Very true translate Turkish
745 parallel translation
Very true!
Çok doğru!
- Very true.
- Çok doğru.
- Very true.
- Çok doğru!
Very true.
O da doğru.
That's very true in my case.
Benim durumumu çok iyi açıklıyor.
That's all very true, Sir Joseph, but after all, we're human.
Bunların hepsi doğru, Sir Joseph, ama eninde sonunda insanız.
Very true, Your Majesty... but a foolish waste of valuable human flesh.
Çok doğru, Majesteleri ama bu çok değerli insan etinin ziyanı olur.
Very true.
Çok doğru.
- And very true.
- Ve çok da doğru.
Very true, Mr. Collins.
Öyledir, Bay Collins.
Very true.
Haklısınız.
- Oh, that's very true.
- Oh, bu çok doğru.
That's very true.
Çok doğru.
- That's very true.
- Çok doğru.
That's very true, my lord.
Çok doğru, efendimiz.
You need a very true ear for the harp.
Arp için çok iyi kulak lazımmış.
It seems that I have not a very true ear.
Görünüşe göre benim kulağım pekiyi değilmiş.
That's very true, sir. But look at the clan mark on this arrow.
Çok doğru, efendim fakat bu oklarda kabile işaretleri var.
Very true.
- Çok doğru.
Very true, you would.
Çok doğru, öyle olur.
That's very true.
Bu çok doğru.
Oh, very true.
Çok doğru.
Yes, that's very true.
Evet, bu doğru.
- That's very true.
- Doğru.
- Yes, that's very true.
- Evet, yolunda.
That's very, very true.
Bu çok doğru.
That's very true.
Çok haklısın.
What you say is very true
Söylediklerin çok doğru.
It is true that I find talking to you very pleasant- -
- Sohbetinizden zevk aldığım doğru.
Very discouraging because it's true.
Sinir bozucu, çünkü doğru.
For love, true love, is a very rare and beautiful thing.
Çünkü aşk, gerçek aşk, çok nadir ve güzel bir şeydir.
If it were true, it would make me very happy.
Eğer bu gerçekse, beni çok mutlu eder.
It's true that I'd walked very quickly.
Doğrusu, gelirken çok hızlı yürümüştüm.
That's a very nice compliment, if only it'd been true, but...
Çok hoş bir iltifat. Keşke doğru olsa ama buradayım.
Well, that may very well be true. I mean, about his inquiring for me.
Benim hakkımda bilgi almak istemesi doğru olabilir.
Oh, no, it's true that we don't know anything - oh, the ground rules for tennis or a recipe for shrimp curry... a - a little charity nursing - but nothing very important.
Hayır, hayır bu doğru. Hiçbir şeyi bilmediğimiz. Mesela tenisin temel kurallarını bilmeyiz, veya acılı karides yapmayı bilmeyiz.
Well, this is a true story... about a sweet, rather baffled young housewife... who, in 1951, in her hometown in Georgia... suddenly frightened her husband by behaving very unlike herself.
Evet, bu gerçek bir öyküdür tatlı, kafası çok karışık bir ev kadını hakkında 1951'de Georgia'daki evinde birdenbire her zamankinden farklı davranarak kocasını korkutan kadın hakkında.
If what you say is true, it could be very serious.
Dediklerin doğruysa, çok ciddi olabilir.
True, she liked me... very much... my gentle mistress!
" Elbette beni çok sevmişti nazik küçükhanım!
But whether true or false, the accusations are very serious.
Ama doğru ya da yanlış olsun suçlamalar oldukça ciddi.
If this is true, there's a very lucky American somewhere.
Söz konusu olay gerçekse, dışarıda çok şanslı bir Amerikalı var.
- That's very modest of you, Lord Roxton. - It's true.
- Bu sizin alçak gönüllülüğünüz, Lord Roxton.
True, very strong.
Doğru, çok güçlü.
Even if that were true, you may have uncovered a very tragic accident, a very horrible mistake, but certainly nothing criminal, or we'd be downtown right now.
Böyle olsa bile, bu bir görünmez kaza olabilir, oldukça korkunç bir kaza, ama kesinlikle bir suç unsuru yok.
I think that's very funny, and so true.
Çok komikti, ayrıca doğru da.
It is true, sir, that our decision to come was very sudden.
Aslında, çok ani bir kararla bu ziyareti gerçekleştirdik, bayım.
- You said something a minute ago... that was very understanding and true.
- Çıkın ofisimden! - Az önce bir şey söylediniz... Çok doğru ve anlayışlıydı.
I'm very concerned ; Do you think the account is true?
Çok endişeliyim, sence söylenenler doğru mudur?
It was a very sweet thought, darling, but that's true.
Bu çok iyi bir fikirdi, aşkım, ama bu doğru. Lurch şüphesiz hayat dolu.
Very soon, now, I shall know... whether your conception of God is a true one.
Pek yakında Tanrı'nın senin kafandaki gibi olup olmadığını öğreneceğim.
That's very true, sir. And I am sorry.
Çok doğru, efendim.
true 2501
true love's kiss 17
true or false 68
true blood 17
true love 107
true dat 39
true story 133
true enough 79
true or not 24
true that 75
true love's kiss 17
true or false 68
true blood 17
true love 107
true dat 39
true story 133
true enough 79
true or not 24
true that 75
very good 5015
very nice 1581
very pretty 229
very well 4412
very good indeed 31
very much 852
very interesting 246
very cute 99
very soon 239
very cool 195
very nice 1581
very pretty 229
very well 4412
very good indeed 31
very much 852
very interesting 246
very cute 99
very soon 239
very cool 195
very beautiful 164
very funny 1225
very sad 109
very exciting 93
very impressive 348
very well indeed 16
very well done 68
very bad 256
very good job 17
very clever 301
very funny 1225
very sad 109
very exciting 93
very impressive 348
very well indeed 16
very well done 68
very bad 256
very good job 17
very clever 301
very slowly 104
very much so 233
very important 172
very sorry 246
very sweet 97
very little 114
very well then 70
very kind 91
very smart 125
very close 129
very much so 233
very important 172
very sorry 246
very sweet 97
very little 114
very well then 70
very kind 91
very smart 125
very close 129