To my father translate Turkish
11,959 parallel translation
Your son came to my father and told him to move out as he wants the contract at any cost.
Oğlun babamın ofisine gidip onu antlaşmayı bırakması için tehdit etmiş. Her halükarda antlaşmayı istiyormuş.
That belonged to my father!
- O babamındı!
God spoke to my father. Told him to beat me. Until I forgot all language.
Tanrı babamla konuşup, ona beni dövmesini söylemiş ta ki konuşmayı unutana kadar.
Have you talked to my father about the carpet store?
Halı dükkanı için babamla konuştun mu?
The night you were locked up, Irisa came to my father in tears.
Seni tutukladıkları gece Irisa, gözyaşları içinde babama geldi.
My father picked me up from school one day and we played hooky and went to the beach.
Babam bir gün beni okuldan aldı, okulu kırdık ve kumsala gittik.
I was flat on my back for a few weeks, so to help combat the boredom, every night, my father would wheel my bed out and talk about the stars.
Birkaç hafta yatalak oldum. Sıkılmayayım diye her gece babam yatağımı dışarı çıkarır yıldızlardan bahsederdi.
If father goes in like that, won't control go over to my sister?
Babam bu şekilde içeri girerse Telekom işi ablamın olmaz mı?
You know, my father used to say, "never send a boy to do a man's job,"
Babam hep "erkeğin işini yapmaya erkek çocuk gönderme" derdi.
She was far from home and proud of her culture, and she set up everything in this room to make herself feel comfortable, right down to giving my father this very kimono and laying out a map of her hometown.
Ülkesinden çok uzaktaydı ve kültürüyle gurur duyuyordu,... bu odada gördüğün her şeyi rahat edebilmek için o düzenlemişti,... babama verdiği kimonodan tut da yaşadığı yerin haritasını sermesine kadar.
Your father and your uncle were my best friends, and, you know, today... we have to be proud of what Tevan did for us and our community.
- Baban ve amcan benim en yakın arkadaşlarımdı, Ve, bilirsin, bugün... Tevan'ın, bizim ve toplumumuz için yaptıklarından dolayı gururlu olmalıyız.
I can't wait to see my mother's face when my father and I both walk into the room at the same time.
Annemi görmek için sabırsızlanıyorum Odad aynı anda yürümek.
My father's out right now trying to lure Nico with some pumpkin.
Babam şimdi dışarıda Nico'yu balkabağıyla çekmeye çalışıyor.
You know, my father used to say, "if you want a lad to fight, give him something to fight for."
Babam derdi ki, "Birinin savaşmasını istiyorsan, savaşmaya değecek bir şey ver."
- No. My father used dark magic to lead innocent men to their deaths, and he paid the price for it.
Babam, masum insanları ölümlerine götürmek için karanlık sihir kullandı ve bedelini de ödedi.
You know, whatever my father was after, he wasn't afraid to find it.
Babam neyin peşindeydi bilmiyorum ama ama bulmaktan korkmuyordu.
A man I consider to be a father left it in my protection, and if you come after it again, things will get ugly.
Baba olarak gördüğüm adamın emaneti o, tekrar peşine düşersen işler çirkinleşebilir.
My father must have learned of it by his connections in parliament and sent Stephens to retrieve me.
Babam parlementodaki bağlantılarından salgını öğrenmiş olmalı ki Stephens'ın beni eve yollamasını istemiş.
But then... when I learned how to speak again, I convinced my owner to feed my father to his lion.
Tekrar konuşmayı öğrendiğimde ise sahibimi babamı aslanlara atması konusunda ikna ettim.
My grandfather to my grandmother, my father to my mother, and now from me to you.
Dedemden nineme, babamdan anneme şimdi de benden sana.
But my father used to call me a worthless piece of fur, and let me tell you what I did to that mor... hey, where you going?
Fakat babamda bana değersiz kürk parçası derdi, ve izin verin size ona ne yaptığımı anlatayım... nereye gidiyorsun?
Well, I know we'd no longer have to hide our love... not from my father, my brother, not from anyone.
Aşkımızı saklamamıza gerek kalmayacağını biliyorum babamdan, ağabeyimden, hiç kimseden.
I couldn't stop the words flying out of my mouth, words I swore I would never tell to another living soul about how you killed your mother and blamed your father and you had to lie to them all so that they would flee with you.
Kelimelerin ağzımdan çıkmasını durduramadım, yaşayan başka birine söylemeyeceğime dair yemin ettiğim kelimeler, anneni öldürmen ve babanı... suçlaman ve seninle kaçsınlar diye onlara da yalan söylemek zorunda kalman hakkında.
Stop shifting the cross hairs to my ironic urban patois just because your relationship with your father is to'up from the flo'up.
Konuyu varoş ağzıma laf etmeye getiriyorsun çünkü babanla arandaki ilişki allak bullak.
We need a hang glider and a crotchless uncle Sam costume, and I want the entire field of your largest stadium covered end to end with naked redheads, and I want the stands packed with every man that remotely resembles my father.
