We the people translate Turkish
11,200 parallel translation
Just before you put it out, you knocked on the window, like people do to say : "Roll it down." We saw that she didn't roll it down.
Sigarayı söndürmeden hemen önce cama vuruyorsunuz, Sanki "Camı aç" der gibi. Kızın camı açmadığını görüyoruz.
Those are the crimes committed by these two young people that night and the only ones we have proof of.
İki genç insanın o gece işlediği tüm suçlar bu saydıklarım. Ayrıca tek kanıtlanabilir olanlar.
Man, I just think it's gonna really change people's perception of me in a good, positive way, and also I'm really glad about the fact that we'll get married, too,'cause I like her so much.
E! FLAŞ HABER CONNER ASHLEY EVLENME TEKLİFİ Bunun insanların hakkımdaki düşüncelerini olumlu yönde değiştireceğini düşünüyorum ve aynı zamanda evleneceğim için de mutluyum, çünkü onu seviyorum.
We were on the road in Spain, and I noticed that the people there pronounce the letter S with, like, a T-H "th" sound, so instead of saying Spain, they say Thpain, you know,
İspanya'da turnedeydik, insanların S harfini "th" sesi gibi telaffuz ettiklerini fark ettim. Yani, İspanya demek yerine İthpanya diyorlar.
Is that the kind of people we are now?
Artık bu tür insanlar mı olduk?
People, I think we just got a fix on the bad guys.
Çocuklar sanırım az önce kötü adamlar belirledik.
We're a people of the land, a simple people with no great love for outsiders.
Bizler, ülkenin insanları yabancılara karşı büyük sevgisi olmayan basit insanlarız.
When you write back, tell them we are living the way most people live in our country.
Cevap yazdığında çoğu insanın ülkemizde yaşadığı şekilde yaşadığımızı söyle.
And we hear what the people are saying.
İnsanların dediklerini de duyuyoruz.
We eat as a free people, not under the Nazi heel.
Nazilerin boyunduruğunda değil, özgür insanlar olarak yiyoruz.
But if we're right and if we achieve results in the future... then people will understand why we did what we did.
Ama eğer haklıysak ve ileride başarılı olacaksak insanlar yaptığımız şeyi anlayacaktır.
We won the revolution for these people. The more guns there are here, the more likely there is to be a misunderstanding.
Devrimi bu insanlar için yaptık burada daha çok silahlı insan olması yanlış anlaşılma ihtimalini arttırıyor.
We want the people who killed Shameek and who shot up the barber shop.
Biz, Shameek'i öldüren ve berber dükkanına ateş edenlerin peşindeyiz.
Until you capture Luke Cage, and apologize to the people of Harlem, we will... bring this city to its knees.
Luke Cage'i yakalayıp Harlem halkından özür dilemediğiniz sürece yeri göğü inleteceğiz.
We need protection from the other powered people like Luke Cage.
Luke Cage gibi diğer güçlü insanlara karşı korumaya ihtiyacımız var.
We thought it'd be good to get in amongst the people.
İnsanların arasına karışmamız iyi olur diye düşündük. Güzel.
We can't force people to join us but we can give them the opportunity to.
İnsanları bize katılmaları için zorlayamayız ama katılma fırsatını verebiliriz.
As long as we get 12,000 people to the other side.
Diger tarafa 12 bin kisiyi göndermemiz gerek.
We're just a couple of people who met on the subway.
Biz sadece metroda karşılaştığımız insanlar gibiyiz.
We're trying to get a read on how people will be voting in the upcoming presidential election.
Önümüzdeki başkanlık seçimi için insanların kime oy vereceğini öğrenmeye çalışıyoruz.
You don't have the right to control people from being assholes and you can't because we're gonna fuck up.
İnsanların dallama olmalarını kontrol etmeye hakkın yok ve bunu yapamazsın çünkü hepimiz darmadağın olacağız.
Drawn by the Iron Horse, darkening the landscape with his smoky breath announcing to the world with its piercing scream that we are a great people who can accomplish great things.
Demir At kumandasında manzarayı duman kusan nefesiyle karartarak kulakları sağır edici çığlığıyla dünyaya muazzam şeyler başaracak muazzam insanlar olduğumuzu duyuracak.
I don't want the girls to know that we're fightin'about people at church.
Çocukların, kilisedeki insanlar için kavga ettiğimizi bilmesini istemiyorum.
So we know at least two people were in the room when she was murdered...
Öldürüldüğü zaman o odada en az... iki kişi olduğunu biliyoruz...
God forbid the floor caves in and people get hurt or worse because of some design flaw we missed.
Allah korusun, tasarımdaki kusurlarımız yüzünden yer çöker de insanlara zarar gelirse ne olur?
People will think it's the whole company, not just the real estate arm which we strongly suspect is what you hope.
İnsanlar sadece bir emlak kolu değil de tüm firmanın sahibisin sanacak. ama sanıyoruz ki sen de bunu istiyorsun.
