Until that time translate Turkish
502 parallel translation
Until that time comes, I'll live 1,000 hopes, die 1,000 times.
O zaman gelinceye kadar ölüp ölüp dirileceğim.
Until that time, you're under house arrest.
O zamana kadar göz altında tutulacaksın.
So until that time...
Bu nedenle o zamana kadar...
You can rest in the lounge until that time, right over here through the door.
Salonda dinlenebilirsin. Şu kapıdan gir.
Until that time, I never wanted to be a soldier.
O ana kadar asker olmayı hiç istememiştim.
And until that time... he will be your commanding officer and will be treated as such.
O zamana kadar... komutanιnιz odur ve o şekilde muamele görecektir.
Now, we have to keep Prohosh busy in his office until that time.
Prohosh'u o saate kadar ofisinde oyalamak zorundayız.
But until that time stick to it.
Ama bu kez, sözünü tutacaksın.
Until that time...
Ancak o zamana kadar...
But until that time, at least allow me the privacy of my professional secret.
Fakat o zaman değin, hiç değilse profesyonel sırrımın saklı kalmasına izin ver.
But since none of us have identical powers, one never knows what that ability might be until such point and time that it's awakened.
Fakat hepimiz farklı güçlere sahip olduğumuzdan, bunların ne olduğunu, o güçlerin uyandığı ana kadar bilemeyiz.
Well as I am unable to leave this room until after dark and then most likely on the way that I came, we do have some time on our hands.
Pekala, hava kararmadan önce bu odayı terk edemiyorum. Sonra ise ancak geldiğim yoldan dışarı çıkabilirim. O yüzden sanırım biraz zamanımız olacak.
And I hereby decree that until what time if any, that I return the Scarecrow, by virtue of his highly superior brains shall rule in my stead assisted by the Tin Man, by virtue of his magnificent heart and the Lion, by virtue of his courage.
Döneceğim zamana dek dönersem tabii çok üstün zekası nedeniyle, Korkuluk, benim yerime başa geçecek. Ona, muhteşem kalbiyle, Teneke Adam ile yüksek cesaretli Aslan, yardım edecekler.
I kept that a secret until it was time to strike.
Saldırı zamanı gelene kadar bunu bir sır olarak tuttum.
I suddenly realized that I couldn't go home... not until I had got myself more under control and had a Iittle time to think.
Bir anda eve gidemeyeceğimi farkettim kendimi kontrol alıp biraz düşünene kadar.
Nor do I think you were aware of all this until that night in his apartment... when he spoke of this curious difference in you from time to time.
O gece evinde sana ara sıra farklılıklar gösterdiğini söyleyene dek sen de bu konunun farkında değildin.
That was the last time I saw him until he came back, two days ago.
Onu son görüşümdü. İki gün önce geri dönene kadar.
That lasted for a long time. It lasted until that day I rode into town.
Kasabaya indiğim o güne kadar da böyle devam etti.
Now, Wanda Skutnik testified that she didn't see Wiecek from the time of the murder... until the time she identified him on the 23rd of December.
Şimdi, Wanda Skutnik'in ifadesine göre, cinayet zamanından 23'ünde onu teşhis ettiği zamana kadar Wiecek'i görmemiş
Mr. Palmer, in view of this, I'm afraid I must recommend... that you permit me to get in touch with those gentlemen... who were just here, and ask for more time... or until I've had an opportunity to go over the case.
Bay Palmer, bu durumda, korkarım bir süre önce burada bulunan o beyefendilerle irtibata geçmeme ve süre istememe ya da davayı gözden geçirme fırsatı elde edinceye kadar durdurulmasını istememe izin vermenizi önermem gerekiyor.
Wanda Skutnik testified... that she didn't see him from the time of the murder... until the time she identified him in the police lineup.
Wanda'nın ifadesine göre, cinayet zamanından poliste teşhis ettiği ana değin Frank'ı görmemiş.
Now, don't try a muzzle. The last time someone wanted to gag me, he tried it with a mink coat but I never let go until the president of that particular ship company wound up in jail, even though I did get pneumonia that winter.
Geçen sefer, biri beni vizon mantoyla susturmak istemişti ama o gemi şirketinin başkanı hapse tıkılana dek asla vazgeçmemiştim hatta o kış zatürreeye bile yakalandım, bu yüzden.
Until now, every time that someone presented me a pretender, under pretext not to lose me, Oyu managed to ruin it all.
