English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ Y ] / You hear him

You hear him translate Turkish

1,598 parallel translation
Wait'til you hear him speak.
Konuşmasını duyana kadar bekle.
Did you hear him?
Duydunuz mu?
Get your savings out when you hear him shout...
Paranızı ona vereceksiniz, sonra da sesini duyacak...
They talk about us being extravagant. You hear him before? "To support their extravagant lifestyles."
Her ne şart altında olursa olsun... sadece ve sadece doğruyu söyleyeceğinize, yemin eder misiniz?
- I'm sorry, but did you hear him?
- Üzgünüm, ama onu duydunuz.
- No way, Cot, did you hear him?
- Olmaz, Cot, onu duydun mu?
Well, did you hear him offer us work?
Bize iş teklifinde bulunduğunu duydun mu ki?
Well, do you hear any screams from him now?
Peki, şu an çığlık attığını duyuyor musun?
If you can hear me, Doctor, if anyone knows the Doctor, if anyone can find him, the situation has never been more desperate.
Beni duyabiliyorsan Doktor, onu tanıyan ve bulabilecek birisi varsa daha önce bu kadar umutsuz bir duruma düşmemiştik.
When he hears about this, you will never hear from him again.
Bunu duyduğu zaman, tekrar ağzına almayacağına emin olabilirsin.
Tell him... / He can hear you.
Söyle ona...
You ever hear that tape of him chewing out his band after a show?
Bir konserden sonra grubunu azarladığı kaseti duymuş muydun? Ben hareket ettiğimde ortalığı yakarım.
You'll just be telling him what he wants to hear.
Sen de ona duymak istediklerini söyleyiverirsin.
Give him ganciclovir for the CMV. We can hardly hear you.
CMV için ( Sitomegolovirüs ) için Gensiklovir başlayın...
I had to hear about your accident from him. You should've called me.
Kazanı, ondan öğrendim Beni aramalıydın.
Hey, Jamie ate two bowls and you don't hear him complaining.
Hey, Jamie iki kase yedi ve onun sızlanmasını duymadın.
I know you won't want to hear it, but... they're strapping him up either way now.
Dinlemek istemediğini biliyorum. Ne olursa olsun, onu sandalyeye bağlayacaklar.
You should hear him sing'Natural Woman'.
Evet. Natural Woman'ı söylerken bir dinlemelisiniz.
If you hear anything about him, let me know.
Hakkında birşey duyarsanız bana haber verin.
You ever hear of him?
Adını hiç duydun mu?
I thought you might have something to tell me that you wouldn't want him to hear.
Onun duymasını istemediğin bir şey söyleyebilirsin diye.
You hear from him, you let me know.
Beni duydunuz, Bana bildirirsiniz.
You should hear him. "Ah, you're gonna bejust like your old man."
Onu bir duymalısın : Sen aynı baban gibi olacaksın. "
Let me hear you call him a faggot.
Ona homo dediğini duyayım.
If you can hear me, tell your boss I wanna speak to him.
Beni duyabiliyorsan patronuna söyle onunla konuşmak istiyorum.
You can kick his dog, you can spit in his face... but the one thing a judge never wants to hear is criticism about his court. Fuck him.
Bu yüzden beni hapse atın.
And you should hear him play the piano, Anna Holtz.
Ve onu piyano çalarken dinlemelisin, Anna Holtz.
- You can hear him without going to his room.
- Odasına gitmeden onu duyabiliyorsun.
A player negotiates too hard and you never hear from him again,'cause these guys kill everything!
Aç gözlü birinden asla haber alınamaz. Bu herifler her şeyi öldürür!
Did you ever hear about that oracle that warned Papa Max that one day his wife was gonna give birth to a son who was gonna kill him and destroy the Empire?
Birgün karısı ona bir çocuk doğuracak ve onu öldürüp, devleti kurtaracak
Hear you got your transfer. So you still believe in Junior enough to go risk your life for him?
Hala o lanet kralı yok etmek istiyorum biliyorsun
I think you should hear him out.
Bence onu dinlemelisin.
We have to be strong for him. Do you hear me?
Onun için güçlü olmamız gerek, anladın mı?
- Did you ever hear him speak?
- Konuşmasını hiç dinledin mi?
Yeah. You hear about a man's past coming back to haunt him.
İnsanın geçmişinin kendisini avlamaya geldiğini duymuşsundur.
You should hear him. " Nita!
Onu duymalıydın. " Nita!
All right, just let me know if you hear anything, anything unusual or anything. I'll watch him.
Bir şey duyarsan haber ver.
You fucking look after him, do you hear me?
Ona çok iyi göz kulak ol, beni duyuyor musun?
Do me a favour, call my cell and let us know if you find him or hear anything.
Eğer bir şey duyarsan ya da onu bulursan, bize haber ver.
Oh! Do you hear how I'm coming at him for you, Leon?
Senin için neler yaptığımı görüyor musun Leon?
You should hear him do "Jolene" - - amazing.
Jolene söylemesini dinlemelisin. Müthiş.
You could hear him a block away.
Sesini bir blok öteden duyabilirsin.
You hear from him, you call that number.
Ondan haber alırsan bu numarayı ara.
You hear from him, tell him I brought him some Blood, Sweat and Tears tickets.
Eğer haber alırsan ona Kan, Ter ve Gözyaşı biletlerinden getirdiğimi söyle.
Yeah, you should hear him, Ton'.
Evet, onu duymalısın Ton'.
If you hear from him, please have him call me.
Ondan haber alırsanız, lütfen beni aramasını söyleyin.
I hear you bought him a car to shut him up and take the rap.
Ben onu susturmak için ona bir araba aldığınızı duydum.
You know, I'm just glad to Hear that you're not serious About him, you know?
Ciddi olmadığını duyduğuma sevindim.
You didn't hear what happened to him?
Olanları duymadın mı?
I hear you, but we just came from his foster mother's house, and she said it was you that told him not to talk.
Seni anlıyorum ama daha yeni koruyucu annesinin evinden geldik. Çocuğa konuşmamasını söyleyenin sen olduğu söyledi.
And you don't want to hear it because you've got it in your head that your father's the soldier, and you sure don't want to be like him.
Dinlemek istemiyorsun çünkü gerçek askerin baban olduğunu düşünüyorsun ve kesinlikle onun gibi olmak istemiyorsun.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]