Bir yelken kanat ve apış arası açık Sam Amca kostümü lazım. Ve en büyük stadyumun, baştan sona çıplak kızıl saçlılarla kaplı olsun. Tribünler de babamı andıran adamlarla dolu olsun.
Oh, listen to you relish the idea that my genius father is a bad person.
Dahi babamın kötü biri olma düşüncesi çok hoşuna gidiyor, değil mi?
- This is the closest... I've ever gotten to this part of my father's life.
Şimdiye kadar babamın hayatının bu kısmında yaklaşabildiğim en yakın an bu an.
During exile, my mother didn't want to burden my father, so she drank this.
Sürgün sırasında annem babama yük olmak istemedi. Bunu içti.
Which is why I did not ask my father to use the Pit to save Sara after she fell.
Bu yüzden babamdan düştükten sonra Sara için çukuru kullanmamızı istemedim.
My father's not gonna be happy to see me.
Babam beni gördüğüne hiç sevinmeyecek.
We need to find my father.
- Babamı bulmalıyız.
No, you're right, I'm being selfish. But I want an opportunity to get to know my son, and I think that a young boy deserves the opportunity to get to know his father.
Haklısın, şu an bencilce davranıyorum....... ama oğlumu tanımak için bir şans istiyorum ve bence küçük bir çocuğun da babasını tanımaya hakkı var.
I have made my whole life about getting justice for my father, even if it meant I didn't have a life and now I met a really great guy, and that doesn't even feel real to me
Bütün hayatımı babam için adaleti sağlamaya adadım. Bir hayatım olmasa bile. Çok iyi birisiyle tanıştım.
What was so important that my father had to lose his life?
Babamın hayatına mal olacak kadar bu kadar önemli olan neydi?
My father sent me to go buy some flowers to make an herbal tonic.
Babam beni bitkisel bir ilaç yapmak için çiçekler almaya yolladı.
Was that the year that father took me out to the farm and made me behead my pet turkey?
Babamın beni çiftlikten çıkarıp bana kendi evcil hindimin kafasını kestirdiği yıl mı?
To be honest, I only enlisted to please my father.
Açıkçası babamı memnun etmek için geldim buraya.
After everything my father did to create peace between the clans, never!
Babamın, klanlar arasında barış olsun diye yaptığı onca şeyden sonra asla!
I was 12 years old when I first went to war. I saw my father killed.
İlk kez savaşa gittiğimde 12 yaşındaydım ve babamın öldürülüşünü gördüm.
'Tis my thinking, Lord, that if, on his deathbed, your father were to name you as his successor, the Witan would find it difficult to go against him.
Benim düşünceme göre Lordum, babanız ölüm döşeğinde varisi olarak adınızı zikretmiş olsaydı Witan ona karşı gelme cüretini zor bulurdu.
Open the door. I wish to see my father.
Kapıyı açın, babamı görmek istiyorum.
I'm here to pray for my father, the king, to be at his side.
- Yanında olup babam, kral için dua etmeye geldim.
My father wanted to find favor with God, so he devoted a tenth of his land to the church.
Babam Tanrı'nın lütfuna nail olmak istemişti bu yüzden toprağının onda birini kiliseye vakfetti.
So the bishop took my father to law.
- Bu yüzden piskoposluk babama dava açtı.
He kills a man I have known all my life, he refuses to pay Wergild to a family I have known all my life, and the village my father helped build now call him Uhtred the godless.
Hayatım boyunca tanıdığım bir adamı öldürdü hayatım boyunca tanıdığım aileye bunun kefaletini ödemeyi reddediyor ve babamın kurulmasına yardım ettiği köy artık ondan "Kâfir Uthred" diye bahsediyor.
With respect, Lord, I am not the fool my father at times, made me out to be.
Haddimi aşmak istemem Lordum ama babamın zaman zaman iddia ettiği gibi aptal değilim.
And my wife, through her father, has inherited a debt to the church.
Babasının kiliseye olan borcu miras yoluyla karıma kalmış.
My father gave me the mission to find the Master of Time and Space.
Babam bana uzay ve zamanın efendisini bulma görevini verdi.
I speak to you on behalf of my entire Defense Unit that my father joined too.
Babamın da katıldığı Savunma Birimi adına konuşuyorum.
My father used to take me camping there.
Babam eskiden oraya kamp yapmaya götürürdü.
It reminded me of my father, how he used to be... dangerous, strong, brutal.
Bana babamı hatırlattı eskiden nasıl tehlikeli, güçlü ve acımasız olduğunu.
to my room 18
to my house 27
to my mother 21
to myself 39
to my family 36
to my face 19
to my surprise 17
to my mind 52
to my son 27
to my place 17
to my house 27
to my mother 21
to myself 39
to my family 36
to my face 19
to my surprise 17
to my mind 52
to my son 27
to my place 17
to my office 18
to my wife 32
to my knowledge 55
to my friends 25
my father is 24
my father 1334
my father is dead 46
my father told me 25
my father was 24
my father's dead 51
to my wife 32
to my knowledge 55
to my friends 25
my father is 24
my father 1334
my father is dead 46
my father told me 25
my father was 24
my father's dead 51