English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ T ] / They're here

They're here translate Turkish

10,810 parallel translation
The military's here. They're taking over the mine.
Ordu burada Madene el koyuyorlar
That's because they're on my laptop, which I've got right here.
Onlar, yanımda götürdüğüm bilgisayarımda da ondan.
These two right here, they're real young, real fresh.
Bu ikisi gerçekten gençler, tazecikler.
You don't think they're here already, do you?
Sizce çoktan buraya da gelmişler midir?
Even if they do know we're here, the sea is big enough.
Burada olduğumuzu bilseler bile deniz yeterince büyük.
Bama, Bama, wake up, they're here.
Bama, Bama, uyan, geldiler.
They're here.
Onlar buradalar.
They're here for their own reasons.
Buradaki herkesin kendince bir derdi var.
Hey, they're here.
İşte bak, buradalar.
She says they're here alone.
Burada yalnız olduklarını söylüyor.
If they're man-made, they were made here.
Eğer insan yapımı iseler, burada yapıldılar.
No one knows us here. They're just so horrible.
Bizi burada tanıyan yok.
- They're here!
- Buradalar!
I think that's why they're here, Cassie.
Bence bu yüzden buradalar Cassie.
Look, you're welcome to keep'em here with you if you want, but if they were my kids, I'd get'em on that bus.
Bakın, dilerseniz birlikte kalabilirsiniz... -... ama onlar benim çocuklarım olsaydı otobüse kendim bindirirdim.
- They're over here, too!
- Bu taraftan da geliyorlar!
They're here.
Onlar burada.
Isn't that why they're here?
Bu yüzden burada değiller mi?
I mean, they're supposed to be here in 45 minutes.
45 dakikaya burada olmaları lazım.
No, they're here.
Buradalar.
And now let me tell you, these men that are coming here, they're gonna underestimate you. That'll be their first mistake.
Buraya gelen adamlar sizi hakir görecekler ki bu da ilk hataları olacak.
Could you please tell Mr. Oglesby that they're here?
Bay Oglesby'ye burada olduklarını söyler misiniz?
- Not until they're here.
- Onlar buraya varana kadar gerekmez.
Sir, they're here.
Efendim, geldiler.
What do they want, where are they from, why they're here.
Ne istiyorlar, nereliler, neden buradalar.
What they're saying right here is that this is one of 12.
Burada bahsettikleri bunun 12'de bir olduğu.
They're all in the border trying to defend here, but...
Hepsi sınırda, burayı korumaya çalışıyorlar, ama...
- They're here.
Buradalar.
They're in this room. - Come on, we'll get you out of here.
Bu odadalar.
We're just gonna sit here and see if this is the branch they rob next.
Burada öylece oturacağız ve soyacakları sıradaki banka bu mu, diye bakacak mıyız?
And they're gonna make it here.
Burada hata yapacaklar.
They're infected. They locked me in here.
Hastalığı kaptılar ve beni buraya hapsettiler.
They're harnessed wrong. Aliyah should be here.
Yanlış koşumlanmışlar Aliyah burada olması lazım.
At least they know we're here.
En azından burada olduğumuzu biliyorlar.
Yeah, they're up here, where they should be.
- Tam burada, olması gerektiği yerde.
People know you're here. They'll come looking for you.
Burada olduğunu bilen insanlar seni aramaya gelecek.
They're just here.
Sadece buradalar. Bunu sen de yapıyor musun?
They're here!
Onlar burada!
Here they come. They're coming.
Geliyorlar.
I don't think they're going to let us get married here.
Burada evlenmemize izin vereceklerini sanmam.
You can speculate all you want about where they came from or where they're going, but the real concern here is, what's gonna happen if this bullet don't make its destination.
Nereden geldikleri hakkında tahminler yaparsın. Ya da nereye gittikleri hakkında. Ama asıl endişelenmen gereken bu mermi hedefine ulaşmadığında olacaklardır.
So, yeah, so unless their project has something to do... - Dad! -... with making themselves invisible, they're not here.
Yani, evet, eğer ödevlerinin kendilerini görünmez yapmakla bir ilgisi yoksa burada değiller.
They're all here...
Hepsi burada.
Please, we gotta go. They're going to be here soon.
Birazdan burada olurlar.
Boss, they're here.
Patron! Geldiler.
I've come here to see my family but they're not here now.
Buraya ailemi görmeye geldim. Ve artık burada değiller.
If your family did lived here, they're long gone now.
Ailen burada yaşadıysa bile, artık burada değiller.
But they're not here now.
Ama artık burada değiller.
That is, if they're gonna get here by midnight.
Tabii gece yarısına dek buraya varmış olurlarsa.
They're not even staying here on their day off.
Boş günlerinde burada kalmıyorlar.
The boys here, they're quite rude to him.
Buradakiler ona çok kaba davranıyor.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]