English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ W ] / Whatever you call it

Whatever you call it translate Turkish

582 parallel translation
The trouble with being descended from a brewer, no matter how long ago he "brewed-ed" or whatever you call it, you're supposed to know all about something you don't give a hoot about.
Biracı veya Aleci, böyle bir ailenin ferdi olmak,..... son derece rahatsız edici. İnsanın, hiç değer vermediği bir şey konusunda, her şeyi bilmesi gerekiyor.
Inspired me, or whatever you call it.
- İlham veren, ya da her ne diyorsan ona.
I'm sorry I can't oblige that Lagonda or whatever you call it.
Lagonda, ya da her ne ise ona katılamayacağım için üzgünüm.
Hey, the duel or whatever you call it for the centre ring, Mr. Braden?
Bay Braden orta ring için Holy'yi çağırıp konuşalım mı?
I'm talking about your act, this duel or whatever you call it.
Ben gösteriden bahsediyorum, Bu çekişme ya da sen ona ne diyorsan o.
You'll have your dowry, or daughter of fortune, or whatever you call it.
Çeyizini ya da bir kızın servetini ya da her ne diyorsan onu alacaksın.
Heliotrope, hydrangea, petunia, whatever you call it, it's still the wrong shade of purple for me.
Bambulotu, ortanca, petunya! Hala benim için yanlış bir mor tonu.
I'm not one for this terrible bebop or whatever you call it.
Şu berbat be-bop'tan hoşlananlardan değilim.
Landlord, tell him to stash that tomahawk, or pipe, or whatever you call it.
Hancı, pipo mudur balta mıdır nedir, onu kaldırmasını söyle.
I'm your date or whatever you call it.
Ben senin partnerinim. Ya da sen ne dersen.
You don't want to miss the first inning, or the first chuck, or whatever you call it.
İlk vuruşu kaçırmak istemezsin. Ya da ilk bölümü veya her ne diyorsanız.
Whatever you call it, Plan Division Q is murder.
Ne derseniz deyin, Plan Bölümü Q her halükarda bir cinayet.
All right, Seidman, keep'em pushin'that whatever you call it.
Tamam, Seidman, bastırsınlar, ya da o harekete ne deniyorsa.
That's the "cazenza," "cadenza," whatever you call it.
- Cazenza ya da cadenza işte o, adı her neyse.
It's still beautiful, whatever you call it.
Neden bahsettiğini anlamadım ama adeta büyülü bir şey bu.
Do you - whatever you call it - go out with her?
- çıkmak mı dersin ne dersin _ onunla çıkıyor musunuz?
Mr. Marsh, I have never seen your moving picture or whatever you call it.
Bay Marsh, senin hiçbir filmini, adına her ne diyorsan onu, görmedim.
He figured he could get an alien back through quarantine if one of us was impregnated... whatever you call it, and then frozen for the trip home.
Bir yaratığı karantinadan nasıl geçirebileceğini buldu. Birimiz döllenirse buna her ne denirse ve sonra da donmuş olarak eve yolculuk.
WELL, THIS GROUP OF GUYS, WHATEVER YOU CALL IT... GOES ALL OVER THE COUNTRY, HUH? YEAH.
Şu sizin grup, kendinize her ne diyorsanız ülke çapında yaygınsınız, değil mi?
Give him a free agoodi, or whatever you call it.
Ya da bedava bir şeyler vermeyi.
So this whatever you call it- -
Bana önerdiğin bu şey her neyse...
Well, whatever you call it. I can't get my left leg in front of me.
Adına ne dersin bilmiyorum ama sol bacağımı öne atamıyorum.
I know whatever you call it, it's so... so radical.
Bu çok... radikal.
I mean, that kind of passion, artistry, whatever you call it.
Yani, o tür bir tutku, yetenek, ne dersen.
We buy cocaine with it, morphine, heroin, opium, whatever you call all that crap.
Onunla kokain alırız, morfin, eroin, afyon hangi pislikten istersen.
It was in the cards or it was fate or a jinx or whatever you want to call it, but right from the start...
Ya alın yazısı, ya kaderdi ya büyüydü ya da ne derseniz oydu. Fakat en başından beri buydu.
And what was your hidden aversion or subconscious discontent, or whatever it is you want to call it, that made you go playing patty-cake with her?
Sorabilir miyim acaba, senin gizli tiksintin ya da bilinçaltı huzursuzluğun ya da her neyse, o neydi ki kasabanın her yerinde onunla evcilik oynadın?
Whatever you wanna call it.
- Siz nasıl isterseniz.
But you knew you couldn't face up to a job like murder, especially with a knife, so you had a brainstorm or whatever you want to call it, in which you convinced yourself you had committed the murder.
Fakat özellikle bir bıçakla cinayet gibi bir işe girişemeyeceğini biliyordun, böylece bir beyin fırtınası yaşadın ya da sence her neyse, o durumda kendini cinayet işlediğine ikna ettin.
- or Whatever you Want to call it.
Serseri veya üçkâğıtçı. Adını sen koy.
Reconnaissance or whatever you care to call it.
Özel bir keşif yapacak. Ya da sen ne ad verirsen onu.
Whatever you wanna call it.
Adını sen koy.
Yeah, I know about... whatever you call it.
- Psikolojiden anlıyorsun. - Evet, evet anlarım. Adı her ne ise.
Try to call me by 8 : 30. As soon as you find out whatever it is they want you to do.
Ya da yapmanı istedikleri şeyin ne olduğunu anlar anlamaz.
Well, you call it whatever you like.
Güzel, istediğin manayı çıkarabilirsin.
Call it whatever you like.
Ne dersen de.
You call it whatever you want, but you're gonna do it.
Sen buna ne dersen de, ama yapacaksın.
Whatever it is, doctor, whatever it is, - wouldn't you call it deadly?
Her neyse Doktor, Sana ölümü anımsatmıyor mu?
Or whatever the hell it is you call yourself now.
Ya da sen kendine her ne diyorsan.
Whatever you call this, it was very good.
- Beslenme.
Call it whatever you like.
Nasıl hoşuna gidiyorsa öyle de.
Whatever you want to call it.
Korkunuzu. Adına her ne derseniz işte.
Hey man, did you go into that... slaughter room or whatever they call it?
Drakula ailesi. Hey dostum, kıyım odası mıydı, her ne diyorlarsa ona girdin mi?
Call it instinct, call it whatever you like but I don't trust him.
Bu içgüdü, ne olursa olsun onu aramak, ama ben ona güvenmiyorum.
I think there's something in the water that turns us into hausfraus, drones, whatever you want to call it.
Bence suda bir şeyler var. Bizleri "evimizin kadınına" ya da uyuşmuş tiplere - ne dersen artık - dönüştüren bir şey.
- Whatever you want to call it.
- Siz nasıl tanımlıyorsanız.
I love their courage, or their contempt for death, or whatever you want to call it.
Cesaretlerini severim,... ya da ölümü küçümsemelerini ya da adına her ne dersen.
Whatever you want to call it.
Sen ne demek istersen de, Data.
It begins by admitting that there's a power, whatever you want to call it, that's greater than ourselves.
- Öncelikle yüksek bir güce inanmalısın.
They just tried to beam you up, back, whatever it is they call it.
Az önce seni geri ışınlamaya, ya da her ne diyorlarsa onu yapmaya çalıştılar.
The OSS, the CIA whatever it is you call yourselves now.
OSS, CIA ya da kendinize ne isim veriyorsanız.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]