English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ T ] / The little guy

The little guy translate Turkish

1,471 parallel translation
It's over for the little guy.
Küçük adam için işler bitti.
- The little guy in Ozone Park.
- Ozon Parkı'ndaki ufaklığı.
What you asked me to do with the little guy, I can't do it.
Şu adamla ilgili benden istediğin şeyi yapamam.
- Just build up the little guy's self-esteem.
Bilirsin, sadece küçük adamın kendine güvenini geliştirmek için... Tekne mi?
Man, I hope I get to see the little guy.
Umarım o ufak oğlanı görebilirim.
The little guy?
- Ufaklık mı?
I'd take it down, but the patients really seem to love the little guy.
Onu indirdim ama hastalar o ufaklığı çok seviyor gibi.
And before you knew it, the little guy didn't need the light at all.
Ve biz anlamadan küçük adam ışığa ihtiyacı olmadığını anlamıştı.
So who went berserk, fatso or the little guy?
Kimin tepesi atacak, dobişkonun mu yoksa sıskanın mı?
Don't put the little guy away on my account.
Benim yüzümden ufaklığı saklamana gerek yok.
- What's a good name for the little guy?
- Adını ne koyalım?
I mean, the little guy got sick a lot, but I really thought he'd grow out of it.
Yani, o küçük çocuk biraz fazla hastalanırdı ama büyüdükçe bunun geçeceğini düşünüyordum ben hep.
- Ari does not appreciate the little guy.
- Ari küçük adamları sevmiyor.
Have I become the little guy?
Şimdi küçük adam mı oldum? .
You said the little guy was only two weeks old.
Bu küçük adamın iki haftalık olduğunu söyledin.
The little guy can make a difference.
Her an bir değişiklik olabilir.
I didn't see this boy at the pizza place, but I remember the little guy.
Pizzacıda bu çocuğu görmedim, Ama bu küçük adamı hatırlıyorum.
Myth is a way of saying to the little guy working out there in the field, when he says,
Efsane, tarlada çalışan küçük adama anlatma yoludur.
Yeah, now I got to find the little guy a foster home.
evet, şimdi bi evlat edinecek birilerini bulmam gerek.
You're all about saving the little guy, not holing up in some mansion, giving orders.
Senin sevdiğin iş küçük çocuğu kurtarmaya çalışmak, malikanende oturup emirler vermek değil.
OH, WE WOULD'VE LOVED TO HAVE THE LITTLE GUY HERE FOR THE WEEKEND, BUT IF HE DOESN'T WANT TO STAY HERE, HE SHOULDN'T.
Hafta sonu ufaklığa seve seve bakardık ama burada kalmak istemiyorsa kalmamalı.
JUST WANNA SAY HELLO TO THE LITTLE GUY, THAT'S ALL.
Sadece ufaklığa merhaba demek istiyorum.
This is why I got into politics- - to stop big companies from hurting the little guy.
Bu yüzden politikaya girdim. Büyük şirketlerin küçük insanlara zarar vermesini engellemek için.
Jackson, just the guy to help us with a little problem.
Jackson, küçük bir sorunumuzu çözecek adam.
And the only guy who had access and the ability to alter this video... is that little weasel at the Gaming Commission.
Giriş yetkisi olan ve bunu yapabilecek... -... yeteneği olan tek kişi komisyondaki kurnaz.
Well, he's a hell of a guy, and he runs a little camp down in the keys for people just like you who've lost their way.
Dehşet bir adam, küçük bir kampı yönetiyor, senin gibi yolunu kaybedenler için.
I'm slipping that guy a little something extra to keep an eye on you, by the way.
- Buna gerek yok.
Who's that guy in the little one?
Küçük olandaki herif kim?
The little guy knows it.
Bu çocuk işi biliyor.
Poor little guy crashed into the window.
Zavallı cama çarptı.
Because there's a little girl In the next room who thinks that You're just the greatest guy
Yan odada senin Adem'den gelen en iyi adam olduğunu düşünen küçük bir kız olduğu için seni zorlamayacağım.
The guy's kind of a sawed-off little runt, but he's got the cash, so we're gonna let him play his hand.
Adam testereyle ikiye bölünmüş biri gibi ama madem nakit parası var, biz de izin vereceğiz.
They were a little busy trying to save the guy's life.
Adamın hayatını kurtarmaya çalışıyorlardı.
Ooh, look at the furry, furry little guy likeyou!
Şu tüylü şeye bak, tüylü küçük şey seni!
That little boy over there has an appointment to try and get Family Guy off the air altogether.
Şuradaki küçük çocuk Family Guy'ın tamamen yayından kaldırılması için geldi.
Sir, there's still one little boy out here who wants to speak with you about pulling the Family Guy episode.
Efendim, dışarıda hala Family Guy ile ilgili sizinle konuşmak isteyen bir çocuk var.
Little boy, will you talk to the Family Guy writing staff?
Küçük çocuk, Family Guy yazar kadrosuyla konuşur musun?
The president has asked that little Danny Pocket here speak with the Family Guy writing staff.
Başkan küçük Danny Pocket'in Family Guy yazar kadrosuyla konuşmasını istedi.
I'm gonna knock the little hairs offthat little Russian guy.
O ufak Rus'un saçlarını yolacağım.
I hear if someone's in the market for something with a little pop, you're the guy.
Ufak bir patlama yapan bir şey arıyorsan, adam senmişsin.
Listen, you back-seat - driving motherfucker, the guy picked him out- - Omar-fucking-Little.
- Beni dinle sinsi piç, dükkanı soyan kişi, siktiğimin Omar Little'ı.
Oh, I've been saving up for a little while, and Ron, um, my boyfriend, he knows this guy who restores old cars, and so that helped pay for a lot of the parts.
Bir süredir para biriktiriyordum ve erkek arkadaşım Ron, eski arabaları elden geçiren birini tanıyordu ve birçok parçası için ödememe yardım etti.
That little guy made it all the way from the lightbulb to the pipe.
Şu ufaklık ampulden boruya baya yol kat etti.
Well, I mean, come on, a lot of them are a little strange, I mean, the guy with the tattoos on his neck.
Şey, yapma, birçoğu garip adamlardı. Yani, şu boynunda dövmesi olan mesela.
The poor little guy was pretty upset.
Zavallı çocuk çok üzgün.
Used to be this little hole in the wall run by a guy named Giancarlo.
Eskiden herkesin bilmediği türden küçük bir yer vardı. Gian Carlo isimli bir adam işletirdi.
Just imagine the kind of history this little copper guy...
Bu ufacık bakırın yaşadığı hikayeleri hayal ediyorum da...
Your little heroic act of pulling the guy out of the burning train car... wasn't your heroic act, it was mine.
Yanan tren enkazından bir adamı kurtararak yaptığın şu küçük kahramanlık senin kahramanlığın değildi, benim kahramanlığımdı.
I mean, to be fair, it does seem a little off that you didn't see the guy who hit you smack-dab on the forehead.
Dürüst olmak gerekirse, alnına vuran adamı görmemiş olman, pek inandırıcı değil.
The guy's a little green, maybe, but he's not stupid enough to cross sadik.
Adam biraz cahil belki ama Sadik'le zıtlaşacak kadar salak değil.
Mmm... yeah. I think you need to cut the guy a little slack.
Sanırım bu adamı biraz boş vermen gerekiyor.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]