English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ W ] / What you got

What you got translate Turkish

26,100 parallel translation
What you got for me?
Ne öğrendin?
God knows what you got on Briggs.
Tanrı bilir Briggs için kafanda neler var.
You want to partner up, you show me what you got to offer.
Ortaklık istiyorsan teklif edecek neyin var göstermelisin.
That's what you got.
Sana gelenler.
You've got to work with what you got. Take me, for example.
Elindekilerle idare edeceksin.
In the meantime, go do what you got to do.
Bu sırada, işlerini hallet.
You gonna sit your ass right here until you do what you got to do.
Kıçını bu sandalyeden kaldırmayacaksın ta ki yapman gerekeni yapana kadar.
Show us what you got!
Göster bakalım hünerlerini!
What you got there, a mocha latte?
Ne içiyorsun? Moka latte?
What you got?
- Sende ne var?
What you got, baby girl?
Ne buldun bebeğim?
- Because you could just tell me what you're looking for. - TO : MILAN I GOT IT.
- Çünkü neyin peşinde olduğunu söyleyebilirsin.
You got to do what you got to do.
Yapman gerekeni yap.
You got what?
Neyi?
I think we got ahead together, what do you say?
Sanırım ilerleme kaydettik ne dersiniz?
What have you got?
Ne buldun?
Well, if you got, uh, Cappy on your side... or, what? Wes? Or whoever.
Eğer Cappy, ya da Wes, her kimse, sizin tarafınızdaysa düşündüğümüzden de kötü sıçtık demektir.
So what are you thinking, I found the bags and squirreled one away before you got there?
Çantalardan birini buldum ve sen gelmeden önce sakladım mı yani?
You know, I imagined what you two would be like - ( phone beeps ) - after you got together...
İkiniz tekrar bir araya geldikten sonra nasıl olacağını hayal etmiştim...
What do you got, Sebastian?
Ne buldun, Sebastian?
What do you got?
Ne buldunuz?
Okay, blob, let's see what you've got.
tamamdır bakalım neyin var
No, you know what, his jaw is so swollen, he couldn't talk if he wanted to. Okay, so, we know that Karen and Emil were together a few hours before he was killed, but the question is, if they weren't having an affair, what the hell were they doing? Well, it's got to be something illegal, or she would talk.
çenesi o kadar şiş ki istese bile konuşamaz tamamdır karen ve emil in ölmeden bir kaç saat önce beraber olduğunu bilyoruz fakat soru şu ki eğer ilişkileri yoksa onlar ne yapıyorlardı illegal bir şeyler olmalı yoksa söylerdi tabi karen bizim aradığımız katil değilse
What do you got?
Elinde ne var?
Jesus, Satan, what got into you?
Tanrım, Satan, sana ne oldu böyle?
You guys got to check this out. - What is that?
- Çocuklar buna bakmalısınız.
What do you got for me?
- Tamam.
What do you mean we've got company?
Misafirlerimiz var demekle ne kastediyorsun?
What do you got, Cochran?
Elinde ne var Cochran?
So what I'm saying to you, champ, is that if you need a sparring partner, I got you, okay?
Yani demek istediğim şampiyon antrenman ortağı lazımsa ben olurum, tamam mı?
When you got shot, what really happened?
Vurulduğun dönemde gerçekten ne oldu?
I got to know what I owe you.
Sana ne borçlu olduğumu öğrenmem lazım.
What you got there?
N'apıyorsun orada?
You got to do exactly what she does.
Aynısını yapman gerek. - Conor.
I got this for you. Here. What's the mat...
Ben bunu sana aldım.
I was once was on a flight and a team of, what do you call them, powder puff football players got on.
Bir zamanlar bir ekiple Beraber uçmuştum, Onlara ne derlerdi? Futbol liginde oynarlardı.
If you've got nothing to hide then what do you have to worry about?
Saklayacak bir şeyiniz yoksa neden endişe ediyorsunuz?
What other surprises have you got hidden up those sleeves?
Daha başka ne gibi sürprizler saklıyorsun?
What have you got there?
Ne var elinizde?
"What do you mean, got rid of?"
Kurtulmaktan kastın ne?
You haven't got a chance after what you did today.
Bugün yaptığın şeyden sonra hiç şansın yok.
You see what your mom got me into?
Annenin başıma açtığı işleri görüyor musun?
You've got that gun... and what?
Silah sende sonra ne olacak?
What's that you got there?
Orada ne var?
So you've got to be grateful for what you have, because when you think about it, aren't we all just random pieces lost in the carpet of life, looking for where we fit?
Sahip olduklarınıza şükretmelisiniz çünkü bunu bir düşününce hepimiz nereye uygun olduğunu arayan hayatın kayıp bir parçası değil miyiz?
They would want you to focus on what you've got now.
Şu anda elindekilere odaklanmanı isterlerdi.
What have you got for me, dad?
Bana ne aldın, baba?
All right, Max, what do you got?
Pekâlâ Max, neler buldun?
Yeah, I, uh... I was hoping you loved Pinot Noir,'cause, uh, that's what I got.
Evet, Pinot Noir'ı seveceğini düşündüm, çünkü elimde sadece bu vardı.
What do you got, Garcia?
Ne buldun Garcia?
Ok, I don't know if you're ready what I got right here.
Elimdekine hazır mısınız bilmiyorum.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]