English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ T ] / To my mind

To my mind translate Turkish

4,297 parallel translation
Johnny, I don't mind you playing Easy Rider with one of my girls, but don't tell me how to run the place.
Johnny, kızlarımdan biriyle kafana göre takılmana aldırış etmiyorum ama bana işleri nasıl yürüteceğimi anlatma.
And there's no doubt in my mind that if you wanted to work through this, you could.
Eğer yürümesini istiyorsan, yürütürsün eminim.
He tried to say no, but I had my mind set on him.
Karşı koymaya çalıştı ama kafayı ona takmıştım bir kere.
Anything to avoid relaxing, letting my mind open up.
Rahatlamaktan ve zihnimin açılmasından kaçınmak için ne olursa yapardım.
And you don't mind my seeing to her ladyship?
Hanımefendileriyle de ilgilenmeme izin verir misiniz?
To me, it had never crossed my mind that they might be moving the baby from her mom.
Bir yavruyu annesinden ayırabilecekleri aklımın ucundan bile geçmezdi.
I just wish I had something to get my mind off my disappointment.
Keşke hayal kırıklığımı aklımdan atmamı sağlayacak bir şey olsaydı.
She used to say she loved me for my mind.
Beni aklım için sevdiğini söylerdi.
To be honest, Jonah, I almost changed my mind this morning.
Doğruyu söylemek gerekirse Jonah, bu sabah neredeyse fikrimi değiştiriyordum.
- I'd really like to give her a piece of my mind. - Ha!
Ona biraz akıl vermek isterdim.
" So if you don't mind, I'd like to go back to my shower.
" Eğer sorun olmazsa, duşuma geri dönmek istiyorum.
But if you don't mind, I'm just going to eat my dinner in my room.
Ama izninizle, yemeğimi odamda yiyeceğim.
Yet I am not dim of mind to kneel in storm, raise voice to the heavens. Nor spill my own blood as offering. It stood as sacrifice.
Ama fırtınada diz çöküp göklere seslenecek kadar aptal değilim.
They want my mind to chase down the two tracks.
Beynimdeki iki yolun izini bulmak istiyorlar.
Last I checked, I have the right to speak my mind.
En son baktığımda, düşüncelerimi söyleme hakkım vardı.
I was coming to tell you that I changed my mind.
Sana fikrimi değiştirdiğimi söylemeye geliyordum.
I want you to ask them to erase my mind.
Hafızamı silmelerini istiyorum. Hiç varolmamışım gibi.
And David doesn't think I can do it, but once I set my mind to something, I always succeed.
Ama David yapamayacağımı düşünüyor ama ben bir işi kafaya koydum mu yaparım.
When you use words like "us" and "we," my mind goes to this place where I think we could actually be friends again.
"Biz, seninle" gibi kelimleri kullandığında aklım tekrar arkadaş olabileceğimiz düşüncesine kayıyor.
If you're suggesting my brother came down here to do business with the cartel, you're out of your mind.
Eğer abimin buraya geliş amacının kartelle iş yapmak olduğunu ima ediyorsanız aklınızı kaçırmışsınız demektir.
He is here to psychically repair the shattered mind of my son.
Buraya oğlumun parçalanmış zihnini psişik olarak tamir etmeye geldi.
You are here to psychically repair the damage you have done to my son's mind.
Buraya oğlumun aklına vermiş olduğun zararı pisijik yoldan onarmaya getirildin.
One minute, you're begging me to compel Elena from your mind, and the next, I'm up coffin creek with a dagger in my back.
Bir bakmışsın Elena'yı aklından silmem için bana yalvarıyorsun bir daha bakmışsın tabut açık sırtımda bir hançerle yatıyorum.
If you don't mind, I'd like to see if my - If hank is okay.
Şimdi izin verirsen oğlum... yani Hank'in nasıl olduğunu görmek istiyorum.
In my mind, it's like a smoky speakeasy where old men go to complain about technology.
Çünkü benim kafamda, yaşlıların teknolojiden şikayet ettikleri içi dumanlı bir ev var.
But you need to go home now before I change my mind.
Ben fikrimi değiştirmeden önce eve gitsen iyi edersin.