Bundan önce, ne zaman beni bir adayla tanıştırsa Oyû bazı bahanelere dayanıp bozmayı başardı.
That, I'm sure is enough mystery to last until next time when we shall return with another story.
Bir sonraki haftaya kadar bu kadar sır yeter, eminim. O zaman bir başka öyküyle döneceğiz.
That's all until next time when we shall be back with another, though imperfect, crime.
Geri döneceğimiz bir dahaki sefere kadar bu kadar. Bu kez kusursuz olmayan bir cinayet olacak.
At that time, by his own request Serene Highness was continued until he became regent.
Naip olana dek isteği üzerine Haşmetmeab deniyordu.
That's straight shooter time. Now, if you can be quiet until Round-up Randy points to 9 : 00, you can have the dollar.
Saat tam 09 : 00 oluncaya kadar sessiz durabilirsen, para senin olur.
And now it's time for me to disappear, until next week that is.
Ve artık benim kaybolma zamanım geldi, yani gelecek haftaya değin.
I've had the impression for some time that someone's been dipping a hand into the till, so I decided to burn the midnight oil until I was quite sure.
Bazen birinin kasaya elini daldırdığı izlenimine kapılıyordum... böylece tam emin olana dek gece yarısına kadar çalışmaya karar verdim.
Oh forgotten of the time, that you get dressed of red, you take jewels of gold and you loose your hair until the hips, that you make up your kohl eyes,
Ah sen, beline kadar inen saçların dökülürken... kırmızı elbiseler giydiğin... altından mücevherler taktığın zamanları hep unuttun. Gözlerine sürme çekerdin.
It is the order of this court that these chiefs be incarcerated until such time as the detachment of the United States Cavalry be made available to escort them and the Comanche nation to Fort Sill.
Mahkeme kararına göre ; Kızılderili Şefleri, Fort Still'e nakledilecektir. Bu nakil süresince Birleşmiş Milletler Ordusu onlara ve Komançi Halkı'na eşlik edecektir.
You shall see no more of me until the time when you will be saying : Blessed is he that comes in the name of the Lord.
Derim ki ; "Rab'bin adıyla gelene övgüler olsun!" diyeceğiniz zamana dek beni bir daha görmeyeceksiniz.
At least until such time as that terrible Mr. Roosevelt takes it away from me.
O korkunç Bay Roosevelt paramı elimden alana kadar öyleydi yani.
But finally they returned to that quiet comfortable life in Hobbiton,... until the next time Gandalf the Grey would knock upon the round green door.
Lâkin, sonrasında Hobbiton'daki sakin ve konforlu hayata geri döndüler,... ta ki, Gri Gandalf bir kez daha yuvarlak yeşil kapıyı çalana kadar.
Next year, at this same time, I'll find a pumpkin patch that is real sincere. And I'll sit in that pumpkin patch until the Great Pumpkin appears.
Göreceksin, gelecek yıl aynı zamanda gerçekten hakiki bir balkabağı tarlası bulacağım ve o balkabağı tarlasında oturup, Büyük Balkabağı'nın ortaya çıkmasını bekleyeceğim.
That child founded this order... whose Sisters have taken a vow of silence... until such time as Beryl of Sussex is canonized... and recognized by the people of the world for her tremendous feat.
O çocuk, bu manastırı kurdu. Onun kardeşleri, dünyadaki insanlar Sussex'li Beryl'i ayaklarından tanıyana kadar sessizlik yemini etti.
Well, for a time the ancients kept humans as household pets until our lawgiver proved that man could not be tamed.
Bir zamanlar eskiler insanları ev hayvanı olarak bulundurdular, ta ki Tanrı insanın evcilleştirilemeyeceğini ispatlayana kadar.
You will wait until I walk the holy path to the earth lodge first, to give me time to tell the priestess that you follow and that the Joining will take place.
Kutsal yoldan dünya köşküne önden yürüyebilmem için bekleyin, rahibelere arkamda olduğunuzu haber verebilmeme zaman tanıyın, ve Birleşmenin olacağını söyleyeceğim.
And so, until someone produces a better solution, I'll continue to use this cane, knowing fully well that you'll be back for it time and time and time again.
Bu yüzden, birileri daha iyi bir çözüm üretene dek ve tekrar tekrar karşıma çıkacağınızın çok farkında olarak, bu sopayı kullanmayı sürdüreceğim,
I can promise you that I only accept one case at a time... and I'll keep working on it until I have solved it.
