Where do they go translate Turkish
209 parallel translation
- Where do they go?
- Nereye gidiyorlar?
Where do they go either, on foot?
- Oradan geçebilmek için yürümek lazım?
Where do they go every August?
Her Ağustos nereye gidiyorlar?
Suzy. If they don't leave, Where do they go?
Suzy, eğer okulu terketmiyorlarsa nereye gidiyorlar?
Where do they go?
Bu adamlar nereye gidiyor?
And where do they go?
Böyle nereye gidiyorlar?
- Where do they go?
- Nereye koyayım?
- Where do they go, the blue room?
- Nerede kalsınlar, mavi odada mı?
Where do they go?
Adapte olmayı öğrenmişler. Nereye gidiyorlar?
And where do they go?
Nereye gidiyorlar?
- Where do they go on vacation?
- Tatil için nereye gidiyorlar?
And where do they go?
Nereye giderler?
Where do they go?
Neredeler peki?
- Yeah, where do they go to meet women?
- Kadınlarla tanışmak için nereye giderler?
Where do they go once the city's cleaned up?
Şehir temizlenince onlar nereye gidiyor?
All I gotta do is go to cops and confess to those first three robberies and, you know what, all of a sudden, they look into the other two where the women were killed.
Yapmam gereken tek şey polise gidip, ilk üç soygunu itiraf etmek ve, bak ne diyeceğim, birden, kadınların öldürüldüğü öteki iki soygunu araştıracaklar.
If they do let me go out, they say, " Where are you going?
Eğer çıkmama izin verirlerse " Nereye gidiyorsun?
The best thing you can do, my girl, is to go back to your Academy and practice your soul-shaking antics in surroundings where they can't do any harm.
Yapacağın en iyi şey Akademiye dönüp muhteşem oyunculuğunu güvenli bir çevrede uygulamak olur.
Where they live? Which room they keep the stones in? What time do they go to sleep?
Nerede yaşıyorlar, taşlar nerede, ne kadar içiyorlar gibi.
I will go where the doctors send me and do everything they ask me to do.
Doktorların istediği yere gidecek ve yapmamı istediklerini yapacağım.
- Where did they go, do you know?
- Nereye gittiler, biliyor musun?
As the bellboys break ranks, they all know where to go and what to do.
Komiler deneyim kazandıkça nerede, ne yapacaklarını öğrenirler.
Who knows? They go where they want and they do what they want.
İstedikleri yerde istediklerini yapıyorlar.
They wouldn't know what to do or where to go.
Ne yapacaklarını, nereye gideceklerini bilemezler.
And when the war is over, they tend to go home or back to where they came from and expect people to look up to them and to look after them, which is not what people are going to do at all, nor what people ought to do.
Savaş bittiğinde evlerine ya da geldikleri yere döndüklerinde insanların onlara saygı göstermesini ve onlarla ilgilenmesini beklediler. Ki bu insanların hiçbir surette yaptığı bir şey değildi, buna mecbur da değildiler.
Now that they killed do not know where to go.
Onu kim öldürdü, ne yapmalıyız bilmiyorum.
They left? Where did they go, do you know?
Nereye gittiler, haberiniz var mı?
You see, where most men go unpunished for the evil they do.
Yaptıkları kötülükleri cezasız kalanların, nereye gittiğini görüyorsunuz.
I know where they will go, what they must do.
Nereye gideceklerini biliyorum, ne yapmak zorunda olduklarını.
But they don't always take you where you want to go, do they?
Ama onlar her zaman seni gitmek istediğin yere götürmezler.
Where do these things go when they're lost?
Kaybolan şeyler nereye gidiyor?
Where do things go when they're lost?
Kaybolan şeyler nereye gidiyor?
Where do they all go?
Nereye gidiyor bu yıllar?
No boy comes here and takes my daughter out... unless I know who he is, where he lives, who his parents are... what they do for a living, where they go, for how long... and who they're gonna be with.
Hiçbir genç buraya gelip, kızımı alıp gidemez kim olduğunu bilmeden, nerede yaşadığını, ailesinin kim olduğunu ne işle uğraştıkları, nereye gittikleri, ne zamandır birlikteler ve devam edecekler mi.
You know, parents in Beverly Hills let their kids go where they want and do what they want. They're treated like adults.
Bak, Beverly Hills'te ebeveynler çocuklarının istedikleri yere gidip istediklerini yapmalarına izin verir.
They go where they want, do what they want.
İstedikleri yere gidiyorlar, istediklerini yapıyorlar.
Where do the files go to, when they go to the Castle?
Dosyalar, Kale'ye götürüldüğünde nerede saklanıyorlar?
Elizabeth, where do they all go?
Elizabeth, hepsi nereye giderler?
I don't know where they expect you to go, what they expect you to do.
Gerçek şu ki nerede gidip kalmanı bekliyorlar, bilemiyorum.
Do you really want to go back to emergency, where they can't help?
Durmadan yardım edemeyeceklerini söyleyen doktorların olduğu acile sahiden geri dönmek mi istiyorsun?
"Where do bad little bartenders go, if they don't go to Hell first?"
Boktan barmenler cehennemi boylamadan önce nereye giderler?
Where do they expect these poor creatures to go?
Bu zavallı yaratıkların nereye gidebileceklerini sanıyorlar ki?
Have you never... listened to other people's conversations on the bus... or on the Tube, seen people, somebody on the street... that looks interesting or is behaving... slightly... oddly or something like that and wondered... what their lives involved, what they do... where they come from, where they go to?
Sen hiç diğer insanların konuşmalarını dinledin mi? Otobüste ya da metroda? Sokakta ilginç görünen ya da biraz garip davranan birini görüp nerede oturduklarını ne yaptıklarını, nereli olduklarını nereye gittiklerini merak ettin mi?
- Where do you think they'll go?
- Nereye gideceklerini düşünüyorsun?
Do you know where they go?
Peki nereye gittiklerini biliyor musunuz?
I mean, where do they all go?
Hepsi nereye gidiyor?
Where do you suggest they go?
İnsanlar nereye gitsin peki?
They want to know, "Where do I go?"
"Ne tarafa gitmeliyim?" diye sorduğunda ona bu haritayı satıyorsunuz.
Man, you just gotta play one game at a time and go out there and give 110 %... and you gotta show that you want it more than they do when the chips fall where they may.
Dostum, aynı anda tek bir oyun oynayabilirsin oraya çıkar ve 110 % verirsin... ve bunu onlardan daha fazla istediğini gösterirsin.
In Kazakhstan we have a club where you go, you have other men, they come with friend, they talk, they do business, they watch, er... porno, with a man and a woman.
Kazakistan'da bizim klüplerimiz var Siz yanınızda bir erkekle gidersiniz, onlarda arkadaşlarıyla gelir, konuşurlar, anlaşırlar, şey izlerler, ee... porno, erkek ve kadınla.
Do they have to go to the restaurant where we had our first date?
İlk buluştuğumuz restoranımıza mı gitmeliler?
where do you live 434
where do you live now 16
where does she live 66
where does he live 118
where do you work 91
where do you come from 136
where do we go from here 62
where do we go now 26
where do you think you're going 594
where does it come from 56
where do you live now 16
where does she live 66
where does he live 118
where do you work 91
where do you come from 136
where do we go from here 62
where do we go now 26
where do you think you're going 594
where does it come from 56