I hope you don't mind but sometimes I just can't help myself casting an eye over Alan's inbox, just to keep my hand in and I did think there might be something here.
Umarım senin için de sakıncası yoktur, kendimi Alan'nın gelen kutusuna göz atmaktan tutamadım elimde tuttuğum bu şeylerde, bunlarda önemli şeyler olduğunu düşündüm.
Well, uh... You mind if i take a moment to confer with my lady?
Eşimle biraz görüşmemin bir mahsuru var mı?
Don't waste your time, I'm not going to change my mind.
- Vaktini harcama, fikrim değişmeyecek.
It's been on my mind, and you definitely need to collect that 200 bucks.
Aklımda olan şey ve senin kesinlikle bu 200 papele ihtiyacın var.
- Your boss has my card if you decide to change your mind and help.
Eğer fikrini değiştirip yardım etmeye karar verirsen kartım patronunda var.
My mind went to some dark places.
Aklımda bazı karanlık yerlere gitti.
Next time you decide to work my case, you mind giving me a heads-up?
Bir daha benim davama atlayacağın zaman bir haber ver olur mu?
I swear to God, I was gonna lose my mind.
Tanrı şahidim, aklımı kaybedecektim.
To get her out of my mind, I have to sleep with her.
O zaman bu kızı benim aklımdan çıkartmam için, kesin onla sevişmem lazım.
Well, in your case, I favor hospitality over unpleasantness, but I have been known to change my mind on a whim.
Öyle diyorsan, ben misafirperverliği tatsızlığa tercih ediyorum. Ama kafam estiğinde fikrini hemen değiştiren biri olarak bilinirim.
What did you... you told me that my job was to stall them until the combustion started, so I just started saying the first thing that came to mind, which was- - surprise, surprise- - the ticking bomb six feet away.
Görevimin, yanma işlemi başlamadan önce onları oyalamak olduğunu söylediniz ben de aklıma gelen ilk şeyi söyledim o da yakınlarında gizlene bombaydı.
Give me a minute to get some images out of my mind.
Bazı şeyleri kafamdan atmam için biraz süre ver.
I just needed to take my mind off Brick, and there's no better distraction than Oscar night.
Yalnızca Brick'i aklımdan çıkarmam gerekiyordu ve Oscar gecesinden daha iyi bir seçenek olamazdı.
It's not to ease my own mind, that I'm holding onto you...
İçimi rahatlatmak için değil, sana tutunuşum...
Almost makes me change my mind about wanting to sell the place.
Neredeyse mekanı satmakla ilgili fikrimi değiştirmemi sağlayacak.
♪ And I'm longing to be lowdown ♪ ♪ and my "parlez-vous" will not ring true ♪ ♪ with Harlem on my mind ♪
Ahlaksız olmayı özlüyorum Fransızca konuşmam hiç doğru olmayacak aklımda Harlem varken.
You're going to think I've lost my mind.
Aklımı yitirdiğimi düşünmeye başlayacaksın.
Now, you're going to think I've lost my mind.
Şimdi aklımı yitirdiğimi düşüneceksin.
If you don't mind my asking, we've made the jump from photo surveillance to video surveillance.
Sormamda sakınca yoksa fotoğraf takibinden video takibine geçtik.
They're going to say that I've gone insane, heh, that I've lost my mind.
Benim çıldırdığımı aklımı kaybettiğimi söyleyecekler.
What gives you the right to invade my mind and steal this memory from our childhood?
Çocukluğuma ait bu anıyı çalma hakkını sana kim verdi?
I'm about to lose my freaking mind! Screw you, texaspoontappa.
Siktir git, pompacıteksas.
My biggest problem now will be trying not to let my mind wander to us when I'm at work.
Artık en büyük sorunum, işyerindeyken kafamın bize dalmasını önlemek olacak.
Peggy, she said, if I changed my mind about them, if I didn't want you to use them...
Peggy demişti. Fikrimi değiştirirsem fotoğrafları kullanmanızı istemezsem...
Well, I'd like to mind my own business, but, uh, someone keeps making it my business.
Ben kendi işimle ilgilenirdim. Ama biri, bunu benim işim haline getiriyor.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]