb 58
too small 58
too big 68
too bad 1185
too soon 255
too much work 29
took me 32
took off 44
too soft 22
tooth comb 58