The button translate Turkish
3,604 parallel translation
- You must push the button, here on the top.
- Şu yukarıdaki düğmeye basıyorsun.
Get me there at 7 : 00, you'll be cutting through that door at 7 : 05 on the button.
Beni 7'de oraya götür. Saat tam 7 : 05'te o kapıdan geçmiş olacaksın.
Don't press the button. Don't...
Sakın düğmeye basma, sakın...
They hit the button on the floor below us.
- Hemen altımızdaki katta asansör düğmesine basmışlar.
The button isn't there any more.
O düğme artık orada değildi.
And who is this adorable blonde, with the button nose and the big goyish eyes?
Düğme burunlu güzel gözlü bu güzel sarışın da kim?
After week, after the mentalist, we make love for six minutes, on the button. It's quite intense.
Her hafta Mentalist'i izledikten sonra tam altı dakika sevişiyoruz.
Open the button next to it And press on the lever
Onun yanındaki düğmeyi aç ve manivelaya yüklen.
Do I need to push the button, or you just want me to- -
- Tuşa basmam gerekiyor mu yoksa sadece- -
They can hear static when I press the button, so I thought I'd send an SOS, but...
Bastığım zaman hışırtıları duyuyorlar. Bende SOS gönderirim diye düşünmüştüm.
I am the man with the button.
Düğmesi olan adamım.
If you got me, press the button
Beni anladıysan tuşa bas.
The Button Man, also known as The Confessions of Christopher Cobb.
Düğme Adam, aynı zamanda Christopher Cobb'un İtirafları olarak da bilinir.
I'm depositing a check for $ 750,000, an advance for my novel The Button Man.
Romanım Düğme adam için peşin verilmiş 750,000 dolarlık çek yatırıyorum.
- Yeah, The Button Man, also known as The Confessions of Christopher Cobb.
- Evet, Düğme Adam aynı zamanda Christopher Cobb'un İtirafları olarak da bilinir.
Yeah, little thing with the button you push to open it.
Evet, açmak için düğmesi olan şu küçük zımbırtılardan.
Robin presses the button, boom, no witnesses.
Robin düğmeye basacak, "bum", tanık yok.
Point it away from your face, press the button on top, it discourages bullying.
Yüzüne doğru tut ve üstteki tuşa bas. Tüm zorbalığını alır götürür.
Dude, click the button.
Dostum, düğmeye bas.
Do not click the button.
Düğmeye basma.
Do not click the button.
Sakın düğmeye basma.
[Chris] Hey, pop... here's the button over here.
Baba, kapı zili şurada.
The traction-control switch is actually a missile launch button from a British fighter jet...
Çekiş kontrol düğmesi aslında İngiliz savaş uçağındaki... füze atış düğmesi.
I had to push the panic button behind the counter to notify the police myself.
Olayı polise ihbar etmek için tezgahın arkasındaki panik düğmesine basmak zorunda kaldım.
The basement button has lit.
Bodrum kat ışığı yandı.
If you can take his cane, the blanket from the bulldog's laundry, and a button from that fellow's coat, I'll happily return your things.
Onun bastonunu bulldog'un çamaşırhanesinden bir battaniye ve şu adamın ceketinden bir düğme getirirseniz memnuniyetle eşyalarınızı geri veririm.
And I hate myself for it, because my personal motto is, "do the thing that you fear the most," but every time I get ready to hit the send button on my acceptance to Oxford or Stanford, I...
Kendimden nefret ediyorum, çünkü içimdeki ses "en çok korktuğun şeyleri yap" diyor ama ne zaman Oxford'a veya Stanford'a kabul ettiğimi e-postayla göndermek istesem huzursuzlaşıyorum.
That's Portuguese for, uh, "push the button." I don't know what that is.
- Anlamını bilmiyorum.
Soon, everyone will be able to just push a button, day or night, and get the cupcake.
Yakında, herkes gece ya da gündüz sadece bir düğmeye basarak kekini alabilecek.
You got scared and you hit the panic button.
