You hear this translate Turkish
4,230 parallel translation
You hear this rumor, Hollman?
- Söylentiyi sen de duydun mu Hollman?
After you hear this, we'll all need one.
Bunu duyduktan sonra, hepimizin ihtiyacı olacak.
- Oh, you'll laugh your whiskers off when you hear this one.
- Bunu duyunca gülmekten kırılacaksınız.
You could hear this chanting.
Koro sesini duyabilirdiniz.
I don't know, maybe you can hear this I guess... Um...
Bilmiyorum, belki beni duyabiliyorsundur... 27 OCAK 2011 ON ÜÇÜNCÜ GECE.
I know you don't wanna hear this, Bax, but I do... really love you.
Bunu duymak istemiyorsun, biliyorum Bax, ama ben gerçekten seni seviyorum.
- Sure you wanna hear this? - Oh, yeah.
- Bunu duymak istediğine emin misin?
Didn't hear you leave this morning.
Sabah ayrıldığını duymadım.
Bartleby Livingstone, I hear you were the leader of this victory.
Bartleby Livingstone, bu zaferin liderinin sen olduğunu duydum.
( Sam ) So what's this I hear about, uh, you giving some kind of a gift to Irene?
Irene'e hediye verme hikâyen nedir?
I know you don't want to hear this, Rusty, but I could easily find a professional
Bunu duymak istemediğini biliyorum, Rusty ama bu konuda konuşabileceğin bir profesyonel bulabilirim.
Nothing you hear leaves this room.
Duyacaklarınız bu odadan dışarı çıkmayacak.
- No more! I don't want to hear you talking about this.
- Bundan böyle hiç birinizi bunun hakkında konuşurken duymak istemiyorum.
- No, I want you to hear this.
- Hayır, seninde duymanı istiyorum.
Why now? I need... I need you to hear this, Ruth.
- Bunları duymanı istiyorum, Ruth.
Is this something you really want to hear?
Bunu gerçekten duymak istediğine emin misin?
I hear you were this close to Red John.
Red John'a çok yaklaştığını duydum.
You need to hear this.
Bunu duymanız lazım.
I think you'd be pleased to hear that this morning in the parking garage, I saw this oil stain on the ground that was shaped just like my ex-girlfriend, Lucy, and I didn't get upset at all.
Sanıyorum bu sabah otoparkta yerde eski sevgilim Lucy'e benzeyen bir yağ lekesi gördüğümü ve hiç üzülmediğimi duymak hoşuna gider.
Look, I know you probably don't want to hear this, but... I love being pregnant with our baby.
Bak, biliyorum, muhtemelen bunu duymak istemezsin ama senin çocuğunu taşımayı seviyorum.
But obviously you did not hear this from me.
Ama tabii ki bunu benden duymadın.
You should probably hear this.
- Kapa çeneni. - Bunu duysanız iyi olur bence.
Okay, this voice that you hear, she is... she's gonna do all this?
Pekala, bu duyduğun ses... Bütün bunları o mu yapacak?
- I hear anything other than the death note, this gun mows you all down.
- Ölümcül notadan daha etkili başka bir şey duydum, bu silah sizi ot yığınına dönüştürecek.
This is my home! You hear me?
Benim evim burası, duydun mu?
I know this is the last thing you want to hear, but I am the the only friend you have left, Clay.
Duymak istediğin son şeyin bu olduğunu biliyorum ama son arkadaşın ben kaldım, Clay.
So what's this I hear of you giving the rookie a hard time last night?
Dün gece çömeze zorluk yaşatmışsın diye bir şey duydum.
"did you hear about this?" Stories on the Internet.
İnternetten Hikayeler.
What's this I hear about you opening a blue file on me?
Benim hakkımda gizli dosya açmak da neyin nesi?
All right, but here's the deal, and this does not get repeated, you hear me?
Ama önemli olan kısmı bu tekrar da etmeyeceğim, tamam mı?
I'll have you know that more than 600 firefighters have preregistered to hear this debate.
Bu münazara için 600'den fazla itfaiyecinin önceden yer ayırttığını söylemek isterim.
We're going to live through this, you hear me?
Bundan kurtulmalıyız, duydun mu beni?
- When did you first hear this one?
- Bunu ilk önce ne zaman duydun?
Maybe this is too hard for anyone to hear, but... Kyle, you died.
Bunu duymak herkes için zordur ama Kyle, sen öldün.
If I don't hear from you within 10 days I will spend the last seven months in this office making your life as miserable as the law allows.
10 gün içinde sizden haber çıkmazsa kanunlar çerçevesinde bu makamdaki son 7 ayımı hayatınızı zindana çevirmek için harcayacağım.
I don't want to hear how I supported you Elena, and I definitely do not want to continue this conversation.
Seni nasıl desteklediğimi duymak istemiyorum Elena. Ve bu konuşmayı sürdürmeyi hiç istemiyorum.
I want you to hear this, too.
Sizin de duymanızı istiyorum.
You need to hear this, Tara. And understand it on every level.
İyice dinlemen gerekiyor Tara ve her açıdan bunu anlaman gerekiyor.
You're not gonna want to hear this.
- Bunu duymak hoşunuza gitmeyecek.
You should hear this, too.
Sen de dinle.
- ( Radio turns on ) - * now hear this * * which one of you is afraid to die * * just like those cowards... * Help!
Yardım edin!
A detective's come from Reno- - you've got to hear this.
Bir dedektif Reno geldi - bu duymak var.
I'd really like to hear you come in this room and say that to my face.
Bu odaya gelip yüzüme konuş da duyayım.
But I thought you might like to hear this.
Bunu duymak isteyeceğinizi düşündüm.
Uh, but come back,'cause you're gonna wanna hear the end of this story.
Ama sonra tekrar gel. Hikayenin sonunu dinlemek isteyeceğine eminim.
I hear what you're saying, but I'm the lead surgeon on this, and I'm making the call.
Fakat bu ameliyatın baş cerrahı benim ve kararımı verdim.
You need to hear yourself read this.
Bunu yüksek sesle oku.
That's actually kind of nice to hear, because this is hard to believe, but I got stood up tonight, and it kind of makes me feel good when you say I'm pretty and I have a good body.
Bunları duymak çok iyi geldi. Buna inanmak istemeyebilirsin ama... Bu gece ekildim ama güzel olduğumu ve vücudumun güzel olduğunu duymak iyi geldi.
Girls, wait till you hear about this.
Size anlatacaklarım var!
Please, sir, before any such considerations, I implore you to meet with Moray, hear him talk about this place.
Lütfen efendim bunu düşünmeye başlamadan önce Moray ile görüşüp onun düşüncelerini duymanızı rica ediyorum.
How dare you come in this... did you hear me?
- Nasıl buraya gelmeye cüret... - Beni duydun mu?
you heard me 949
you heard it 84
you heard wrong 40
you heard the man 286
you heard right 51
you heard me right 19
you heard her 244
you heard 289
you heard him 499
you heard of him 22
you heard it 84
you heard wrong 40
you heard the man 286
you heard right 51
you heard me right 19
you heard her 244
you heard 289
you heard him 499
you heard of him 22