Years' time translate Turkish
4,394 parallel translation
But, uh, I've had a lovely time eating your brisket and hearing about the things you've had removed from your body over the years.
Ama göğüs etinizi gerçekten çok beğendim ve vücudunuzdan alınan şeyleri dinlerken çok güzel vakit geçirdim.
You cannot grasp the immensity of time that is 100 million years.
100 milyon yıl kadar bir sürenin büyüklüğünü kavrayamıyoruz. Kesinlikle.
They don't really think they're gonna meet their loved one in five years time.
Sevdikleriyle 5 yıl içinde karşılaşacaklarını sahiden de düşünmüyorlar.
How do you explain how something six inches tail survived to any length of time that would allow for it to survive 100 or 1,000 years ago?
15 cm. boyundaki bir canlının herhangi bir süre boyunca... ya da siz deyin 100 ilâ 10.000 yıldan beri böyle sağ kalması nasıl mümkün olabilir?
About 20 years after my parents passed away... for the first time, I demanded something from my boyfriend at the time.
Ailemin ölümü üzerinden 20 yıl kadar geçti. İlk defa erkek arkadaşımdan bir şey isteyecek oldum.
Even after 30 years, if the detonator functions correctly... the bomb could be used at any time.
Patlatma mekaniği sağlamsa 30 yıl sonra bile bomba olarak her zaman için kullanılabilir.
Your first boyfriend died three years age, at the same time your uncle was paralyzed.
Ilk erkek arkadasin üc yil önce, ayni zamanda amcan felc oldu.
In 5 years, they're gonna settle for a mediocre starter husband and a mind-numbing career, and about that time, they're gonna realize something you're never gonna have to learn.
5 yıl içinde alelade bir kocaya ve bezdirici bir kariyere sahip olacaklar. İşte o zamanlar onlar senin asla öğrenemeyeceğin bir şey öğrenecekler.
Now, based on the population size, and the time span of over 100 years, that's statistically a little bit high.
Şimdi bunu nüfusa oranlarsak ve arada 100 yıl olduğunu varsayarsak, bu oran biraz fazla.
Last time, I think it was, what, like, six years ago?
Son sefer, 6 yıl önce falan mıydı? - Ne?
It's 15 years overdue, but I figure it's time I pay you back for my first beer.
15 yıllıkmış ama içtiğim ilk biranın karşılığını vermek gerekiyor.
The people protecting rhinos in Africa are striving to ensure that we'll still be able to witness wonderful scenes like this in 50 years'time.
Afrika gergedanlarını koruyanlar... bu muhteşem manzaraları 50 yıl sonra da... görebilmemiz için uğraşıyor.
About time it started working for him- - ruined the last three years of his life.
Zaman onun için çalışmaya başladı. - Hayatının son üç yılını mahvetti.
I was supposed to be distracting you, but somewhere along the way, I realized for the first time in years... I could get lucky.
Seni oyalamam gerekiyordu ama bunu yaparken, belki de yıllardır ilk defa şansımın yaver gidebileceğini anladım.
When's the last time a single man has been elected to the Governor's mansion in any state in the last 40 years? When?
Son kırk yılda herhangi bir eyalette valiliğe seçilen bekar bir erkek oldu mu hiç?
Wow, you realize this is the first time we've all been together as a family in, like, 15 years?
Siz de 15 yıl sonra ilk defa aile gibi toplandığımızı fark ettiniz mi?
This is ludicrous! For the first time in 15 years, I know exactly what I'm doing.
15 senedir ilk kez ne yaptığımı biliyorum.
You waited 17 years to tell me that you met the greatest boxer of all time?
Bana bunu söylemek için 17 sene bekledin mi yani? Gelmiş geçmiş en iyi boksörle karşılaştığını!
You owe me eight years for the time I served.
İçeride yattığım sekiz yılı bana borçlusun.
In three years? All that time and no-one even presses her buzzer?
Üç yılda bütün bu zamanda kimse ziline bile basmaz mı?