Korktun, denize düşerken yılana sarıldın sen de.
- You are not. - You removed the red button because you made a mistake and you were trying to cover your tracks.
- Kırmızı düğmeyi bir hata yaptığınız için oradan aldınız bu sayede izlerinizin üzerini örtecektiniz.
If the pain gets any worse, press that button.
Acınız artarsa şu tuşa basın.
The traditional house of pleasure is hopelessly mired in an outdated, button-tufted... $ 2,100 a month in.
Geleneksel genelevlerde pislik içinde ve elektrik anahtarlarıyla dolu... Aylık kazanç 2.100.
That's the kind of hilarious button chicks can't come up with.
Bu çok komik şakalardan biri ama hatunların aklına gelmiyo.
We-we got to press the eject button of our lives.
Bu kadar. Hayatlarımızı soyutlamalıyız.
Just press every button on the gun and add rum.
Tabancanın düğmesine bas da biraz rom ekleyelim.
Oh, I'm sorry. I must've pushed the wrong button.
Affedersiniz, yanlış düğmeye bastım galiba.
So I have to push the big button and the little red button?
Önce büyük tuşa, sonra küçük kırmızı tuşa mı basacağım?
The little red button is inside the big button.
Küçük kırmızı tuş, büyük tuşun içinde zaten.
Button cam, my 10 : 00, guy in the red tie.
Düğme kamerası, 10 yönünde kırmızı kravatlı eleman.
And this is the hold button.
Ve bu da beklemeye alma düğmesi.
It's kind of weird- - there's a key on the key chain with a button to unlock a car door, but it's definitely not a car key.
Gariptir ki, uzaktan kumandalı araba düğmesine bağlı bir anahtar var ama bu bir araba anahtarı değil.
Guess the Grim Reaper must've hit the snooze button.
Sanırım Acımasız Azrail uyku düğmesine bastı.
So please, for your health, for the health of your unborn children, do not even think about pressing that call button again unless you're in labor or you're dying.
O yüzden lütfen, kendi sağlığınız ve doğmamış bebeklerinizin sağlığı için doğum başlayana ya da ölüyormuş gibi hissedene kadar o düğmeye basmayın.
I don't think they'll answer the call button anymore.
Düğmeyi artık ciddiye alacaklarını sanmıyorum.
I did exactly that and made a bed on a pneumatic piston, which means it's a piston by using air, and I press a button and it flipped the bed.
Ben de havalı bir piston ile tam olarak bunu yaptım. Havayla çalışan bir düzenekti ve düğmeye bastığımda yatağı itiyordu.
What happened in "the big bang" was basically they had to pretty much push the reset button on the universe.
"The Big Bang" bölümünde aslında evrenin reset düğmesine basmak zorunda kaldılar.
And if I were to fail, press that red button to separate the rail car from the train.
Başarısız olursam eğer oradaki kırmızı düğmeye basarak otorayı vagondan ayırın.
Where's the snooze button?
Durdurma butonu nerde?
You should have pressed the panic button.
- Panik düğmesine basmalıydın.
In the Soyuz, the power button is... here.
Soyuz'da elektrik düğmesi... burada.
buttons 69
button 151
button up 22
button it 16
button clicks 19
the better 784
the big bang theory 136
the beatles 53
the best is yet to come 22
the bus 75
button 151
button up 22
button it 16
button clicks 19
the better 784
the big bang theory 136
the beatles 53
the best is yet to come 22
the bus 75
the boys 83
the bed 52
the bedroom 35
the band 70
the boss 128
the boat 92
the best 484
the beach 114
the box 93
the big one 111
the bed 52
the bedroom 35
the band 70
the boss 128
the boat 92
the best 484
the beach 114
the box 93
the big one 111
the bastard 139
the bridge 67
the book 195
the baby's coming 54
the bathroom 101
the ball 71
the beast 101
the bat 30
the bag 76
the body 126
the bridge 67
the book 195
the baby's coming 54
the bathroom 101
the ball 71
the beast 101
the bat 30
the bag 76
the body 126