Ver translate Turkish
142,162 parallel translation
Fine. Just let me take over your body for just the tiniest little bit.
İyi. vücudunuzun en ufak bir parçasını almam için izin ver bana.
Let her stay.
Kalmasına izin ver.
Julia, answer me.
Julia, cevap ver.
Tell us about the farm.
Bize çiftlik hakkında bilgi ver.
Tell us about the workers, their conditions, housing.
Bize işçiler, koşullar, kaldıkları yerler hakkında bilgi ver.
Anything we can do for you.
Bir ihtiyacın olursa haber ver.
Raven, report. Are you ok?
Raven rapor ver, iyi misin?
You know when you're holding your breath and there's that... unbearable feeling right before you relent and take a gulp of air?
Nefesini tutarken, 422 00 : 26 : 54,439 - - 00 : 26 : 55,769... pes edip derin bir nefes ver. 423 00 : 26 : 57,675 - - 00 : 27 : 00,343... almadan önce dayanılmaz ... bir his vardır ya hani?
Channel 19, come in.
Kanal 19, cevap ver.
Anyone on channel 21, come in.
Kanal 21'de kimse var mı? Cevap ver.
Come in, Arrowhead, Arrowhead, this is Shadow 4-1 standing by for report.
Cevap ver, Arrowhead, Arrowhead, burası Shadow 4-1 rapor için bekliyorum.
Over. Riley, respond.
Riley, cevap ver.
Forget it.
Boş ver gitsin.
Promise me.
Söz ver bana.
Give it to me.
Ver şunu bana.
Just promise me you won't tell the others, okay?
Söz ver bana. Kimseye söylemeyeceksin, tamam mı?
Put her on the phone, Aaron.
- Telefonu ona ver Aaron.
Why don't you wait till your balls drop, then you call me, we'll talk?
Kamışına su yürüsün de, o zaman haber ver konuşuruz.
Answer me, Sidney.
Cevap ver Sidney.
Give me the key.
Anahtarı ver.
Give me the key!
Anahtarı ver!
Just give me the ring.
Sen yüzüğü ver.
It means a lot to her, so lock it in.
Onun için çok önemli, kendini ver.
Forget it!
Boş ver!
Give them what they want, but do it quietly.
İstediklerini ver ama duyulmasın.
Let me...
İzin ver...
Yeah, super cool how they keep me from killing myself.
Evet, süper serin onlar nasıl Kendimi öldürmeme izin ver.
I can't stop the curse, so the plan is we're gonna let it run its course.
Laneti durduramıyorum Yani plan biz yapacağız Onun yolunu çalıştırmasına izin ver.
Give me your hand.
Bana elini Ver.
Give it here. Let me see.
Ver bir bakayım.
Get me the stuff!
Emaneti ver.
Ravunni, give him that sack.
Ravunni, ona torbayı ver.
Give it here!
Bana ver.
Give it to me!
Bana ver.
Give me the money!
Parayı da ver.
Let that be.
Boş ver.
No!
Boş ver.
Or leave it.
Ya da boş ver.
Give me my money!
Paramı ver bana!
Give it to me.
Bana ver.
Give it to your brother-in-law!
Eniştene ver.
Give it to him first!
Önce ona ver.
Serve it for Alphie.
Alphie'ye ver.
Say hello to my nephew, Marco.
Yeğenim Marco'ya bir selam ver.
And when it's done, you give it to Bill to read to the world.
Bittiği zaman tüm dünyaya okuması için Bill'e ver.
Let him know what's going on.
Neler olduğunu bilmesine izin ver.
Promise me you will not fight.
Savaşmayacağına söz ver.
Uh... _
Onu bana ver.
No. - Gabe. - What?
- Gabe, telefonumu geri ver.
- Tanya, put him on the line.
- Onu ver.
Never mind.
Boş ver.
vera 442
very good 5015
veronica 596
vero 30
very nice 1581
version 32
very pretty 229
versace 34
versailles 22
verse 117
very good 5015
veronica 596
vero 30
very nice 1581
version 32
very pretty 229
versace 34
versailles 22
verse 117
versus 45
vermin 37
very well 4412
very good indeed 31
very much 852
very interesting 246
very true 116
very soon 239
very cute 99
very cool 195
vermin 37
very well 4412
very good indeed 31
very much 852
very interesting 246
very true 116
very soon 239
very cute 99
very cool 195