And, in order to better prepare Puype Logistics for the challenges with which it will be faced in the years, the decades to come, it is now time for this old soldier to step aside and, with the utmost confidence, hand over control to a younger man, a man with experience, appetite, vision, talent and, importantly, drive.
Önümüzdeki yıllarda karşılaşılabilecek zorlukları düşünürsek Puype Lojistik'i daha da ileri götürmek adına artık bendeniz gibi bir eski toprağın kenara çekilerek özgüveni sonsuz bir gence deneyimli, arzulu, vizyon sahibi, yetenekli ve özellikle de enerjik birine bayrağı devretme vakti gelmiştir.
And there was this wine and... This was the only time I did this in all our 15 years.
Şarap da vardı ve... 15 yılımızda bunu bir tek o zaman yaptım.
In my time working for the state government, my job sent me to 46 cities in 11 years.
Hükümet için çalıştığım süre boyunca işim için 11 yılda 46 şehre gittim.
Twenty years is a long time, but it's not life.
20 yıl uzun bir süre ama hayat değil.
Um, speaking of time, l-let's, um... let's back up 15 years.
Zamandan bahsetmişken 15 yıl öncesine gidelim.
because two years ago, you blew an Indian-food burp right in my face, and it's payback time.
Çünkü iki yıl önce, suratıma Hindistan yemeği geğirmiştin, ve şimdi intikam vakti.
Well, then a couple of years later, time passed, I left,
- Bir kaç yıl sonra, zaman geçti ve ben ayrıldım,
The first time she hit me was when I was five years old, because I was trying to learn to tie my shoelaces.
Bana ilk defa vurduğunda beş yaşındaydım. Ayakkabılarımı bağlamayı öğrenmeye çalışıyordum.
The royal visit was the only time the Brooms have been under the same roof in ten years.
Kraliyetin ziyareti Broom'ları on yıldır ilk kez aynı çatı altına toplamıştı.
I had a sexual relationship with Murray Randall 15 years ago when I was his law student. He was married at the time, as was I.
Murray Randall'la 15 yıl önce, hukuk fakültesinde öğrenci olduğum sırada cinsel ilişki yaşadım.
Truthfully, there's been 8 cases in the last 10 years where inmates met with the victim's family and used it the next time they appealed.
İşin aslı son 10 yıldaki 8 davada mahkumlar kurban aileleri ile görüştükten sonra bunu temyizde kullanmışlar.
Animals that are recognisably horselike have been around for a long time... something like 55 million years.
Ata benzeyen hayvanlar 55 milyon yıl gibi uzun bir süredir etraftadırlar.
Looking back over that vast sweep of time, you could ask yourself the question, well, do you need 3.5 billion years to go from a simple form of life to something as complex as a horse?
Şu muazzam zaman aralığına bakınca kendinize şu soruyu sorabilirsiniz. Basit bir yaşam formundan, at gibi karmaşık bir şeye gitmek için 3.5 milyar yıla ihtiyaç var mı?
[Ted Narrating] Kids, it's been almost 20 years since that cold April night in 2013... and I can safely tell you, if I could go back in time and relive that night... there's no way in hell I'd go to Robots Versus Wrestlers.
Çocuklar, 2013'teki o soğuk Nisan gecesi yaşanalı 20 sene olacak ve size şunu gönül rahatlığıyla diyebilirim ki zamanda geri gidip o geceyi tekrar yaşasam Robotlar Güreşçilere Karşı'ya asla gitmezdim.
The big deal is I was looking forward to one last song with my best friend and partner of 11 years, one song that shows that even if we never work together again, that time meant something.
Önemli çünkü en yakın arkadaşım ve 11 yıllık ortağımla son bir şarkı söylemeyi çok istiyordum. Bir daha beraber çalışmayacak olsak da geçen zamanın bir anlamı olduğunu gösteren bir şarkı.
It began erupting only about 140,000 years ago, and in that time it's blown 120 billion cubic metres of ash and rock into the Earth's atmosphere.
140.000 yıl önce püskürmeye başlamış ve o dönem 120 milyar m ³ kül ve kayayı atmosfere savurmuştur.