Size söz verebileceğim tek şey, aynı anda yalnız bir işle uğraşırım. O işi çözünceye kadar sadece onun üzerinde didinip dururum.
Not until much later I found out that... he was a famous swordsman of the time
Çok sonra kılıcın ünlü bir Kılıç Ustasına ait olduğunu öğrendim.
It was in December of 1937, in Nanking, that the Japanese had committed, what it was until a time, one of the biggest atrocities of this century, when they had massacreed more than 200 a thousand Chinese the cold blood.
Japon ordusu, aralık 1937'de Nanking'de yüzyılın, o anına dek yapılan en büyük kıyımını gerçekleştirmiş 200.000'den fazla Çinliyi gözünü bile kırpmadan kılıçtan geçirmişti [4].
This battle was stopped, e acertadamente, in a way that continued the offensive one until destroying the resistance of the enemy, e this delay some time.
Düşmanın, savunma direncini kırana dek aynı şekilde saldırmaya devam edilecek ve bundan ödün verilmeyecek şekilde yapılmış bir saldırıydı. Bu da zaman alıyordu.
Now that apes are at the helm, the Earth will sail safely through space until the end of time, and Virgil says time has no end, so you see I cannot believe you.
Maymunların yönetici olduğu düşünülürse, Dünyanın sonuna kadar, emniyette olduğumuzu varsayabiliriz. Ve Virgil zamanın sonu olmadığını söylüyor.
From the time that you got there until you left, you were always with Mr. Carsini?
Oraya varışınızdan ayrılışınıza değin, Bay Carsini ile miydiniz?
Every time I got up, I thought that it was pure terror that was making my knees buckle, until I finally hit the shale and I realised that I had about 100lbs of sand in those pockets.
Ne zaman ayağa kalksam korkudan diz çöktüğümü düşündüm. En sonunda taşa çarptığımda farkettim ki ceplerim kumla dolmuştu.
In the demand to live the historical time that it makes, the proletariat finds, the simple unforgettable center of its revolutionary project ; and each of its attempts, smashed until now, to execute this project... marks a possible point of departure... for new historical life.
Proletarya, ürettigi tarihsel zamani yasamayi talep ederek devrim planinin basit, unutulmaz özünü kesfeder ve önceden bos çikan bu plani her uygulama çabasi yeni bir tarihsel yasam için olasi bir hareket noktasini temsil eder.
All you poor laborers and farmers, we have tried time and again to tell you that there can be no resurrection for America until Congress begins to coin and to regulate the value of money.
Tüm yoksul işçi ve çiftçiler, sizlere daha önce de defalarca anlatmaya çalıştığımız üzere Kongre para basmaya ve paranın değerini de düzenlemeye başlamadıkça Amerika için bir yeniden diriliş asla gerçekleşmeyecektir.
We have endeavored to teach you time and again that there can be no coming out of this depression until what you earn goes to sustain your wife and your children.
Size öğretebilmek için defalarca çabaladığımız üzere kazandığınız para sadece karınızı ve çocuklarınızı doyurmaya yettiği müddetçe bu büyük buhrandan bir çıkış yolu asla olmayacaktır.
He asks that this wait until another time.
Dönmenizi istediğini iletmemi rica etti...
It wasn't until I realized I'd been hiring a loony... that I came to wonder if he hadn't been riding all the time, behind our backs.
Ta ki gerçek bir akıl hastasını işe aldığımı fark edene kadar... Bizim ardımızdan sürekli ata binen birini.
that time 73
time 2517
times 1964
timer 243
timers 88
times square 22
time to die 52
time to go home 94
time flies 78
time is running out 68
time 2517
times 1964
timer 243
timers 88
times square 22
time to die 52
time to go home 94
time flies 78
time is running out 68
time to wake up 54
time is money 74
time is of the essence 71
time is up 41
time travel 83
time to go 627
time to sleep 29
time to eat 55
times are tough 45
time's up 595
time is money 74
time is of the essence 71
time is up 41
time travel 83
time to go 627
time to sleep 29
time to eat 55
times are tough 45
time's up 595
time is 18
times are changing 28
time will tell 62
times a week 28
times in a row 26
time for bed 134
times before 18
times a day 121
times change 49
times over 33
times are changing 28
time will tell 62
times a week 28
times in a row 26
time for bed 134
times before 18
times a day 121
times change 49
times over 33