Your Honor, Detective Fuhrman's gonna play a very small role in this case, but we believe when he's called to the stand, we're gonna be forced to go back 15 odd years to ask him about completely irrelevant statements that people have claimed he's made.
Sayın Yargıç, Dedektif Fuhrman'ın davada çok küçük bir rolü var ama duruşmaya çağrıldığında geçen 15 yılda yapmadığı şeylerle suçlanıp gereksiz ve alakasız sorular sorulacağına inanıyoruz.
If anything, what we're seeing, Tracy, are people taking to the streets not to riot, but to celebr...
Tracy, şu an gördüğümüz şey, insanlar isyan için sokaklarda değil kutlama...
We talk about the world, about the people in it, about our current political landscape and what's going on.
Dünyadan, insanlardan, yaşananlardan ve bizim politik duruşumuzdan konuşuyoruz.
We men of the North are right good hands at keeping people lawful. I'd ask him for permission, but he smells too bloody awful.
Biz Kuzeyli adamlar insanları adil tutmayı iyi biliriz buna da sorardım ama kokusu beni bitirir.
We need someone the people trust, someone they know cannot be bought or influenced.
Bize halkın güvendiği birisi lazım. Satın alınamayacağını, söz geçirilemeyeceğini bildikleri biri.
We're the only two people in the world.
Bu dünyada yalnızca ikimiz varız.
We cannot put the fate of the Four Lands and the Elvin people in the hands of this Druid and my niece, whom I love dearly, but who has run away from her duties once already.
Dört Diyar'ın ve Elflerin kaderini bu Druid'in ve içtenlikle sevdiğim ama zaten bir kez görevlerinden kaçmış olan yeğenimin ellerine bırakamayız.
We lost half our people in the first night.
Daha ilk gecede halkımızın yarısını kaybettik.
The people we help, their mommies and daddies in heaven talk to them.
Yardım ettiğimiz insanlar. Onların anneleri ve babaları onlarla cennetten konuşuyor.
The thing is though, what we do for people, it's not dangerous.
Biz bunu insanlar için yapıyoruz. Tehlikeli değil.
We're trying to raise thirty grand to stop them shutting the old people's drop in centre at Ashton Corner.
Evet, Ashton Corner'daki huzur evinin kapatılmasını önleyip hizmet vermeye devam etmesi için 30 bin sterlin toplamaya çalışıyoruz.
To help with the outrage we need people to die in the explosion.
İnfial çıkması için patlamada ölenlerin olması lazım.
- Why didn't you fucking tell us? - The people we betrayed last night want to bring us down...
Dün gece ihanet ettiğimiz kişiler bizi alaşağı etmek istiyorlar.
Remember, the only people we can trust with this information are in this room.
Unutmayın, güvenebileceğiz yegane insanlar şu an burada olanlar.
Because when we do, people end up in the hospital on life support or dead.
Çünkü kullandığımızda ya birileri hastanelik oluyor ya da ölüyor.
Amrita, once we have some clarity from Delhi.. about the status of our people we'll get out of here.
Amrita, insanlarımızın durumunu Delhi netleştirince, buradan gideceğiz.
We heard you been good to our people in the past, and we don't forget things like that.
Geçmişteki insanlarımızla iyi olduğunu duyduk. ve biz böyle şeyleri unutmayız.
We hate the system that oppresses working people.
Biz işçileri ezen sistemden nefret ediyoruz.
And we only exist because people like you lose their pets all the time.
Sizin gibi insanlar hep hayvanlarını kaybediyor diye biz varız.
We've seen a lot of people come and go over the years.
Yıllar boyunca insanların gelip gittiklerini gördük.
We're never gonna solve our money issues when we're in this war with the old people.
Yaşlılarla kavgaya devam edersek para sorunumuzu çözemeyeceğiz.
Phase two, is we have to stop the old people from calling the cops, okay?
Yaşlıların polise haber vermesini engelleyeceğiz.
Yes, we believe she is involved in a people-smuggling ring operating out of the refugee camps here.
Buradaki mülteci kamplarında insan kaçakçılığı yaptığına dair şüphelerimiz var.
Where we pick people up and take'em around from bar to bar and jack up the prices?
İnsanları bardan bara toplayıp fiyatları yükseltiriz. - İyi fikir aslında.
So, those people on Haiti. Now we can help them with the mon- - your money.
Şimdi onlara yardım edebiliriz.
the people 229
the people have spoken 23
people 5151
people don't change 46
people of earth 28
people like me 81
people like you 105
people screaming 74
people change 205
people talk 81
the people have spoken 23
people 5151
people don't change 46
people of earth 28
people like me 81
people like you 105
people screaming 74
people change 205
people talk 81
people can change 59
people are talking 31
people make mistakes 71
people are dying 81
people are scared 36
people get hurt 32
people do 54
people are watching 31
people will die 36
people lie 29
people are talking 31
people make mistakes 71
people are dying 81
people are scared 36
people get hurt 32
people do 54
people are watching 31
people will die 36
people lie 29