Now, we've got in mind- - we've put together a little gift basket... a time capsule, to be opened in 25 years.
Şimdi aklımızda olan hepimizi bir araya toplayan tam 25 yıl sonra açılmak üzere buraya koyacağımız hediye paketi, zaman kapsülü.
He put the head of his first victim in a time capsule, knowing that it'd be 25 years before people would know what he'd done.
İlk kurbanının kafasını zaman kapsülüne koyup 25 yıl boyunca orada olduğunu bildiği halde hiçbir şey yapmadı.
You know, after hundreds of years, it can get weary using your fangs all the time.
Yüzlerce yıl sonra dişlerimizi kullanmaktan bıkabiliyoruz.
Well, I've had plenty of time to prepare... five years of nonstop study hall.
Hazırlanmak için, beş yıl çalışma salonunda kesintisiz çalıştım.
It's only been eight years but I'm confident this time.
Sadece sekiz yıl oldu ama bu sefer kendimden eminim.
My son, for many years... this apartment has been my Fortress of Barnitude... but now the time has come for me to pass it on.
Evladım yıllar boyunca bu daire benim Barneylik Kale'm oldu. Ama artık bunu devretme zamanım geldi.
This is the first time I've even been to the city in years.
Yıllardan beri ilk defa şehirdeyim,
Barnes's daughter Miranda was seven years old at the time.
Barnes kızı Miranda zaman yedi yaşında oldu.
Yemi, after years of hard work, you've now been blessed with excellent grades so don't throw it back in God's face by wasting time on music, and don't you allow friends to rob you of your future.
Gidip de kendini müzikle yıpratıp Tanrı'ya yüz çevirme. Arkadaşlarının da geleceğini çalmasına izin verme.
So there's 1.5 billion years of time just condensed into that view there.
Yani 1,5 milyar yıllık bir dönem tek bir manzarada görülebiliyor.
And analysing it takes you back tens of millions of years to the time Eurasia formed.
Bunları analiz etmek bizi Avrasya'nın oluştuğu on milyonlarca yıl öncesine götürür.
So I'm gonna let you think about that, and I'm gonna come back for you in a couple hours or a couple years because all we have is time.
O yüzden ben seni bırakayım da biraz düşün. Sonra birkaç saat içinde sana bakmaya geri döneceğim. Ya da birkaç yıl içinde.
two years? If I didn't know you were an ex-surgeon, I'd say you've been spending too much time with my brother.
Eski bir cerrah olduğunu bilmesem kardeşimle çok fazla vakit geçiyorsun derdim.
According to most archaeologists, both Nazca and Tiahuanaco were suddenly abandoned at about the same time approximately 1,000 years ago.
Önde gelen arkeologlara göre, hem Nazca hem de Tiahuanaco, yaklaşık 1.000 yıl önce, aynı zamanda, ani bir şekilde terk edildi.
There's a diffuse pattern of remodeled injuries that occurred at the same time approximately six years ago.
Yaklaşık altı yıl önce meydana gelmiş ve muhtemelen aynı zamanda oluşmuş olan bir çok kaynamış kemik kalıpları var.
time 2517
times 1964
timer 243
timers 88
times square 22
time to go home 94
time to die 52
time flies 78
time to wake up 54
time is running out 68
times 1964
timer 243
timers 88
times square 22
time to go home 94
time to die 52
time flies 78
time to wake up 54
time is running out 68
time is money 74
time is of the essence 71
time to go 627
time is up 41
time travel 83
time to sleep 29
times are tough 45
time's up 595
time to eat 55
time is 18
time is of the essence 71
time to go 627
time is up 41
time travel 83
time to sleep 29
times are tough 45
time's up 595
time to eat 55
time is 18
time will tell 62
times are changing 28
times before 18
times in a row 26
times a week 28
time for bed 134
times change 49
times over 33
times a day 121
times three 18
times are changing 28
times before 18
times in a row 26
times a week 28
time for bed 134
times change 49
times over 33
times a day 121
times three 18